Bu heyecanı paylaşmayanlarla yolumuz ayrılıyor

Almanlar, bu tanıtım programından sonra elektrikli otomobil projesini iki yıl öne çektiler, haberiniz var mı? “Adamlar yapmış abi” demeye başlamışlar; hayret içinde bakıyor ve kendilerini tutamıyorlarmış. Güvenilir kaynaklardan aldığımız haberlere göre, Alman Almanca, Fransız Fransızca, Japon Japonca söylüyormuş bu sözü. Kimi “Adamlar yapmış arkadaş”, kimi de “Adamlar yapmış abi” demekteymiş… Japonların takdirle, diğerlerinin hasetle söyledikleri bildiriliyor.

SEVDİĞİM yazarların bulunduğu gazetenin isminin altında, “Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah taze bir başlangıçtır” yazılıydı.

Umut aşılayan bu ifadenin, aynı zamanda, “Biz bu gazeteyi her gün yeniden hazırlıyoruz” gibi bir anlam taşıdığını düşünürdüm. Dergiler için de durum aynı, periyodu farklı olsa da…

Sabah evden çıktığımda, karşımda bir Fransız gördüm. Az gittim, bir Alman’la karşılaştım. Uz gittim, bir Japon göz kırptı ve o gözünün tarafına döndü gitti. Sonra bir İtalyan hızla yaklaştı, hemen arkasında bir İngiliz bulunmaktaydı. Öteki taraftan ise bir Güney Koreli yaklaşıyordu.

Birleşmiş Milletler binasının önü değil, İstanbul’dan bir sokak… Bahsettiklerim de şahıs değil, anılan ülkelerin otomobilleri… 

Dünyada otomobil üreten ülke sayısı 22’yi geçmiyor. Türkiye’nin hamlesi bu yüzden önemli! Allah’ın izniyle 23’üncü ülke olacağız.

O ülkelerin hangileri olduğuna bakalım…

Japonya: Acura, Daihatsu, Datsun, Honda, Infiniti, Isuzu, Lexus, Mazda, Mitsubishi, Nissan, Subaru, Suzuki, Toyota.

ABD: Buick, Cadillac, Chevrolet, Chrysler, Dodge, Ford, GMC, Jeep, Lordstown Motors, Lincoln, RAM, Tesla.

Birleşik Krallık: Aston-Martin, Bentley, Jaguar, Land-Rover, Lotus, McLaren, MG, Mini, Rolls-Royce, Vauxhall.

Çin: Brillianca, Chang'an Motors, Chery, Dongfeng, FAW, Geely, Hafei, Heng Chi.

Almanya: Audi, BMW, Mercedes-Benz, Opel, Porche, Smart, Volkswagen.

Fransa: Alpine, Bugatti, Citroen, DS Automobiles, Peugeot, Renault.

İtalya: Alfa Romeo, Ferrari, Fiat, Lamborghini, Lancia, Maserati.

Güney Kore: Genesis, Hyundai, Kia, Samsung, SsangYong.

Hindistan: Hindustan Motors, Mahindra, Maruti, Tata.

Rusya: Derways, GAZ, Lada, UAZ.

İran: İran Khodro, Pars Khodro, Saipa.

İspanya: Cupra, Seat.

İsveç: Koenigsegg, Volvo, (Saab’ın üretimi 2016’da durduruldu).

Malezya: ChPeroduaery, Proton.

Brezilya: Lobini.

Madagaskar: Karenjy.

Meksika: Mastretta.

Romanya: Dacia.

Tayvan: Luxgen.

Çekya: Skoda.

Tunus: Wallyscar.

Ukrayna: ZAZ.

Öte yandan, Vietnam’ın ilk yerli otomobil markası “VinFast”, özel siparişlerin dışında henüz genel satışa başlamadığı için listede yok. Uganda’nın Kiira Motors şirketi de henüz seri üretime geçmedi.

Bu listedekilerin en az yarısından önce biz kolları sıvamış ve kendi aracımızı yapmak için harekete geçmiştik. 1960 Darbesi’nden sonra üç ay gibi son derece kısa sürede ürettiğimiz “Devrim” otomobili boğulmasaydı, bugün dünyanın en iyi markalarından birine sahip olacaktık. “Benzini bitti” gibi komik ötesi bir gerekçeyle proje yerin dibine sokuldu; yapanlar ise üretilen arabalarla beraber cezalandırıldı. Araçlardan bir tanesini zor kurtardık!

1966’da kısmen yerli olan “Anadol” isimli otomobil yapıldı, yirmi yıl boyunca direndi, sonunda üretim bitti. Zira her konuda söylenen, burada da karşımıza çıkmıştı: “Siz üretmeyi boş verin, biz size daha iyisini satarız.”

80’lerde “En iyi yerli” sloganıyla üretilen Ford Taunus da yerli değildi.

İlk defa seri üretime geçecek, baskılara boyun eğmeyecek, ülkemizin göğsünü kabartacak bir otomobil projesi için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Yok mu bir babayiğit?” diye sorduğunda, bu çıkışın nereye varacağını tahmin edenler arasındaki kötü niyetliler, hemen dalga geçmeye başladılar. Küçümseme yarışına giriştiler. Bir süre sonra da -gündem yoğunluğu sebebiyle olsa gerek- konu unutulur gibi oldu.

Bir yandan proje üzerinde çalışmalar devam etmekteydi. Sessiz ve derinden gidildiği için bazıları vazgeçildiğini bile sanmış olabilir. Hâlbuki Girişim Grubu gece gündüz çalışmaktaydı.

