Bizi izlemeye devam edin!

Hak ile bâtılın savaşı devam ediyor... Varan 1! Suriye’de şer cephesini dağıttık… Varan 2! Libya’da şer cephesini dağıttık… Varan 3! Karabağ’daki şer cephesini dağıttık... Varan 4! Kıbrıs’taki şer ittifakını dağıttık…

HAMDOLSUN…

Varan 4!

Ersin Tatar, geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimde yüzde 51,74 oy alarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5’inci Cumhurbaşkanı oldu.

Bu son seçim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kadar, Türkiye için de çok önemliydi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası. Kıbrıs, Türkiye’nin Akdeniz’deki varlığının en güçlü sembolü. Akdeniz’deki varlığımız ve çıkarlarımız için çok büyük öneme sahip…

Hele son aylarda Akdeniz’deki çıkarlarımız için Yunanistan, Fransa ve Rumlarla yaşadığımız yüksek tansiyon sonrası Kıbrıs’ta yapılan seçim, çok daha önemli hâle geldi. Mücahit Rauf Denktaş sonrası Kıbrıs’ta pusuda bekleyen muhalifler harekete geçmiş, Annan Plânı ve AB üyelik müzakereleri oyalamaları ile önemli mevkilere gelmişlerdi.

KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, son yıllarda muhalif bir tutum içindeydi. Öyle ki, hem kendi halkının, hem de Türkiye’nin çıkarlarını tehlikeye atan açıklamalar yapıyordu. Akıncı sanki Türklerin değil de Rumların lideri gibi hareket ediyordu.

İlginç ve üzücü olan, bu şekilde gaflet ve dalâlete düşmüş bir zavallının peşinde ciddî bir destekçi kesimin olmasıydı. Bu destek ve alınan oy, endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. “Çok değil, henüz yarım asır önce büyük bir katliamla yüzleşen bir halkın evlâtları nasıl olur da böyle büyük bir gaflet ve dalâlete düşebilir?” diye insan kendi kendine soruyor. Demek ki Kıbrıs Türk halkı içinde de AB’ye şirin görünmek için geçmişlerini inkâr edebilecek, geleceklerini hiç düşünmeden ipotek altına alabilecek haysiyetsiz ve onursuz insanlar var. Bunun adı soysuzluktur. Bunun adı kanı bozukluktur.

“Soysuz ve kanı bozuk” derken, bu kelimeleri hakaret için kullanmadığımın altını çizmek istiyorum. Ülkemizde de bu şekilde millî değerlere ve çıkarlara muhalif (!) olan insanlar var. Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan ama kesinlikle eminim ki kanımızı taşımayan, bizim soyumuzdan olmayan, önemli mâkâm ve mevkileri elinde tutan bir kesim hâlâ var.

Altını çiziyorum, onlar ne Türk, ne de Müslüman olabilirler! Aslında muhalif de değil onlar. Onlar, çeşitli maskeler kullanan gizli vatan hainleri!

Amaçları, nifak sokarak toplumu bölmek ve parçalamak. Büyük dedeleri Osmanlı Devleti’nin parçalanmasında aktif şekilde rol aldılar. Sarayın içlerine sızıp koskoca cihan imparatorluğunu parça parça kopardılar.

Dedeleri ise Kurtuluş Savaşı’nda kimlik değiştirip Meclis’e sızdılar. Bizden görünüp önemli mâkâm ve mevkilere geldiler. Bu ülkeyi sözde Batılılaşmak/modernleşmek adına İslâm’dan ve aslından koparmak için uğraştılar. “Medenileşmek” adı altında Batı’nın tüm zehrini içimize akıttılar.

Babaları ise bir sağcı, bir solcu oldu. Bir Alevî, bir Sünnî oldu. Bir Kürt, bir Türk oldu. Bu ülkeyi yıllarca birbirine kırdırdılar. Darbeler yaptılar. Darbe tehdidi ile özgürlüklerimizi çaldılar. Ülkenin tüm kaynaklarını sömürdüler.

Uzatmayalım… Devir değişti, kurdukları o düzen çöktü.

Çıldırdılar. Ne yaptılarsa olmadı. Ne yapıyorlarsa olmuyor. Kurdukları tezgâhlar ellerinde patlıyor. Dayanamıyorlar. Ve kendilerini artık açık etmeye başladılar.

Türkiye’nin millî menfaatlerinin resmen karşısına dikiliyorlar. Türkiye’nin kazanımlarından açık açık rahatsız oluyorlar. Bu ülkenin topraklarında ya da denizlerinde bulunan madenlere ve rezervlere sevinecekleri yerde nefret kusuyorlar. Akdeniz’deki çıkar savaşlarımızda düşmanla işbirliği yapıyorlar. Mısır’da, Libya’da, Orta ve Kuzey Afrika’da, Afganistan’da, Azerbaycan’da, Suriye’de, Irak’ta, Bosna’da ve daha pek çok yerde bu ülkenin ve bu ümmetin dirilişi için mücadele edenleri her fırsatta engellemek için çalışıyorlar.

Kıbrıs’ta Anastasiadis oluyor, Mısır’da Sisi, Suriye’de Esed, Akdeniz’de Macron, Libya’da Hafter oluyorlar… Ve son olarak Karabağ’da Paşinyan…

Yani zulüm nerede ve zalim kimse onun tarafındalar. Haksızlık nerede ve şer kimse onun tarafındalar.

Fakat hamdolsun, Türkiye, Allah’ın izni ile onların bir asırlık plânlarını kaldırıp çöpe attı. Kurdukları tuzakları Allah bu milletin ferâset ve cesâreti ile bir bir başlarına geçiriyor. Türkiye şer cephesi ile güneyde, kuzeyde, doğuda, batıda, dünyanın her yerinde savaşmaya başladı. Düzenleri altüst oluyor. Ve biiznillah, engellemeyi başaramayacaklar. Bu millet bir kere zalime başkaldırdı!

Allah dâvâsı sadece hak dâvâsıdır. Bu dâvâ milletimize yardım etmeye devam edecektir.

Hak ile bâtılın savaşı devam ediyor... Varan 1!

Suriye’de şer cephesini dağıttık… Varan 2!

Libya’da şer cephesini dağıttık… Varan 3!

Karabağ’daki şer cephesini dağıttık... Varan 4!

Kıbrıs’taki şer ittifakını dağıttık…

Bâtıl zâyi ve rezil olmaya devam edecek, bizi izlemeye devam edin!