Büyük oyuncuların hedefi: Türkiye

28 Şubat’ta FETÖ korunurken, bütün Müslümanlar hedef alındı. 15 Temmuz’da Türkiye’yi 1071 öncesine döndürme işgal girişimine giriştiler. 1 Nisan’da Türkiye-Azerbaycan seyahati sadece ülke kimlikleriyle başladı. Hemen ardından 4 Nisan NATO kuruluş yıldönümünde emekli amiraller bildiri yayınladı. 15 Temmuz öncesinde “Başbakan olacağım” diyen kişi şimdi ABD’nin Ankara Büyükelçisi ile basına kapalı konuşuyor. ABD, Afganistan’dan çıkıp Türk devletlerine giriyor… Her şey açık değil mi?!

JAPONYA’ya girip kan gölüne çeviren bir ABD… Pakistan’a girip kan gölüne çeviren bir ABD… Yemen’e girip kan gölüne çeviren bir ABD… Irak’a girip kan gölüne çeviren bir ABD… Suriye’ye girip kan gölüne çeviren bir ABD… Libya’ya girip kan gölüne çeviren bir ABD… Somali’ye girip kan gölüne çeviren bir ABD… Granada’ya girip kan gölüne çeviren bir ABD, Küba’ya girip kan gölüne çeviren bir ABD… Lübnan’a girip kan gölüne çeviren bir ABD… Guatemala’ya girip kan gölüne çeviren bir ABD… Kore’ye girip kan gölüne çeviren bir ABD… Vietnam’a girip kan gölüne çeviren bir ABD ve  Afganistan’a girip kan gölüne çeviren bir ABD, huyundan vazgeçer mi? 

Afganistan’dan çekileceğini söyleyen ABD’nin masum hareketi olmaz, başka yerlerde başka hedefler peşinde koşar. Silah, petrol, enerji ve sömürge politikası güden, tarihi kan ve gözyaşı ile dolu bir ülkenin barıştan söz etmesi, demokrasiden dem vurması tamamen kandırmacadan ibarettir.

Asya ile Avrupa arasındaki deniz ticaretin en önemli geçiş güzergâhlarından biri olan Süveyş Kanalı'nda Tayvan şirketi tarafından işletilen ve şimdiye kadar karaya oturan en büyük ticaret gemisi olan “The Evergreen Marine”, ticaret yollarını ve güvenliğini yeniden gündeme getirdi.

Sanki farklı bir gündemmiş gibi ABD bu kez de Ukrayna olayı ile gündeme girdi. ABD ve Batı ülkeleri kuantum politikası izlediklerinden sürekli olarak savaştıkları ülkeye “Kuşa bak!” yaparak asıl hedefi için çalışır. Ukrayna olayı, tam olarak Süveyş Kanalı'nın kapanmasının bir etkisi olarak görülürken, asıl hedefin, kana buladığı bir ülkeden çıkıp başka bir İslâm ülkesini kan gölüne çevirme planıdır.

Ukrayna gündemdeyken ABD’ye ait savaş gemileri Çanakkale ve İstanbul boğazını geçip Ukrayna açıklarında Rusya’ya kafa tutmadı. Gerçi Rusya, ABD’nin iyi niyetli olmadığını ve bu duruma endişe ile yaklaştıklarını da ifade etti. Çünkü ezeli iki rakip birbirlerini iyi tanıyorlardı.

Rusya’nın ABD hakkındaki güya temkinli tutumundan operasyon hazırlığı çıktı. Rusya, 15 savaş gemisini Karadeniz’e indirdi, Ukrayna yakınlarındaki sınıra 2 askerî birliği ve 3 hava indirme birliği konuşlandırdı. Rusya, kendisini savunmak için bunu yaptığını deklere etti. Bahane olarak da Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, ABD ve NATO'ya ait 40 bin asker ve 15 bin askerî teçhizatın Rusya sınırlarına yakın bölgelerde konuşlandırılacağını ileri sürdü.  

