
TOKİ eliyle 250 bin sosyal
konut yapılacak. Yüzde 10 peşin, kalanı 240 ay vadeli. Seneye vurursak, 20
senelik bir ödeme takvimi çizilmiş. Artışlar da memur maaş zammına göre
düzenlenecek.
İstanbul’un Anadolu yakasında 20 bin 920 konut için seçilen ilçe Tuzla.
Avrupa yakasında Arnavutköy, Başakşehir ve Esenler’de 28 bin 340 konut.
Çatalca’da 540, Silivri’de 200 konut yapılacak. Toplamı 50 bin konut.
Geri kalan 200 bin konut, ülkenin her tarafına nüfusa oranla yayılacak.
Dünyanın en büyük konut hamlesi olduğunu görenler var, kabul etmeyenler
var. Ülkemizin bir zamanlar konut kooperatifi konusunda acı tecrübeler
yaşadığını unutanlar da bu hamleyi eleştirenler, aynı kişiler olsa gerek.
Banker furyası bir dönem çarptı geçti. Onun gibi ve aşağı yukarı aynı
dönemde, ülkenin pek çok yerinde kurulan konut kooperatiflerinin bazıları
işlerini düzgünce yaparak inşaatlarını tamamlayıp daireleri üyelerine teslim
etti.
Ancak hepsi onlar gibi dürüst değildi.
Üyelerini aldatmayı daha baştan kafasına koyan kooperatif yöneticileri,
paraları toplayıp ortadan kayboldu. Peşine düşenler izini bulamadı.
Beceriksiz olanlar yakalandı. Diğerleri çarptıkları paraları çuvallara
doldurarak kaçtı gitti. Ara ki bulasın.
*
Ülkemizin kooperatif mezarlığına dönmeye doğru yol aldığı yıllarda, (seksenlerin
sonlarında) bir arkadaşla beraber, Ankara’da binlerce daire yapmayı plânlayan
bir kooperatifin yöneticisini ziyarete gitmiştik.
Ödeme şartları gayet uygun görünüyordu. O yönetici ile ahbaplığımız da
vardı. Plânlar hazırlanmış, resimler çizilmiş; bakınca gayet cazip. Madem
böyledir, biz de üye olalım diye niyetimizi belirttik.
Aldığımız cevabı yıllardır hiç unutmadım: “Sizi severim, bilirsiniz, bu
işe hiç bulaşmayın.”
O ahbabımızdan yanlış bir davranış beklemediğimizden, şöyle anlamıştık:
“Sizin maddî durumunuzun pek uygun olmadığını biliyorum. Kıt kanaat
geçinmektesiniz. Bu işe hiç bulaşmayın. Büyük ihtimâl bir süre sonra taksitleri
ödeyemezsiniz, sonra da başınız derde girer. Haciz maciz gelmesin başınıza.
Uğraşmayın bu işlerle. Çayınızı için, yolunuza gidin.”
Çayımızı içtik, çıktık gittik. Yol bizi bekliyordu.
Aradan bir vakit geçince, kooperatif yöneticilerinin beraberce sırra kadem
bastığını duyduk. Tabiî, topladıkları paralarla beraber... Söylediği sözü o gün
yanlış anladığımızı, iyi niyetle bakmaktan ziyade safça davrandığımızı o zaman
fark ettik.
Meğer onu da bekleyen bir yol varmış.
Bizimkinden biraz daha uzun, daha dolambaçlı ve epeyce karanlık.
Anladık ki, abimiz bizi hakikaten severmiş.
*
Şimdi “TOKİ” diye bir kuruluş var da memleketin her tarafına konutlar inşâ
ediyor. Eskiden iyi kötü bir şeyler yapıyor diye bakardı çok kişi. İnşaatla
ilgisi olanlar işçiliği pek beğenmezdi.
Oradan ev almak isteyenler de çoğunlukla, “Başımızı sokacak bir yuva
olsun, kiradan kurtulalım, nohut oda bakla sofaya razıyız” diye
baktığı için ayrıntıya takılan fazla değildi.
Şimdiyse kalite yükseldi. İlk dönemlere nazaran çok daha iyi binalar
yapılıyor.
Biz böyle ne kadar iyi, ne kadar güzel diye bakarken, muhalefetten yine
aynı nakarat yükseldi. Bu projeye de karşı çıkmayı vazife bildiler.
Helâl olsun!
“Oy almak için yapıyorlar”mış.
Ne için yapacaktı? Siyasetin formülü bu.
Siyasetçi iş yapacak, oy alacak. Seçim kazanacak, yine iş yapacak. Döngü
böyle devam edecek. Yirmi yıldır olduğu ve sizin yirmi yıldır hiç anlamadığınız
gibi… Bunun kuralı böyle. Oy istemesin de türkü söylemesini mi istesin
vatandaştan?
“Bunu da ödeyemeyecek olanlar var”mış.
Muhakkak. Fakirliğin sınırı yok ki.
Eldeki imkânlar çerçevesinde, daha alt gelir grubundakiler için de bir
çözüm yolu düşünülmeli.
Fakat bu durumu istismar etmek dürüstlüğe sığmaz. Ayda 500 lira taksit
imkânı sunulsa, “Niye 100 lira değil?” diye
itiraz edeceklerin sözüne kıymet veremeyiz.
Biliyoruz ki ayda 100 lira dense, ona da “Niye 10 lira yapmadınız?” diyeceklerdir.
*
250 bin konut hamlesi ilk açıklandığında, “Ya iki katı talep olursa, ya
üç katı talep olursa?” diye endişe edenler olmuştu.
İlk günden dört katı başvuru geldi. Sonraki günlerde çığ gibi arttı ve üç
gün önceki duruma göre 4 milyonu aştı.
Vatandaşın teveccühü diye de bakılabilir, ihtiyacı diye de. Doğru olan,
belki ikisi birden…
Yalnız, durum son derece kritik yapıya büründü.
4 milyon içinden 250 bin kişi konut sahibi olmaya hak kazanacaksa, 3 milyon
750 bin kişi, adı kurada çıkmadığı için üzülecektir.
Kısa zaman içinde üzüntü kızgınlığa, kırgınlığa dönüşebilir.
Oy vermeye niyetlenirken, düşüncesi de, tavrı da ters dönebilir.
Başvurunun çok olması üzerine ikinci hamlenin geleceği duyuruldu.
Pek fazla fark oluşturmaz.
Memnuniyetsiz talip sayısı 3 milyon 500 bine düşmüş olur sadece. Şayet
başvuran sayısı daha çok artmazsa…