HEMEN söyleyelim: İki
şey benim de, sizin de, onun da kârı olacak. Öyle iki şey ki, neredeyse her
şeyi kapsayan iki şey…
Şu
şekilde açıklayalım:
İlki…
Eğer bütün gün çalışıyor ve günlük anlamda karnınızı doyuracak kadar
kazanabiliyorsanız, kusura bakmayın, hayata başladığınız gün ile hayata
gözünüzü kapadığınız son gün, bedensel büyüme dışında sizde hiçbir gelişme
olamaz. Aynı zamanda çocuk falan okutamazsınız.
Bunun
için kaide, karnınızı doyurduğunuzdan biraz fazla kazanmanızdır. Böylelikle arttırdığınız
parayla işinizi, kendinizi, ailenizi geliştirecek bir şeyler yapabilirsiniz.
Devletler
de insanlar gibi, gelişmek için artı bir değere sahip olmalı veya üretmelidirler.
Millet sadece karnını doyurmak için çalışıyorsa, bu okulları, araştırma ve geliştirme
çalışmalarını kim finanse edecek?
Şimdiye
kadar artı değer üretemeyişimizin sebebi, kazandıklarımızın geçinmemize ancak
yetiyor olmasıydı. Özellikle de bu şekilde devam etmemiz için terörü başımıza
sardılar. Araştırma ve geliştirmeye, eğitime gidecek kaynaklar teröre gitti.
Sömüren
bir emperyalist ülke de değiliz…
Hâsılı,
bu doğalgaz bize böyle bir imkân veriyor!
Hamdolsun,
şu an itibarıyla karnımızı doyurmak için doğalgaza ihtiyacımız yok ama hızlı
gelişmek, büyük ülke olmak ve kalkınmayı, gelişmeyi kesintisiz hâle getirmek
için bu doğalgaz çok işimize yarayacak. Tek cümleyle söylersek, doğalgazdan
kazandığımız parayla ar-ge ve yatırımlar yapacağız.
Bu
yatırımlar ve ar-ge ile ise doğalgaz olmasa bile daha çok kazanmaya devam
edeceğiz. Bunun anlamını hepimiz biliriz. Bu, teröre malzeme olacak ve Joe
Biden’e uşaklık yapmaya elverişli insanlarımızın kalmaması demek. İşsizlikten,
yoksulluktan, zaman zaman da olsa değerlerinden, sevdiklerinden, onurlu bir
yaşamdan vazgeçen insanlarımızın olmaması demek.
İkinci
faydaya gelince… Hâlihazırda 3 ay sonra doğalgaz ve elektriğe zam gelip
gelmeyeceğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Yani senin benim gibi iş insanları da
bilmiyorlar. Bu ne demek? Doğalgazla, elektrikle üretilen ürünlerin veya
yapılan hizmetlerin fiyatlarının ne olacağını bilemiyoruz.
Elektriğe,
doğalgaza zam gelse, iş insanı aradaki farkı cebinden ödeyecek değil ya, ister
istemez sana bana yansıtacak. Hâsılı, hiçbirimiz 3 ay sonra fiyatların ne
olacağını bilemiyoruz.
Hele
bir de ülkemizde elektriğin çok önemli bir kısmının doğalgazdan üretildiğini
düşünürseniz, belirsizliğin hangi boyutta olduğunu tahmin edersiniz.
Bir
de artık otomobilden trene, traktörden iş makinesine her şey elektrikle
çalışmaya başlıyor. Belirsizliğin boyutlarını kestirmek hiç de kolay değil.
Bunun başka bir ifadesi, tek kelimeyle “istikrarsızlık” demektir. Yarının ne
getireceğini bilmeyen bir kimse, kolay kolay yatırım yapmaz. Doğalgazın
Türkiye’de olması ve kendimizce çıkarılması ise, tam da bir istikrar fırsatı
demektir! Tek cümleyle söylersek, piyasadaki fiyatların yıllarca değişmeden
devam etmesi demektir.
Bunları
yazmasam da hepimizin düşünebildiğini gözümün önüne getirince, “Hepimize müjdeler olsun!” diyorum.
Artık terörden can veren askerimiz, polisimiz, vatandaşımız olmayacak; huzur
olacak. Daha çok insanımız evine ekmek götürebilecek. Birçok sıkıntıyla yapılan
işlerimiz, daha kolay ve daha hızlı yapılacak. Tabiî aziz milletimizin şiarı
gereği, gönül coğrafyamızdaki gönül dostlarımıza destek olmaya elbette devam
edilecek.
Rabbim hayırlı etsin!