Büyük savaş kapıda!

ABD’nin Afganistan’dan aceleyle çıkıp Özbekistan, Türkmenistan, Dedeağaç ve Norveç’e yerleşmesi, Batı’nın da buna destek vermesi, büyük savaşın ayak sesleridir. Bu savaş, ekonomik finans merkezlerinin Batı’dan Doğu’ya kaymayı engelleme ve Demir İpek Yolu’ndan en fazla pay alma savaşı olacaktır. Dedeağaç’ta ABD’nin ve Fransa’nın Yunanistan üzerinden ilk hedefi Türkiye değildir. Bu, küresel büyük savaşın bir cephesidir. Türkiye’nin tam olarak Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğu düşünüldüğünde, çıkacak olan büyük savaşta Türkiye’nin tutumuna yani hangi tarafta yer alacağı hususundaki kararına göre Batı da konuşlanacaktır.

PARİS İklim Anlaşması, Demir İpek Yolu ve ABD’nin stratejik noktalardaki askerî üsleri birlikte değerlendirilmelidir. Bunlar bütün dünyayı etkilemesi nedeniyle, her ülkenin söz sahibi olmak istediği mevzulardır. Bu üç konu aynı zamanda birbiriyle ilişkili olup diğer konuları da doğrudan etkileyecek potansiyeldedir. 

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) için Aralık 2015’te, Paris’te yapılan Paris Anlaşması’na bugüne kadar 197 ülke imza attı. Bu anlaşmayı imzalayan ancak onaylamayan Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen’le birlikte Türkiye de vardı. Türkiye’nin bu tutumu takdir edilesi bir durumdur. Zira bunca yıl bekleyen ve sera gazını dünyaya en fazla yayan ülkelerin bunu neden zamanında yapmadıkları düşündürücüdür.

Demir İpek Yolu dünyanın yeni ticarî omurgası olacak olmasına da, dengeleri iyiden iyiye değiştirecek. Çin, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Slovakya, Çekya, İtalya, Fransa, İngiltere ve İspanya bu omurganın üzerinde yer alıyor.

İngiltere bu noktada hemen Avrupa Birliği’nden ayrıldı. ABD, Afganistan’dan hızla kaçtı. Havayoluyla gidemeyen ABD’liler ise Özbekistan ve Türkmenistan’a geçti. Asla tesadüf değil bunlar!

Demir İpek Yolu şu anlama geliyor: Dünya finans merkezini yüzde 56.2 ile New York, yüzde 37.4 ile Londra, Lüksemburg, Paris, Dublin ve Frankfurt yönetiyordu. Son yıllarda bu oran New York için yüzde 48.7’ye, Londra merkezli yönetimde ise yüzde 27.5’e geriledi. Doğu’da Dubai, Şanghay, Hong Kong ve Singapur merkezli finans ise yüzde 4.3’ten yüzde 21.1’e fırladı. Doğu’nun finans yönetimindeki bu hızlı yükselişinin yanında Batı’nın düşüş görüntüsü Batı’yı çok tedirgin etti.

Üçüncü Boğaz köprüsünde (Yavuz Sultan Selim Köprüsü) diğerlerinden farklı olarak demiryolu geçidi de var. Bu durum doğrudan Demir İpek Yolu amaçlı olması akla aykırı değildir. Türkiye ticaretin köprüsü olmayı önceden görmüştür. Türkiye enerji köprüsü de olmak istemektedir. Bunun için Arap ülkelerindeki ve Rusya’dan çıkan gazın Batı’ya geçişinde köprü görevi üstlenmesi isabetlidir.

Dünya haritasına dikkatli bakıldığında, ABD’nin kendisine göre savunma amaçlı bir askerî üssünün okyanuslardan birinde olması gerekiyorsa Hint Okyanusu en son sırada gelir. Ancak gelin görün ki, Hint Okyanusu’nun tam kalbinde ABD’nin Diego Garcia Askerî Üssü bulunuyor. Bu üs, Hint Okyanusu’nda bulunan Chagos takımadalarında yer almaktadır. Yani Demir İpek Yolu’nun güneyinde. Peki, bu ada ne zaman ABD’nin askerî üssü oldu dersiniz? 1977...

ABD’nin, Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesinde yaptığı yığınakla saldırı helikopterleri, uçaklar, tanklar ve zırhlı araçlarla bölge bir lojistik üssü hâline geldi ki bunu bilmeyen kalmadı. Bu bölge İpsala Gümrük Kapısı’na 40 kilometre uzaklıkta. Bu durum ile Yunan Hükûmeti’nin Fransa’dan aldığı Rafael savaş uçaklarının ciddî bir atılım olarak birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bu bölgenin de Demir İpek Yolu’nun Türkiye boğazına yakın olması elbette tesadüf değildir. Ancak doğrudan hedef Türkiye değildir.

