PARİS İklim Anlaşması,
Demir İpek Yolu ve ABD’nin stratejik noktalardaki askerî üsleri birlikte
değerlendirilmelidir. Bunlar bütün dünyayı etkilemesi nedeniyle, her ülkenin
söz sahibi olmak istediği mevzulardır. Bu üç konu aynı zamanda birbiriyle
ilişkili olup diğer konuları da doğrudan etkileyecek potansiyeldedir.
Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) için Aralık 2015’te, Paris’te
yapılan Paris Anlaşması’na bugüne kadar 197 ülke imza attı. Bu anlaşmayı imzalayan
ancak onaylamayan Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen’le birlikte Türkiye de vardı.
Türkiye’nin bu tutumu takdir edilesi bir durumdur. Zira bunca yıl bekleyen ve sera
gazını dünyaya en fazla yayan ülkelerin bunu neden zamanında yapmadıkları
düşündürücüdür.
Demir
İpek Yolu dünyanın yeni ticarî omurgası olacak olmasına da, dengeleri iyiden
iyiye değiştirecek. Çin, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan,
Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Slovakya, Çekya, İtalya, Fransa,
İngiltere ve İspanya bu omurganın üzerinde yer alıyor.
İngiltere
bu noktada hemen Avrupa Birliği’nden ayrıldı. ABD, Afganistan’dan hızla kaçtı.
Havayoluyla gidemeyen ABD’liler ise Özbekistan ve Türkmenistan’a geçti. Asla
tesadüf değil bunlar!
Demir
İpek Yolu şu anlama geliyor: Dünya finans merkezini yüzde 56.2 ile New York, yüzde
37.4 ile Londra, Lüksemburg, Paris, Dublin ve Frankfurt yönetiyordu. Son
yıllarda bu oran New York için yüzde 48.7’ye, Londra merkezli yönetimde ise
yüzde 27.5’e geriledi. Doğu’da Dubai, Şanghay, Hong Kong ve Singapur merkezli
finans ise yüzde 4.3’ten yüzde 21.1’e fırladı. Doğu’nun finans yönetimindeki bu
hızlı yükselişinin yanında Batı’nın düşüş görüntüsü Batı’yı çok tedirgin etti.
Üçüncü
Boğaz köprüsünde (Yavuz Sultan Selim Köprüsü) diğerlerinden farklı olarak demiryolu
geçidi de var. Bu durum doğrudan Demir İpek Yolu amaçlı olması akla aykırı
değildir. Türkiye ticaretin köprüsü olmayı önceden görmüştür. Türkiye enerji
köprüsü de olmak istemektedir. Bunun için Arap ülkelerindeki ve Rusya’dan çıkan
gazın Batı’ya geçişinde köprü görevi üstlenmesi isabetlidir.
Dünya
haritasına dikkatli bakıldığında, ABD’nin kendisine göre savunma amaçlı bir
askerî üssünün okyanuslardan birinde olması gerekiyorsa Hint Okyanusu en son
sırada gelir. Ancak gelin görün ki, Hint Okyanusu’nun tam kalbinde ABD’nin
Diego Garcia Askerî Üssü bulunuyor. Bu üs, Hint Okyanusu’nda bulunan Chagos takımadalarında
yer almaktadır. Yani Demir İpek Yolu’nun güneyinde. Peki, bu ada ne zaman ABD’nin
askerî üssü oldu dersiniz? 1977...
ABD’nin,
Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesinde yaptığı yığınakla saldırı helikopterleri,
uçaklar, tanklar ve zırhlı araçlarla bölge bir lojistik üssü hâline geldi ki
bunu bilmeyen kalmadı. Bu bölge İpsala Gümrük Kapısı’na 40 kilometre uzaklıkta.
Bu durum ile Yunan Hükûmeti’nin Fransa’dan aldığı Rafael savaş uçaklarının
ciddî bir atılım olarak birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bu bölgenin de
Demir İpek Yolu’nun Türkiye boğazına yakın olması elbette tesadüf değildir. Ancak
doğrudan hedef Türkiye değildir.
ABD
son günlerde Norveç’in kuzeyinde yer alan Bogen Körfezi yakınlarındaki bir
mağarayı silah deposu hâline getirdi. Bu silah deposu mağara, ABD ve NATO
müttefiklerinin Rusya ile kuzey sınırlarına verdiği önemi ortaya koyuyor. Bogen
bölgesindeki ABD askerî üs mağarası da Demir İpek Yolu’nun kuzeyinde yer alıyor.