ABD’nin Karadeniz’e çıkıp Ukrayna konusu gündeme gelmeseydi, Rusya Karadeniz’e bu kadar savaş yığınağı yapamazdı. Çünkü Ukrayna’nın doğrudan Rusya ile savaşma gibi bir planı ve gücü yok. Rusya’nın Karadeniz’e asker indirmesine ABD vesile oldu.

Bu aşamada boş durmayan Rusya, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’ya suikast düzenleyerek darbe yapmayı planladığı iddia edilen kişileri yakalayarak Ukrayna’nın kuzeyinde de varlık gösterdi. Buna delil olarak da Belaruslu muhaliflerin bazı Ukraynalı aşırı milliyetçilerle birlikte hareket ettiği gösterildi. Belarus’tan gelen açıklamada bu işin CIA ve FBI’ın işi olduğu öne sürülerek Rus istihbarat ve güvenlik elemanları perdelenmeye çalışıldı. Süreç devam ederken Rusya, Haziran’a kadar Türkiye’ye turistlik amaçlı uçuşları durdurdu. Ermenistan’da Azerbaycan karşısında yenilen Rusya ilk hamlesini de böylece yapmış oldu. 

ABD, Karadeniz’e gitmedi. Ancak yıllardır devam eden Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki kurmak istenen terör devletinin sözde sınırları içerisinde kalan Başika üs bölgesinde roketli saldırı düzenlendi ve bir Mehmetçiğimiz şehit düştü. 

ABD’nin Türkiye’nin S-400 alımından rahatsız olduğu bilinmesine rağmen yeni bir açıklama geldi. Sağır sultanın bile bildiği bir konu bu aşamada ABD Savunma Bakanlığı'ndan Laura Cooper’in ‘S-400'lerin F-35'lerle uyumlu olmadığı’ açıklaması Irak’ta ABD oyununun perdelemesinden başka bir şey değildir. 

KKTC Anayasa mahkemesi Kur’ân kurslarının kapatılmasına karar veriyor, ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, 15 Temmuz öncesi “Başbakan olacağım” diyen birisiyle basına kapalı görüşme yapıyor. 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, önce Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu ve Fener Rum Patrikhanesi yetkilileri ile basına kapalı görüşüyor, ülkesine dönüyor, ardından tekrar Türkiye’ye geliyor. Her şey yolunda giderken Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu ile beraber yapılan basın toplantısında haddini aşıyor. Ardından Çavuşoğlu KKTC’ye gidip Lefkoşa’da ilk olarak KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'yla, sonra da KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüşüyor. Birlikte basın huzurunda açıklama yapıyorlar. En dikkat çekici olanı ise Sayın Tatar’ın “KKTC’de Kur'ân kursları kapatılmayacak” açıklaması oluyor.

Türkiye’nin ürettiği İHA ve SİHA’ları satın alan ve almak için talepte bulunan ülkeler Azerbaycan, Ukrayna, Sırbistan, Katar, Tunus, Libya ve Fas… Dağlık Karabağ'da gerçekleştirilen başarılı operasyonlar sayesinde İHA ve SİHA’lara yurt dışından hem övgü hem talep giderek artıyor. Rusya, ABD, İsrail, Fransa ve Çin ise bu durumdan oldukça rahatsızlar. Çünkü İHA ve SİHA konusunda Türkiye bu ülkelerin pazar payını küçültmeye başladı.

Azerbaycan, Türkiye’den aldığı SİHA’lar ile Ermenistan güçlerinin 8 milyar TL’lik askerî teçhizatlarını imha etti. Arta kalanı da Bakü’de Askerî Ganimet Parkı’nda sergiliyor. 

Fas’ın, Türkiye'den almak için sipariş verdiği 13 adet Bayraktar TB2 SİHA'nın Türkiye’ye getirisi 560 milyon TL’dir.  

