Bu da geçer Ya Hû!

Bu millet tarihi boyunca onca savaş gördü, yenilmedi; onca afet atlattı, yıkılmadı; onca sıkıntı yaşadı, pes etmedi; onca dert ve belâyla, musibetle imtihan edildi de biiznillah hepsini geçti. Bu da geçecek, bu imtihanı da milletçe vereceğiz.

ÇİN’den tüm dünyaya yayılan Koronavirüs (Covid-19), artık küresel bir salgın (pandemi) hâline geldi. Dünya genelinde vaka sayısı 200 bin, ölü sayısı ise 8 bine yaklaştı. Çin’den sonra İran ve hemen ardından İtalya da virüse yenik düştü.

İtalya da İran ile aynı hatâyı yapmış, tehlikeyi ciddiye almamıştı.

İranlılar salgına klâsik Doğu cehaleti olan “Bize bir şey olmaz” mantığı ile baktığı için hatâ etmişlerdi. Ancak İtalyanlar bu olaya hem klâsik Doğu cehaleti, hem de klâsik Batı küstahlığı olan “Biz her şeyi biliriz”  zihniyeti ile yaklaştığı için çok daha büyük bir hatâ yaptılar. Çin’den sonra en büyük salgın İtalya’da ortaya çıktı. İtalya tamamen karantinaya alındı.  

Türkiye, virüs haberleri yayılmaya başladığı ilk günden beri aldığı önlemler ile tehlikeyi uzun süre bertaraf etmeyi başarmıştı. Ancak tüm dünyaya yayılan bu salgın, beklendiği gibi doğal olarak Türkiye’de de kendini gösterecekti. Yaklaşık bir hafta önce ilk vaka haberi geldi.

Pazartesi gecesi resmî mâkâmlarca bu rakam 47 olarak açıklanmıştı, dün gece ise 98’e yükseldi. İlk vaka haberinden sonra Türkiye yeni ek önlemler aldı.

Türkiye’nin, tehlikeyi ilk günden beri ciddiye alarak attığı adımlar, aldığı önlemler, uyguladığı politikalar, tüm devlet kurumlarının eşgüdüm içinde hareket etmesi ve başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm devlet kurumlarında çalışan personelimizin gösterdiği üstün gayret ve çaba, tüm dünya tarafından takdirle izleniyor.

Evet, Devlet bugüne kadar salgınla iyi mücadele etti, ediyor. Ancak adım atma sırası şimdi halkta!

Halkımızın da Devlet’in bu salgına karşı gösterdiği duyarlılığı, hassasiyeti ve ciddiyeti göstermesi gerekiyor. Salgınla mücadele için Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı bireysel ve toplumsal kural ve önlemlere dikkatle uyulması şart!

Salgınla bireysel ve toplumsal mücadelenin yanında psikolojik olarak da mücadele etmemiz lâzım. Bu salgın -anlaşılıyor ki- toplumsal sabrımızı, tahammülümüzü, birbirimize olan saygımızı, birlik ve beraberliğimizi de sınayacak.

Bu dönemde resmî kanallarca yapılan duyurulara, önlemlere, yasaklara ve kurallara kesinlikle riayet edilmeli. Resmî kurumların dışındaki haberlere ve duyumlara kesinlikle itibar edilmemeli!

Kara borsacı, stokçu ve fırsatçılara izin verilmemeli!

Kaos simsarlarına, fitnecilere, bölücülere, anarşistlere asla müsaade edilmemeli!

Bu millet tarihi boyunca onca savaş gördü, yenilmedi; onca afet atlattı, yıkılmadı; onca sıkıntı yaşadı, pes etmedi; onca dert ve belâyla, musibetle imtihan edildi de biiznillah hepsini geçti. Bu da geçecek, bu imtihanı da milletçe vereceğiz.

Sabır, tevekkül, hoşgörü, inanç, cesaret, firâset, kararlılık, sebat ve mücadele azmi, bu milletin rûhunda, geninde, irfânında var.

Hep birlikte başaracağız!