Boş evler

Mümkünse evleneceğiniz kişinin dört mevsimini görmeden evlenmeyin. Nedir bunlar? Öfkesi, merhameti, sevgisi, üzüntüsü… Bu duyguları nasıl yaşıyor? Öfkelendiği zaman kırıp dökerek şiddet mi uyguluyor? Sevinçliyken veremeyeceği sözler verip yerine mi getirmiyor?

DIŞARIDAN bakıldığı zaman her şey görüldüğü gibi olmayabiliyor. Bir hediye paketi düşünün, ilk gördüğünüzde süsü ile sizi heyecanlandırabilir, açtığınız zamansa hayâl kırıklığı yaşarsınız. Veya bir insan ile karşılaşırsınız, dış görünüşüne aldanıp “Ne kadar düzgün biri” diye düşünürken, biraz sohbet etmeye başladıktan sonra, “Ne kadar boş ve itici bir insanmış” diyebilirsiniz. İşte bazı evler ve evlilikler de bu şekilde! Dışarıdan bakıldığında insanların imrendiği, örnek bir çift olarak gördüğü ama içine girildiğinde gerçek anlamda boşluk ve eşler arası kopukluk, çocuklarla kurulamayan bağı görebiliyorsunuz. Sanki aile değil, ev arkadaşlığı yapan, mecburiyetten bir arada bulunan, yaşamak zorunda olan insanları görüyor ve üzülüyorsunuz.

Ev demek; yuva demek, sıcaklık demek, aile ve güven demek, iyi günde kötü günde desteğini esirgememek demek. Ama son yıllarda bu kavramların zayıflatıldığını ve içinin boşaltılmaya çalışıldığını görüyoruz. Toplumu yıkmak isteyenler, hedeflerine daha çabuk varmak için önce manevî değerlerimize saldırıyor, önce aileyi parçalamak istiyorlar. Kişi, dara düştüğünde arayacağı, yardım isteyeceği bir dayanağı, ailesi yoksa çıkmaza ve bunalıma giriyor. Çareyi kötü yollarda aramaya başlıyor. İçinde bulunduğu sıkıntılardan uzaklaşmak için alkole, uyuşturucuya veya çeşitli hastalıkların bulaşabileceği sağlıksız ilişkilere giriyor. Bazısı da çareyi intihar etmekte buluyor. Burada amaç ölmek değil, içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak aslında.

Bu gibi davranışlar sergileyen kişilere baktığımız zaman yalnız yaşayan, sosyal desteği olmayan, anne babası ya da eşi, akrabası, komşusu, arkadaşı var olsa da aslında olmayan, kendini yalnız, mutsuz, huzursuz, sevilmeye lâyık olmayan, zavallı, korumasız hisseden karakterler olarak görüyoruz. Kişi burada psikolojik olarak güçlü değil ve düştüğü zaman kalkamıyor ise bu tuzaklara daha çabuk kanabilir.

Sağlıklı bir evlilik için önce sağlıklı iki bireye ihtiyaç vardır. “Sağlık” derken, fiziksel sağlığın yanı sıra psikolojik sağlığın iyi olması elzem. Psikolojik rahatsızlıkları bulunan bazı kişiler bu durumu evlenmeyi düşündükleri kişilerden gizliyor. Ailenin cahilce savunması şu şekilde oluyor: “Evlenince düzelir…” Ancak psikolojik sorunları olan birini kimsenin tamir etmeye gücü yetmez. Kimse tamir yapmak için evlenmez!

Tabiî bir süre sonra sorunlar ortaya çıkıyor. Sorun bir iken evlenince ve hatta çocuk sahibi olunca katlanarak devam ediyor. Ağır kişilik bozukluğuna sahip, sürekli ilaç kullanması ve terapiye gitmesi gereken bu insanların aileleri bu durumu karşı taraftan gizliyor ve olayların üstünü örtme, yalan söyleme yoluna gidiyorlar. Evlilik öncesi veya sonrası sorunlar ortaya çıkıyor. Ortada bir problem varsa bu evlilikle düzelmez, bilakis hasta kişinin yükü ağırlaşacağı için sorunlar silsilesi hâlinde artarak devam eder.

Kişiler tanışma ve nişanlılık döneminde birbirlerine en güzel yönlerini gösterirler. Çok anlayışlıdırlar, birbirlerini sık sık arayıp hâl hatır sorarlar, görüşecekleri zaman itina ile hazırlık yaparlar. Tabiri caizse her şey çok iyi ve tozpembedir. Anlaşamamaları için hiçbir sebep yoktur. Fakat en başta sağlıklı bir yuva için dürüst olmak gerekir. Mümkünse evleneceğiniz kişinin dört mevsimini görmeden evlenmeyin. Nedir bunlar? Öfkesi, merhameti, sevgisi, üzüntüsü… Bu duyguları nasıl yaşıyor? Öfkelendiği zaman kırıp dökerek şiddet mi uyguluyor? Sevinçliyken veremeyeceği sözler verip yerine mi getirmiyor? Sorunların üstesinden gelebiliyor mu? Problem çözme becerisine sahip mi? Yoksa en küçük zorluk karşısında “Ben oynamıyorum” deyip küsüyor, kaçıyor mu? Aile içinde sorumluluk verilmiş mi? Yoksa her şey altın tepside önüne sunulup seçim yapması mı beklenmiş kendisinden?

Hülâsa, sorumluluk sahibi olmayan, sadece kendini düşünen, bir başkasının sorumluluğunu alamayacak kişilerin evlenmemesi gerekir.

Sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.