Birinci Dünya Savaşı’nın bahanesi “Franz Ferdinand”

Konvoydaki bazı şoförlere talimat verilmemesi nedeniyle bir kafa karışıklığı yaşandı ve araçlar yanlış yola girdi. Konvoyun bir ara girdiği Lâtin Köprüsü’nün bulunduğu sokakta yol sormak için durması, tesadüfen orada bulunan suikastçıların işine yaradı. Karael’in suikastçılarından on dokuz yaşındaki Gavrillo Princip, Arşidük ile eşinin bulunduğu arabanın yanına gelerek 1010 yapım Browning marka 9 milimetre tabancasını çıkarıp iki el ateş etti…

BİRİNCİ Dünya Savaşı’nın başlama nedeni olarak gösterilen Franz Ferdinand, Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in küçük kardeşi Avusturya Arşidükü Karl Ludwig ve Bourbon Hanedanıdan İki Sicilya Kralı İkinci Ferdinand ile Avusturya Arşidüşesi Maria Therasa’nın kızı Prenses Maria Annunciata’nın en büyük oğlu olarak 18 Aralık 1863’te, Graz’da dünyaya geldi.

20 Kasım 1875’te, henüz 11 yaşındayken, Macaristan ve Bohemya Kraliyet Prensi, Carrara Prensi, Modena Dükü, Mirandola ve Massa Dükü ve Avusturya-Este Arşidükü unvanlarına sahip kuzeni Beşinci Frances öldüğünde mülklerinin büyük bölümünün Franz Ferdinand’a kalmasıyla bu yaşta imparatorluğun en zengin adamlarından biri hâline geldi.

Aralık 1892’de İtalya’daki Trieste Limanı’ndan başladığı dünya seyahati kapsamında Hindistan, Avusturalya, Yeni Hebridler, Noumea, Solomon Adaları, Yeni Gine, Saravak, Hong Kong, Çin ve Japonya’yı ziyaret ettikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Bu seyahat sırasında en büyük tutkusu olan avcılık ve değişik objeleri toplama şansı elde etti. Seyahati sırasında dünyanın dört bir tarafından topladığı 14 bin parça hediyelik eşya, günümüzde Viyana’daki Etnoloji Müzesi koleksiyonunda yer almaktadır.

Arşidük, pek de seçici bir avcı olarak tarif edilmemekteydi. Onun tutkusu genellikle hareket eden her şeye ateş etmek şeklindeydi. Kalabalık bir grupla çıktığı avlarda görevliler hayvanları Arşidük’ün üzerine doğru sürüyor, o ise üzerine doğru gelen hayvanlara ateş ediyordu. Bir günde 2 bin 140 hayvanı öldürdüğü, hayatı boyunca 274 bin 889 hayvanı avladığı bilgisi kendi tuttuğu kayıtlarda yer almaktadır. Seyahati sırasında ise kokarca, leylek, fil, kertenkele, ayı, kanguru gibi hayvanları avladı.

İmparatorun tek oğlu Prens Rudolf ve sevgilisi Barones Mary Vetsera’nın 1889’daki intiharı sonrasında babası Arşidük Franz Karl’ın da 1896 yılında tifodan Viyana’da ölmesi üzerine imparatorluğun veliahttı oldu. Bu tarihten sonra imparator olmak için eğitildiği gibi küçük yaşta girdiği ordudaki görevi de devam etti.

1894 yılında ordudaki rütbesi tümgeneralliğe yükseltildi ve Macar Dokuzuncu Hussar Alayı’na liderlik etti.