ABD
Deniz Kuvvetleri’nden Michael Lucas’ın, Bogen Körfezi yakınlarındaki bu mağara
hakkında “mükemmel bir depolama ve sığınma çözümü” olduğunu söylemesi üzerine,
Norveç’in Ortak Karargâh Komutanı Korgeneral Yngve Odlo, Norveç’in bu mağarada
silah depolanmasına izin verilmesini “ABD’nin Norveç ve Avrupa’ya olan
bağlılığının açık bir göstergesi” olarak nitelendirdi ki bu da tesadüf
değildir!
Yukarıdan
itibaren açıklanan verileri doğru analiz etmek gerekir. Finans merkezleri Batı’dan
Doğu’ya doğru kayıyor. Pandemiyle birlikte bu süreç hız kazandı. Bu kayma
sürecinin 2000 yıllarında olması akla getirildiğinde, 2015 yılında imzalanan
Paris İklim Anlaşması’nın hiç de iyi niyetli bir anlaşma olmadığı açıktır. Zira
dehşetli bir plânın parçası olarak duruyor. ABD’nin 1977’de Hint Okyanusu’ndaki
Diego Garcia Askerî Üssü, tam da bu plânın bir parçasıdır. Zira ABD, 1969
yılında Ay’a ayak basmasını, çöküşün başlangıcını geciktirmek için yapmıştır. Zira
ABD iyi niyetli olsaydı, ekonomik çöküşün 1950-1960 yıllarında olduğu
görüldüğünde, Paris Antlaşması’nın da bu yıllarda yapılması gerekirdi. Zira
Batı’nın dünyaya saldığı sera gazının en fazla olduğu yıllar bu dönemdir.
ABD’nin
Afganistan’dan aceleyle çıkıp Özbekistan, Türkmenistan, Dedeağaç ve Norveç’e
yerleşmesi, Batı’nın da buna destek vermesi, büyük savaşın ayak sesleridir. Bu
savaş, ekonomik finans merkezlerinin Batı’dan Doğu’ya kaymayı engelleme ve
Demir İpek Yolu’ndan en fazla pay alma savaşı olacaktır. Dedeağaç’ta ABD’nin ve
Fransa’nın Yunanistan üzerinden ilk hedefi Türkiye değildir. Bu, küresel büyük
savaşın bir cephesidir. Türkiye’nin tam olarak Doğu ile Batı arasında bir köprü
olduğu düşünüldüğünde, çıkacak olan büyük savaşta Türkiye’nin tutumuna yani
hangi tarafta yer alacağı hususundaki kararına göre Batı da konuşlanacaktır.
Özbekistan
ve Türkmenistan’ın Demir İpek Yolu’nun doğusunda, Diego Garcia Askerî Üssü’nün
güneyde, Bogen Körfezi yakınlarındaki mağaradaki ABD silah deposunun kuzeyde ve
Dedeağaç’ın Batı’da yer aldığı düşünüldüğünde, Demir İpek Yolu’nun dört yönden
kuşatıldığı açık ve nettir. Yani finans ve ekonomik merkezin Batı’dan Doğu’ya kayması,
büyük savaşı tetiklemiştir. Kaçınılmaz olan şu ki; bu büyük savaş, Türkiye
açısından çok sıkıntılı ve zor bir süreci ortaya çıkarmıştır.
Karadeniz’de
doğalgaz bulunması, Mavi Vatan’da petrol ve gaz aranması, Karadeniz’de Ukrayna
ile olan iletişim eğer güç dengelerini değiştirir ve Türkiye’nin bölgede tek
güç olduğunu ortaya çıkarırsa, bu kez ilk hedef Türkiye olacaktır.
Bu
nedenle 2015 yılının Aralık ayında imzalanan Paris İklim Antlaşması, Doğu’ya
kayan finans merkezlerini engelleme amacını gütmektedir. Türkiye TOGG’u
ürettiğinde Batı’dan yükselen itiraz da buradan gelip engelleme yoluna
gideceklerdir. ABD’nin 1977’de inşâ ettiği Diego Garcia Askerî Üssü ise, çıkacak
büyük savaşta lojistik üs olarak kullanılacaktır. Benzer şekilde Dedeağaç’taki
silah yığını da bu amaç için yapılmıştır.
Görünen o ki, büyük savaş kapıya dayandı!