Türkiye, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletini kurdurmayınca Batı çılgına döndü. Ardından Azerbaycan’ın SİHA’lar ile Dağlık Karabağ’da Ermenistan’ı perişan ermesi Fransa ve ABD’yi çılgına çevirdi. 

ABD merkezli Havacılık ve Uzay Çalışmaları Mitchell Enstitüsü'nde çalışanı Daniel Gettinger, Türk SİHA’larının görmezden gelinemeyeceğini haykırmaya başladı. Türk yapımı SİHA’ların füze taşıyabilme özelliği rakiplerine fark oluşturuyor. 

Yunanistan’da ise tamamen ABD üsleri konuşlanmış durumda. Dedeağaç sanki ABD toprakları oldu. Üstelik ABD binlerce askerî teçhizatı Yunanistan’a hibe etti. 

Suriye ve Irak’ın kuzeyinde (Türkiye’nin güneyinde) “terör devleti” kurmaktan vazgeçmediler, Batı’da Yunanistan toprakları ABD üssü hâline getirildi, kuzeyde Ukrayna bahanesiyle askerî yığınak deposu oldu. Doğuda Ermenistan ile hezimete uğrayan Batı ve Rusya şimdi büyük oynuyorlar. Büyük oyuncu olarak Türkiye’yi istemiyorlar. 

Londra-Pekin arasını hızlı tren ile 48 saate indiren bir ticarî taşımacılığın Türkiye’den geçecek olması İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmasını tetikledi. Güçlü bir Türkiye, sıcak denizlere inen Rusya’ya bir gün “Dur!” diyebilir. Dağılmak üzere olan bir Avrupa Birliği (AB) karşısında kurulmak üzere olan Türk Birliği, Rusya ve ABD’nin asla kabul etmeyeceği gelişmelerdir. 

Türkiye’yi Doğu, Batı, Güney ve Kuzey’den durduramayanlar, içeriden kazan kaynatmaya devam ediyor. Demir İpek Yolu Türkiye’yi üst düzey konumda kalıcı kılacak, bunu istemeyenler hiç durmuyorlar. Pekin’den-Londra iletişimini daha Türkiye’ye girmeden kesmek istiyorlar. 

Afganistan’dan askerî varlığını çekeceğini belirten ABD’nin, yönetimde Türk Dostu General Raşit Dostum’u desteklemesi beklenilemez. ABD, Afganistan’dan ayrılarak Tacikistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'da konuşlanacak. Çünkü Pekin'den çıkan tren Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Azerbaycan’dan geçiyor. 

Pentagon ve CIA “terörle mücadele operasyonlarının” Afganistan'ın dışından daha kolay yürütüleceğini bahane etmektedir. Türk devletleri Rusya’dan ayrılmadan önce, Türk devletleri hakkında Türkiye 100 adet tez yaptırmıştı. Bunlardan 10’u doktora tezi, 90’ı ise yüksek lisans tezi idi.  ABD ise tam olarak 10 bin tez yaptırdı. Bütün akademik bilgiler ABD başkanlarının önüne kondu. ABD, FETÖ kanalıyla Rusya’dan ayrılan bu Türk devletlerine sızmıştı. Şimdi de başka bahaneler ve Ukrayna üzerinden dolaylı olarak Rusya’ya yardım ederek Türk devletlerine girip Türkiye’nin önünü kesmek istemektedirler.  

28 Şubat’ta FETÖ korunurken, bütün Müslümanlar hedef alındı. 15 Temmuz’da Türkiye’yi 1071 öncesine döndürme işgal girişimine giriştiler. 1 Nisan’da Türkiye-Azerbaycan seyahati sadece ülke kimlikleriyle başladı. Hemen ardından 4 Nisan NATO kuruluş yıldönümünde emekli amiraller bildiri yayınladı. 15 Temmuz öncesinde “Başbakan olacağım” diyen kişi şimdi ABD’nin Ankara Büyükelçisi ile basına kapalı konuşuyor. ABD, Afganistan’dan çıkıp Türk devletlerine giriyor… 

Her şey açık değil mi!?