İmparatorluğun veliahdı olarak sürdürdüğü hayatı 1894 yılında muhtemelen bir davette Teschen Dükü Arşidük Friedrich’in karısı Arşidüşes Isabella’nın nedimesi Kontes Sophie Chotek ile tanışması ile değişti. Sophie’ye âşık olan Arşidük, sık sık Halbturn Kalesi’ni ziyaret etti. Bu ziyaretler Friedrich’in en büyük kızı Arşidüşes Marie Christine’e âşık olduğu varsayılarak tuhaf karşılanmadı. Fakat Bohemyalı aristokrat ve Büyükelçi Kont Bohuslav Chotek von Chotkow und Wognin ve Kontes Wilhelmine Kinsky von Wchinitz und Tettau’nun dördüncü kızı olan Sophie ile olan ilişkisi ortaya çıktığında bu durum tam bir skandal olarak nitelendirildi. Çünkü yasalar gereği Habsburg İmparatorluk Hanedan üyesiyle evlenebilmek için mevcutta Avrupa’da hüküm süren ya da öncesinde hüküm sürmüş bir hanedanın üyesi olunması ile ilgili bir yasa bulunmaktaydı ve İmparator bu ilişkiyi kesinlikle onaylamadığını ilân etti.

Sophie’ye derin bir aşkla bağlı olan Arşidük, başka biriyle evlenmeyi reddetti ve amcası İmparator’la bu mesele yüzünden çatışmaya girdi. İmparator ve veliahdının arası bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmadı.

Ferdinand’ın üvey annesi Arşidüşes Maria Theresa’nın baskısıyla en nihayetinde 1899’da İmparator Joseph, evliliğin Morganatik evlilik olması kaydıyla onay verdi. İmparator Ferdinand’ın tahttaki sırasını korumasına izin verdi. Karısı Sophie’ye ise uygun bir unvan verilecekti fakat hiçbir zaman “İmparatoriçe” unvanını kullanmasına izin verilmeyecekti. Bu evlilikten doğacak olan çocuklar ise hiçbir zaman taht hakkı elde edemeyeceği gibi aile mirasından da pay alamayacaktı.

Anlaşmanın imzalanmasının ardından, 1 Temmuz 1900’de çift evlendi. Düğün törenine Ferdinand’ın üvey annesi Arşidüşes Maria Theresa ve iki kızı hariç, Arşidük’ün erkek kardeşleri de dâhil hiçbir hanedan üyesi katılmadı. Sophie on dört yıllık evliliklerinde kocasının rütbesi ve unvanının getirdiği ayrıcalıklardan faydalanamadı. Her ne kadar Veliaht Prens’in eşi olsa da imparatorluk içerisinde yer alan bütün arşidüşesler, prensesler ve hatta kontesleri bile protokol sırasında Sophie’nin önünde yer alıyordu. Çift, Sophie’nin düşük rütbesinden dolayı neredeyse hiçbir etkinliğe birlikte katılamadıkları gibi, aynı araç içerisinde seyahat etmelerine bile izin verilmiyordu.

Her ne kadar hanedan tarafından istenmeyen bir evlilik yapsa da Ferdinand’ın veliaht olarak sorumlulukları ve görevleri devam etti. Özellikle ordu konusunda çok daha aktif bir rol üstlendi. 1914 yılında Bosna-Hersek Eyalet Valisi General Oskar Potiorek, Silahlı Kuvvetler Genel Müfettişi görevini üstlenen Arşidük Franz Ferdinand’ı orduyu tatbikat sırasında izlemesi için Saraybosna’ya davet etti. Arşidük’ün bu sefer veliaht olarak değil de ordudaki görevi nedeniyle davet alması üzerine, Sophie’nin de ayrı araçla seyahat etmek koşuluyla kocasına katılmasına izin verildi.

Ülke kuzeyde Bohemya, doğuda Lviv, batıda Trento ve güneyde Saraybosna’ya kadar çok geniş bir coğrafya ve çok farklı etnik grupları içinde barındırıyordu. Irkçılığın ve karşılıklı nefretin tavan yaptığı bu dönemde en tehlikeli radikalizm merkezlerinden biri hâline gelen Saraybosna ziyaretinin tehlikelerinin farkında olan Arşidük Ferdinand, sadece orduyu incelemeye değil, aslında bölgedeki durumu da kontrol etmek için bu seyahate çıkmıştı.

