Bugünler haine esef, gayretliye şeref olacak

İnsanlığını kaybetmeden, silah tacirliği yaparak savaşlardan nemalanmadan, zayıf ülke halklarına zulmederek zalim kesilmeden, uyuşturucu pazarından rant devşirmeden, karşılığı olmayan para basmadan, inançla, insanî erdemlerle, idrak ve izan ile insan kalabilmenin destanı yazılıyor.

SEFADA ve cefada, iyi günde ve kötü günde kendine yetebilirliğin izahını tüm dünyanın gözleri önüne seren Türkiye, bugün insan merkezli büyüme potansiyeli ile dünya ülkelerine rol model olma yolunda ilerliyor.

Türk Devleti, bir yanda dünyayı şaşkına çevirecek büyüklükte bir afetin yaralarını sararken, öte yanda kendi insanının hayat akışını sekteye uğratmadan, savunmadan ticarete, eğitimden sağlığa, gelecek zamanların teminatına, siyasetten dış politikaya ve daha pek çok alana yetecek gücü ile hem iktidar olmanın, hem sorun ve çözüm doğrultusunda nasıl muktedir olunacağının izahını yapıyor. 

İçimizde insanî duygularını, erdemlerini, inanç değerlerini yitirmiş, acıdan rant elde etmek dileyen, enkazdan insan değil oy çıkarmak için kollarını sıvayanlar hariç, aziz Türk milleti tüm dünyaya insanlık dersi veriyor.  

Afetle birlikte milyonlarca kişinin barınma, aş, iş, sevk, görev değişiklikleri Devletimizin kurumlarınca paniğe kapılmadan gerçekleştiriliyorsa, aynî, nakdî ve fiilî yardımlaşma siyâsî kaygılarla değil insanî vasıflarla koordine ediliyorsa, eş zamanlı olarak EYT çözülüyorsa, afetin üzerinden henüz 40 gün geçmemişken “Tahıl Koridoru” için dünya ülkelerinin gözleri Türkiye’ye kilitleniyorsa, millî gururumuz TOGG’un yollara inmesi için ticarî akış sağlanıyorsa, kadir kıymet bilinmeli ki bu büyük bir başarıdır.

Bu güçlü devlet portresi, aziz millet resmidir. Ve tüm bu başarının ardında insan merkezli, insaniyet esaslı bir yönetim kabiliyetine sahip olmak vardır. İnsanlığını kaybetmeden, silah tacirliği yaparak savaşlardan nemalanmadan, zayıf ülke halklarına zulmederek zalim kesilmeden, uyuşturucu pazarından rant devşirmeden, karşılığı olmayan para basmadan, inançla, insanî erdemlerle, idrak ve izan ile insan kalabilmenin destanı yazılıyor.

Bu satırları kaleme alırken, ana haber bültenlerinden ABD’de iki bankanın iflası, Fransa’da “Mezarda emeklilik istemiyoruz!” feryadıyla protestoda bulunan işçilerin görüntüleri servis ediliyordu. Toplanmayan 500 bin ton çöp içinde kalan Fransa’da grev yapan işçiler, yasaları gereği zorla işe çağırmakla tehdit ediliyor.

Ve bizim içimizdeki kimileri Batı’nın özgürlüğünden dem vururken, kendi ülkelerindeki çözüm odaklı, sorun çözen iktidar partisinin liderine “diktatör” demeye utanmıyorlar.

Aslında, Türkiye tüm dünyanın gözleri önünde inanç ve insan merkezli insanlık dersi verirken ya haince plânların devreye sokulmasında aktif rol oynayanlar yahut ne olduğunun ayırdına varamayıp ihanete meyyâl ahlâklarıyla sürüklenenler hariç, bu vatanın, bu devletin, aziz Türk milletinin ve göklerde “Korkma” diye fısıldayan ay yıldızlı bayrağın kıymetini biliyor. Varsın, bilmeyen bilmesin!

Bilenler bilir ki, bu ülke, kadir kıymet bilenin gayreti, masumların duası, vatanperverlerin çabasıyla, “Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/ Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/ ‘Adam aldırmada geç git’ diyemem, aldırırım/ Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım” diyen yöneticilerin azmiyle büyüyor.

Gelecek zamanlar söyleyecek bugünlerin haine esef, gayret kesilenlere şeref olacağını. Ve dünya duyacak!