KENDİMİ bildim bileli,
Türkiye’nin ilgilendiği birçok sorunla yaşadığına şahidim. İçinde bulunduğumuz
demde büyük devlet olduğumuzu düşündürür olduk, ancak düşünüyorum da, biz hep
büyüktük. Zira derdimiz daima büyük oldu…
Çocukken
öğrendim Kudüs dâvâmızı, Filistin gerçeğini. Çocukken öğrendim Kafkaslardaki
Sovyet ve Rus mezalimini…
Çocukken
öğrendim Doğu Türkistan’daki soykırımı. Çocukken öğrendim Hicaz’ın
sömürüldüğünü…
Çocukken
öğrendim Karabağ’daki işgali. Çocukken öğrendim Cezayir’de yaşananları…
Çocukken
öğrendim Pakistan’daki fedakârlıkları, çocukken öğrendim Hindistan’daki
Müslümanları…
Çocukken
öğrendim Naim Süleymanoğlu’nun niçin Bulgaristan’dan kaçtığını, çocukken tanık
oldum Bosna-Hersek’teki soykırıma…
Bütün
bunlar olup biterken, Türkiye’de bu kadar saydığım konu ve daha nicesi hakkında
Türkiye’nin bir şeyler yapması gerektiğinden bahsedildi daima.
Türkiye
Filistin’e, Bosna’ya, Cezayir’e, Hicaz’a, Irak’a, Suriye’ye, Azerbaycan’a ve
doğudan batıya, kuzeyden güneye aklınıza hangi sorun geliyorsa elini uzatıp her
yaraya merhem olmalıydı.
Birinden
biri eksek kalmamalıydı ama Türkiye ne kadar kötü bir devletti ki hepsini
atlıyor, hiçbirinin derdine derman olmuyordu.
Meselâ
Kazakistan da çok büyük ve zengin bir ülkeydi ama hiçbir zaman Türkiye gibi bir
yükümlülük altına girmemişti, ondan böyle bir iş beklenmemişti. Ya da
Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan…
Çin’e
yakın olan birçok Türk devleti olmasına rağmen Doğu Türkistan ile ilgilenmesi
istenen başka bir ülke olmadı.
Meselâ
İran, Müslüman olmasına rağmen Azerbaycan ve Afganistan’a daha yakındı ama
dertleriyle hiçbir zaman hemhâl olmadı.
Filistin
halkı Arap idi ancak daima diğer Arap akrabaları tarafından yalnız bırakıldı da
ne o zengin Suud Krallığı, ne BAE, ne Kuveyt, ne Bahreyn sahip çıktı.
Türkiye’de
ise Çin ile ilgili bir gelişme çıktığında Türkiye’nin karşısına Doğu Türkistan
çıktı.
Rusya
ile ilgili bir gelişme yaşandığında Türkiye’nin karşısına Kafkaslar çıktı.
Hindistan
ile ilgili bir gelişme yaşandığında Türkiye’nin karşısına Pakistan ve Hint
Müslümanları çıktı.
ABD,
İngiltere, Almanya, Fransa, hatta İsrail ile ilgili bir gelişme yaşandığında
Türkiye’nin karşısına Filistin, Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Cezayir çıktı.
Yurtiçinde
illallah ettiren öyle bir muhalefet var ki, Büyük Türkiye’nin büyük dertli başı
bir gün olsun muradına ermesin diye her gün yeni bir gündemi kamuoyuna servis
ediyor.
Bense
şunu öğrendim: 2003’te iktidarı eline alıp da korkaklarla yol yürümeye hem
mahkûm edilmiş, hem de alıştırılmış Recep Tayyip Erdoğan, sadece sabır
gösterilmesini istedi ve derdimiz neyse o işi mutlaka çözdü!
Neler
mi yaptı?
Başörtüsü
sorundu, sabır istedi, çözdü!
Eğitimde
katsayı sorundu, sabır istedi, çözdü!
Sağlık
hizmetleri sorundu, sabır istedi, çözdü!
Vesayet
sorundu, sabır istedi, çözdü!
Terör
canımıza tak etmişti, Gara dahi düştü, kaldı Kandil!
Balkanlarda
varlık sorundu, Türk düşmanlarına Türkiye’yi kabul ettirdi!
Karabağ,
Libya, Akdeniz, Kıbrıs ve daha nicesi, Erdoğan’lı Türkiye’ye nasip oldu.
Eğer
Gül-Davutoğlu-FETÖ aklı işlemeseydi Irak ve Suriye’nin durumu bugünkü gibi
olmayacak, içinde bulunduğumuz süreç aynıyla vuku bulmayacaktı.
Peki,
Erdoğan’lı Türkiye bunca sorunu çözerken, Türkiye’nin dertli olduğu Filistin,
Doğu Türkistan ve Kıbrıs gibi konularda kim, hangi projeyi Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ne sundu?
İnanıyorum
ki, sabır gösterildiğinde Doğu Türkistan konusu da çözülecek.
İnanıyorum
ki, sabır gösterildiğinde Kıbrıs ve Filistin konusu da çözülecek.
Dilerseniz
bir gün, Filistin konusunda sürekli atıp tutan İran’a Filistin için ne
yaptığını bir gün soralım. Yahut Suud Krallığı’na, Kuveyt’e, Bahreyn’e, BAE’ye,
Ürdün’e de… Filistin için ne yaptıkları Yemen’den bellidir.
Yahut
bir gün, Doğu Türkistan konusunu Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan yahut
Tataristan’dan soralım… Ne yapacakları, bugüne kadar ne yapmadıklarından
bellidir.
Millî
Uzay Programı’nın yurtiçindeki sorunlar nihayete erdirilince başlaması
gerektiğinden bahsediyor kimileri. Bunca derdin ne zaman biteceğini, dünya
boşalıp da tek biz kaldığımızda mı göreceğiz dersiniz?
Anlaşılmıyorsa, Türkiye’nin nelere sabrettiğini, Türkiye’nin bunca başlıkla sabrını sınayanlara sorun bence, cevabı en iyi onlar bilir…