Ferdinand, amcasından sonra tahta çıkacak kişi olarak ülkeyi bir arada tutmak istiyorsa sorunların üstesinden gelmeyi öğrenmesi gerektiğinin farkındaydı.

Ferdinand ve Sophie tüm bu tehlikeleri bilmelerine karşın ellerine nadiren geçen bu fırsatı değerlendirmek istedi. Viyana’dan başlayan seyahatinden önce gizli polis ise Arşidük’ün geçeceği bütün güzergâhlarda olduğu gibi Saraybosna içerisinde de güvenliği hâd safhaya çıkardı.  


Başlangıca giden son: Arşidük’ün Saraybosna gezisi

25 Haziran 1914 Perşembe günü öğleden sonra Ilidza’ya gelen Ferdinand, ordunun sonraki iki gün tatbikat yapacağı dağ geçitlerinde incelemeler yaptı. Ordunun denetlenmesi işinin bitmesinin ardından, çift, 28 Haziran sabahı, birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra Saraybosna’ya gitmek üzere trene bindi.

Arşidük ve eşi, Dragutin Dimitriyeviç ya da nam-ı diğer Kızıl Öküz’ün Belgrad’da kurduğu ve Panslavizm görüşleri doğrultusunda “Ya birlik, ya ölüm” sloganını benimseyen Karael isimli bir örgütün öldürülecekler listesinin başında yer almaktaydı. Karael, Saraybosna’da Ferdinand ve eşi için örgütün Genç Bosna teşkilâtına dâhil olan Gavrilo Princip, Nedeljko Çabrinoviç, Dragutin Dimitriyeviç, Vaso Çubriloviç adında dört suikastçı görevlendirdi. Suikast plânı ise oldukça basitti. Suikastçılar, belediye binasından çıkarken Arşidük ve karısını karşılayan halkın arasına karışacak, konvoyun geçişi esnasında arabalarına bomba atacaklar ve Arşidük ile karısı ölecekti. Oluşan karmaşada dörtlü ya kaçacak ya da siyanürle intihar edecekti.

Franz Ferdinand ve eşi Sophie, Saraybosna’da coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Saatler 10:10’u gösterdiğinde kalabalığın içerisine gizlenen Karael suikastçılarından Nedeljko Çabrinoviç, konvoyun önünden geçişi esnasında Arşidük’ün aracına bir bomba fırlattı. Fakat arabaya çarpıp seken bomba, konvoyda kendinden sonra gelen aracın altında patladı. Patlamada arkadaki araçta yer alan iki kişi ağır yaralanırken, halktan da yaralananlar oldu.

Başarısızlığı neticesinde paniğe kapılıp yanında getirdiği siyanürü içerek nehre atlayan Çabrinoviç, beceriksizliği üzerine bir başka beceriksizliği ölmeyerek gerçekleştirdi. İçtiği siyanürün tarihinin geçmiş olması ve nehrin 10 santimetre derinliğinde olması, yakalanmasına sebep oldu.

Yaşanan olay neticesinde belediye binasına götürülen Arşidük’e derhâl Viyana’ya hareket etmesi tavsiyesinde bulunulsa da, o, gitmek yerine yaralıları ziyaret etmek konusunda ısrarcı davrandı.

Arşidük’ün isteğine uygun olarak hastane için yeni bir konvoy ve güzergâh hazırlandı. Fakat konvoydaki bazı şoförlere talimat verilmemesi nedeniyle bir kafa karışıklığı yaşandı ve araçlar yanlış yola girdi. Konvoyun bir ara girdiği Lâtin Köprüsü’nün bulunduğu sokakta yol sormak için durması, tesadüfen orada bulunan suikastçıların işine yaradı. Karael’in suikastçılarından on dokuz yaşındaki Gavrillo Princip, Arşidük ile eşinin bulunduğu arabanın yanına gelerek 1010 yapım Browning marka 9 milimetre tabancasını çıkarıp iki el ateş etti.