ABD son günlerde Norveç’in kuzeyinde yer alan Bogen Körfezi yakınlarındaki bir mağarayı silah deposu hâline getirdi. Bu silah deposu mağara, ABD ve NATO müttefiklerinin Rusya ile kuzey sınırlarına verdiği önemi ortaya koyuyor. Bogen bölgesindeki ABD askerî üs mağarası da Demir İpek Yolu’nun kuzeyinde yer alıyor.   

ABD Deniz Kuvvetleri’nden Michael Lucas’ın, Bogen Körfezi yakınlarındaki bu mağara hakkında “mükemmel bir depolama ve sığınma çözümü” olduğunu söylemesi üzerine, Norveç’in Ortak Karargâh Komutanı Korgeneral Yngve Odlo, Norveç’in bu mağarada silah depolanmasına izin verilmesini “ABD’nin Norveç ve Avrupa’ya olan bağlılığının açık bir göstergesi” olarak nitelendirdi ki bu da tesadüf değildir!

Yukarıdan itibaren açıklanan verileri doğru analiz etmek gerekir. Finans merkezleri Batı’dan Doğu’ya doğru kayıyor. Pandemiyle birlikte bu süreç hız kazandı. Bu kayma sürecinin 2000 yıllarında olması akla getirildiğinde, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın hiç de iyi niyetli bir anlaşma olmadığı açıktır. Zira dehşetli bir plânın parçası olarak duruyor. ABD’nin 1977’de Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia Askerî Üssü, tam da bu plânın bir parçasıdır. Zira ABD, 1969 yılında Ay’a ayak basmasını, çöküşün başlangıcını geciktirmek için yapmıştır. Zira ABD iyi niyetli olsaydı, ekonomik çöküşün 1950-1960 yıllarında olduğu görüldüğünde, Paris Antlaşması’nın da bu yıllarda yapılması gerekirdi. Zira Batı’nın dünyaya saldığı sera gazının en fazla olduğu yıllar bu dönemdir.

ABD’nin Afganistan’dan aceleyle çıkıp Özbekistan, Türkmenistan, Dedeağaç ve Norveç’e yerleşmesi, Batı’nın da buna destek vermesi, büyük savaşın ayak sesleridir. Bu savaş, ekonomik finans merkezlerinin Batı’dan Doğu’ya kaymayı engelleme ve Demir İpek Yolu’ndan en fazla pay alma savaşı olacaktır. Dedeağaç’ta ABD’nin ve Fransa’nın Yunanistan üzerinden ilk hedefi Türkiye değildir. Bu, küresel büyük savaşın bir cephesidir. Türkiye’nin tam olarak Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğu düşünüldüğünde, çıkacak olan büyük savaşta Türkiye’nin tutumuna yani hangi tarafta yer alacağı hususundaki kararına göre Batı da konuşlanacaktır.

Özbekistan ve Türkmenistan’ın Demir İpek Yolu’nun doğusunda, Diego Garcia Askerî Üssü’nün güneyde, Bogen Körfezi yakınlarındaki mağaradaki ABD silah deposunun kuzeyde ve Dedeağaç’ın Batı’da yer aldığı düşünüldüğünde, Demir İpek Yolu’nun dört yönden kuşatıldığı açık ve nettir. Yani finans ve ekonomik merkezin Batı’dan Doğu’ya kayması, büyük savaşı tetiklemiştir. Kaçınılmaz olan şu ki; bu büyük savaş, Türkiye açısından çok sıkıntılı ve zor bir süreci ortaya çıkarmıştır.

Karadeniz’de doğalgaz bulunması, Mavi Vatan’da petrol ve gaz aranması, Karadeniz’de Ukrayna ile olan iletişim eğer güç dengelerini değiştirir ve Türkiye’nin bölgede tek güç olduğunu ortaya çıkarırsa, bu kez ilk hedef Türkiye olacaktır.

Bu nedenle 2015 yılının Aralık ayında imzalanan Paris İklim Antlaşması, Doğu’ya kayan finans merkezlerini engelleme amacını gütmektedir. Türkiye TOGG’u ürettiğinde Batı’dan yükselen itiraz da buradan gelip engelleme yoluna gideceklerdir. ABD’nin 1977’de inşâ ettiği Diego Garcia Askerî Üssü ise, çıkacak büyük savaşta lojistik üs olarak kullanılacaktır. Benzer şekilde Dedeağaç’taki silah yığını da bu amaç için yapılmıştır.

Görünen o ki, büyük savaş kapıya dayandı!