27 yıldır bu sektörün içinde olan ve uzun zamandır yurtdışındaki büyük markalarda üst seviyede emek veren Gürcan Karakaş, bu konunun memleket meselesi olduğuna inandığı için gelip projenin başına geçti.

Her şeyi bize ait olan, yüzde yüz yerli ve yüzde yüz elektrikli bir otomobil yapıldı. 27 Aralık günü yapılan tanıtımında, bütün dünyanın ilgisini çekecek bir otomobil ile karşılaştık. Yakın zamanda seri üretime geçilecek.

Karşı çıkan, dalga geçmeye çalışan, gülen, “Yapamazsınız” diyenlerin karşısına taş gibi bir otomobille çıktık. Patentlerin tamamı bize ait! En geniş iç hacim… Tek şarjla gidebileceği mesafe 500 kilometre… Şarj süresi ise dünyanın en kısası!  

Bu tablo karşısında şapka çıkartılır. Şapkası olmayan gidip alsın, kafasına geçirsin, sonra çıkarsın. “Devrim” projesini -hem mecâzî, hem gerçek- her anlamda yerin dibine sokanlar, “Benzin bitti” diyenler, nerelerdesiniz?

Haydi, gelin görün, buna da benzin koymamışlar! Bir gram bile yok, inanın! Bu defa benzin bitmedi. Ne oldu? Benzin soldu! Haydi geçmiş olsun...

Belki de sırf o “benzin bitticilere” inat yüzünden hibrit yapılmadı. “Hem benzinli, hem elektrikli yapılacak olsa yine birkaç hain çıkar, ‘Bunun da benzini yok’ diyebilir, o fırsatı vermeyelim” dediler. En ileri seviyeden, en iyisini yaparak cevap verdiler onlara.

Sıkça tekrar edip duruyorum, çok can sıkıcı da o yüzden… O benzin bitticiler, kendi araçlarının benzini bitince niye yolda bırakıp gitmiyorlar, hep merak ederim. Dünya çapında koskoca bir projeden “Benzin bitti” gerekçesiyle vazgeçilebiliyorsa, bir tanecik arabayı yolda bırakmak çok daha basittir.  

Almanlar, bu tanıtım programından sonra elektrikli otomobil projesini iki yıl öne çektiler, haberiniz var mı? “Adamlar yapmış abi” demeye başlamışlar; hayret içinde bakıyor ve kendilerini tutamıyorlarmış.

Güvenilir kaynaklardan aldığımız haberlere göre, Alman Almanca, Fransız Fransızca, Japon Japonca söylüyormuş bu sözü. Kimi “Adamlar yapmış arkadaş”, kimi de “Adamlar yapmış abi” demekteymiş… Japonların takdirle, diğerlerinin hasetle söyledikleri bildiriliyor.

İşte bu bilgileri bir “Ajans” gibi derleyip toparlayan ve sonra itinayla bize bildiren arkadaşa yazdığım mesaj şöyleydi:

“Bilmem doğru, bilmem yalan…

Ki uydurmuş bile olsan

Sevdim bunu…”

Her birinin kendi lîsanında söylemesi normal ama isterse Japon İngilizce, Alman Fransızca, Amerikalı Çince, Yunan da içince söylesin, netîce fark etmez. Önemli olan anlamı, muhtevası…

Vatansever kim varsa, takdirle karşıladığı bu otomobil projesi açıklandıktan sonra da dalga geçme çabası içine girenleri Allah ıslah etsin. Islahı mümkünse tabiî...

Acımasızca eleştiri yapanların söylediklerine bakınca ıslah konusunda iyimser olmak zor geliyor. Yine de Allah’tan ümit kesilmez.

“Araba dediler, yürüyen bilgisayar çıktı”, “Ayna yapmışlar, ayna değil. Kamera koymuşlar ayna yerine”, “Yüzde yüz çevreci diyorlar, sıfır emisyon diyorlar ama olmaz öyle şey”, “Şanzımanı bile yok. Yolda hiç ses çıkarmadan giden araba mı olurmuş? Kazaya sebebiyet verir” gibisinden saçma bile sayılmayacak, seviyesiz eleştirilere karşı gülüp geçmek en iyisi.

Kendi kendilerine kudurmaya devam etsinler. Isırma riskine karşı biz biraz uzak dursak yeter!

Şimdi sipariş yağmakta. Daha seri üretime iki yıl var. Gemlik’te kurulacağı duyurulan fabrikanın temeli bile atılmadı ama insanlarımız heyecanla sipariş kuyruğuna girdi.

Bazıları da heyecanı üst seviyeye taşıyıp, “İlk siparişi ben vermek isterdim” yaklaşımı sergiliyor. Anlaşılabilir bir heyecan ama herkes hâddini bilmeli. İlk sipariş hakkı, şerefi, imtiyazı bir kişiye ait. O da kameralar önünde ilân etti zaten.

Biz henüz yerli ve millî otomobil üretmemişken, yalnızca montajla 17 yılda otomobil ihracatını 36 milyar dolardan 170 milyar dolara çıkarmışız.

Bir de gerçek Türkiye’nin otomobilini yaptığımızda nerelere ulaşırız, bir düşünün! Muasır medeniyetin üstüne çıkmak budur…

TOBB ve TOGG Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu tanıtım programında, “Türk milleti, istediğinde neler yapabileceğini gösterdi” dediğinde gözlerim doldu. Zira biz onu 15 Temmuz’da da çok iyi göstermiştik.

Gerçekten, her sabah dünya yeniden kuruluyor.

Bundan sonra ise daha bir başka kurulacak.

Ve henüz yeni başlamış gibiyiz…