Bitmeden başladık

Türkiye 20 yılda 150 üniversite açtı. Bunu hiçbir Batı ülkesi başaramaz. 15 Temmuz’dan 1 ay sonra Suriye’de operasyon yaptı ve Türk üniversitesine bağlı bir eğitim fakültesi kurdu. Bunu da hiçbir Batı ülkesi başaramaz. Deprem olalı 1 ay olmuş ve bazı şeyler tam düzelecekken sel felâketi gerçekleşmiş, buna rağmen savunma sanayii teknolojilerine hız verildi. Bunu da hiçbir Batı ülkesi yapamaz.

TÜRKİYE son aylarda doğal afetlerle ciddî mücadele ediyor. Bu mücadelenin ilk sırasında deprem felâketi yer alıyor. Depremle mücadele ederken aniden sel bastırıverdi. Sanki Türkiye test ediliyor.

Konuya başarılmış başarısızlığın iki örneği ile müdahale edeceğim.

Birincisi şu: “Devrim” otomobili 129 günde 3 adet yapılmıştı. Birincisinde, malûm olduğu üzere benzin bitince dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, diğer otomobile binip Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldı. Dönemin gazeteleri bu kutlamayı değil, benzini biten otomobili yazdı. Bunu yazan gazetelere yerli ve millî diyebilir miyiz?

İkincisi de şu: Dijital teknolojinin en önemli araçlarından olan yerli cep telefonunu ASELSAN yapmıştı. Marka takıntısı ve benzer nedenlerden dolayı bu teknolojik cep telefonu ürünü de sürdürülemedi.

Şimdi bilim, teknoloji ve sanayi üçlüsünde kritik bir bilgiye odaklanmamız gerekir: Teknolojinin bazı ürünlerini alıp kendi yeni teknolojinizde kullanmanız, dünyanın her yerinde ve her ülkesi için geçerli bir durumdur.

F-35 savaş uçağının bazı parçaları Türkiye’de yapılıyor. Hiçbir ABD’li insan çıkıp “Bu ABD malı değil” demiyor. Bunun nedeni, teknoloji gelişme evresini tamamlamış bir parçayı farklı bir ülkeden alıp kullanmaktır ve bütün dünyada yaygın bir yöntemdir.

Başa dönersek, Türkiye gerçekten her şeyi ile test ediliyor sanki. ABD’nin The Washington Post gazetesi, “2023’te dünyanın en önemli seçimi Türkiye’de olacak” diye yayın yaptı. Bunu da Türkiye’nin savunma sanayii teknolojilerine vurgu yaparak öne çıkardı.

Türkiye son 20 yılda hava, kara ve denizde insansız hava araçları başta olmak üzere çok sayıda teknolojiyi kendisi üretmeyi başardı. Bu başarı Azerbaycan’da test edildi ve Karabağ alındı. Şimdi Ukrayna’da test ediliyor. Rusya bir türlü Ukrayna’yı yenemiyor. Ukrayna, Putin tarafından alınan topraklarını da geri kazanmasını biliyor. Joe Biden, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Oleksandroviç Zelenski’ye vadettiği bazı silahları vermemesine rağmen Ukrayna direniyor. Çünkü elinde Türk yapımı İHA/SİHA var.

Bir parantez açıp olaya odaklanalım…

Joe Biden’in Türk siyasetine müdahale edip 2023 Seçimlerini kendi istediği yönde kazanmak arzusunu açıkça ifade ettiğine herkes şahit. Bunun önemli iki nedeni vardı: ABD, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde bir terör devleti kuracaktı. Bunu hâlâ başarmak istiyor. Eğer bir terör devleti kurarsa, ileride Türkiye’den de toprak talepleri olacak. Biz ne yaptık? Afrin’e girdik ve orada Gaziantep Üniversitesine başlı yüksekokullar kurduğumuz gibi, Afrin Eğitim Fakültesini de açtık. Joe Biden deliye döndü.