İlk kurşun, hamile olan Sophie’nin karnına, ikinci kurşun ise Arşidük’ün boğazına saplandı. Sophie karnına saplanan kurşun sebebiyle iç kanamadan, Franz Ferdinand ise şah damarını kesen kurşun yüzünden kan kaybından yolda hayatlarını kaybetti.

Cinayetlerin ardından kendini öldürmeye çalışan Princip, çevredekilerin müdahalesi ile durduruldu. Suikast için görevlendirilen diğer iki kişi de bulundu ve tutuklandı. Princip, yaşı küçük olması sebebiyle idam edilmeyerek yirmi yıl hapse mahkûm edildi. 1918 yılında ise cezasını tamamlayamadan, hapishanede tüberkülozdan hayatını kaybetti.

Franz Ferdinand ve Sophie’nin cenazesi, amiral gemisiyle Trieste’ye ve oradan da Viyana’ya nakledildi. Cenaze töreni yakınlarının katılımıyla Hofburg Sarayı’nda yapıldı. Sophie’nin rütbesinin düşük olması ve çiftin öldüklerinde birlikte gömülme isteği nedeniyle cenazeler İmparatorluk Mahzeni yerine yan yana Artstetten Kalesi’ne defnedildi. Franz Ferdinand’ın ölümünün ardından imparatorluğun veliahdı, kardeşi Arşidük Otto’nun oğlu Karl oldu.

Veliahtları Sırplar tarafından katledilen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 28 Temmuz 1914’te Sırbistan’a savaş ilân etti. Kısa sürede Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun ittifak kurduğu Almanya ve İtalya ile Sırbistan’ın ittifak kurduğu Rusya, Fransa ve İngiltere savaşa dâhil oldu. Böylece tarihin en kanlı savaşlarından biri olan Birinci Dünya Savaşı başladı.

Yaklaşık 40 ülke ve onlara bağlı olan kolonilerin katıldığı savaşın sonunda 17 milyon kişi hayatını kaybederken, 21 milyon kişi de yaralandı.

 

Kaynakça

Bridge, A. (2014). “First World War Centenary: Franz Ferdinand’s Final Journey”. The telegraph. https://www.telegraph.co.uk/travel/destinations/europe/articles/First-World-War-centenary-Franz-Ferdinands-final-journey/. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Dash, M. (2013). “Curses! Archduke Franz Ferdinand and His Astounding Death Car”. Mithsonian Magazine. https://www.smithsonianmag.com/history/curses-archduke-franz-ferdinand-and-his-astounding-death-car-27381052/. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Encyclopaedia Britannica.(2020). “Black Hand”. https://www.britannica.com/topic/Black-Hand-secret-Serbian-society. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Encyclopaedia Britannica. (2020). “Franz Ferdinand”. https://www.britannica.com/biography/Franz-Ferdinand-Archduke-of-Austria-Este. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Mindich, T. (2014). “8 Things You Didn’t Know About Franz Ferdinand”. PBS New Hour. https://www.pbs.org/newshour/world/8-things-didnt-know-franz-ferdinand. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Prijic, E. (2015). “101st Anniversary of the Sarajevo Assassination that caused the World War I" Sarajevo Times. https://www.sarajevotimes.com/101st-anniversary-of-the-sarajevo-assassination-that-caused-the-world-war-i/. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

Schulz, M. (2013). “Franz Ferdinand’s Journey around the World. Spiegel International”. Spiegel International. https://www.spiegel.de/international/zeitgeist/diary-of-archduke-franz-ferdinand-details-1892-journey-around-world-a-886196.html. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).

The House Laws of the German Habsburgs. https://www.heraldica.org/topics/royalty/ps1713.htm#1900. (Erişim Tarihi: 18.02.2021).