Ermeni asıllı Rus siyasetçi Semyon Bagdasarov da depremi fırsat bilerek ağızlarındaki baklayı çıkardı: “Türkiye şu an zor durumda. Türkiye’yi Orta Asya’dan ve Güney Kafkasya’dan kovalım. Türkiye’de tarihî olarak bize ait olan İstanbul’u geri alalım. Konstantinopolis’deki Ayasofya üzerine haç dikelim!”

Türkiye aktif dış politika nedeniyle Rusya ile iyi geçiniyor. ABD ve Avrupa ile de iyi geçiniyor. Ukrayna’ya destek vererek Putin’e gücünü gösteriyor. Asla unutmamak gerekir ki, duraklama dönemine çoktan giren ABD’nin Devlet Başkanı Joe Biden ve Rusya Federasyonu’nun şu anki Devlet Başkanı olan Vladimir Vladimiroviç Putin, Türkiye hakkında hiç iyi niyetli değil.

Burada şunu da açıklayıp parantezi kapatalım: Ukrayna’yı işgal eden Putin’e karşı direnmemesi için Zelenski’ye vadedilen silahları Bideniın niçin vermediği anlaşılıyor.

Türkiye, 15 Temmuz’un akabinde Suriye’nin kuzeyine girip operasyonunu başarıyla sonuçlandırmıştı. Şimdi de deprem yaralarını, sel felâketinin etkisini sararken savunma sanayii alanındaki çalışmalarından geri durmuyor. Bu durum Joe Biden ve Vladimir Putin gibilerin hoşuna gitmiyor. ABD’de The Washington Post veya Rusya’da Ermeni asıllı siyasetçi Semyon Bagdasarov, açıkça ifade ediyor, resmî makamlardansa hiçbir yalanlama veya düzeltme gelmiyor. Çünkü niyetleri bu.

Ermeni asıllı Rus siyasetçi aslında dikkat çekicidir. Buna şu noktadan bakmak gerekir: Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, bir programda, kendilerini farklı gösteren gizli Ermenilerden bahsetmişti. Burası uzmanlık gerektiren bir konudur. Ancak içeride savunma sanayii teknolojilerine The Washington Post ve Semyon Bagdasarov’dan daha şiddetli karşı çıkanların kendilerini farklı gösteren gizli Ermeniler olabileceği noktasında ciddî karineler vardır.

Bu nedenle Türkiye, deprem ve sel felâketleriyle uğraşırken içerideki ve dışarıdaki düşmana meydan okuyarak çalışmalarına devam ediyor. Depremden 1 ay gibi bir zaman geçmişken TOGG satışa sunuldu. Millî Muharip Uçak hangardan çıktı. Yerli ve millî jet uçağımız Hürjet piste çıktı. Türk Hayâlet İnsansız Savaş Uçağı ANKA-3 görücüye çıktı.

Çok kıymetli dostlar!

Türkiye 20 yılda 150 üniversite açtı. Bunu hiçbir Batı ülkesi başaramaz. 15 Temmuz’dan 1 ay sonra Suriye’de operasyon yaptı ve Türk üniversitesine bağlı bir eğitim fakültesi kurdu. Bunu da hiçbir Batı ülkesi başaramaz. Deprem olalı 1 ay olmuş ve bazı şeyler tam düzelecekken sel felâketi gerçekleşmiş, buna rağmen savunma sanayii teknolojilerine hız verildi. Bunu da hiçbir Batı ülkesi yapamaz.

Şimdi, Türkiye’nin bütün sıkıntılarına ve düşmanlarına rağmen yaralarımızın sarımı bitmeden neden her şeye başladık, sanırım anlaşılıyor. Böyle bir süreçte 2023 Seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu ABD’nin gazetesi, Rus’un siyasetçisi biliyor da biz Türkiye’yi yalnız mı bırakacağız? Buna vicdan el verir mi?

Türkiye “Bitti” demedikçe hiçbir şey bitmez. 1 yıl içerisinde de 10 ilimize konutlar yapılacaktır, bundan emin olunmalıdır. Çünkü günde 1 kat çıkabilen bir inşaat teknolojisi TOKİ’de var. Bunda tecrübeli ve depremde de testlerini yaptı.

Şimdi felâketler bitmeden biz yükselişe ve Türkiye Yüzyılı’na başladık. Haydi hayırlısı!