Birinci Dünya Ekonomi Savaşı

Ukrayna halkı, mazlum ve küresel savaşın pilot alanı seçildi. Türkiye doğru yerde ve dengeli duruyor. Ancak bu konum askerî savaş açısından… ABD ve AB bu rolü olumluyor ancak ekonomik savaşta Türkiye’yi Rusya ve Çin saflarında kabul ederek saldıracaklar. ABD ve AB’nin, ekonomi savaşlarında yapacaklarını meşrulaştırmak için böyle bir savaşa ihtiyaçları vardı ve Ukrayna’yı kurban seçtiler…

DÜNYA, tek kutuplu (ABD’nin NATO projesi) olmaktan çıkıyor ve çok kutuplu olmaya (bölgesel güç dönemi) yöneliyor. Bölgesel güç olmak demek, ülkelerin tarihî, ekonomik ve askerî “etki alanı sınırı” çizmesi demek. Etki alanı sınırı çizmek, mevcut ulusal sınırı değiştirmeyi kapsamıyor. Fiilî durum oluşturarak etki alanı sınırı, mevcut ulusal sınırları aşarak var oluyor. Fakat bunun için kılıf/gerekçe lâzım.

ABD ve NATO üyeleri için dünyanın birçok yeri “etki alanıdır” ve gerekçe, “terörü sınıra gelmeden ininde yakalamaktır”. Rusya için ise “etnik köken ve tarihî miras” gerekçedir. Ukrayna, Gürcistan ve Kazakistan buna tipik örneklerdir. Bir tek Suriye farklıdır; o da “terör” gerekçesidir.

Türkiye dünyadaki bu “ulusal sınırlara saygı, etki alanında ısrar” dönemini doğru okumuş ve birçok ülkedeki varlığını hem terör, hem tarihî bağ gerekçesiyle pozisyonlandırmıştır.

Ukrayna Devleti de bu yönelişi okuyarak veya ona gösterilerek, bölgesel güç haritasında acil karar almak istemiş fakat toplum ikiye bölünmüştür: AB’nin parçası ve NATO üyesi olarak Avrupa gücü içinde olmak isteyenlere karşı Rusya ile bütünleşip Rusya bölgesel gücünde olmak isteyenler.

Bu bölünme 10 yıldır ateşi hiç sönmeden sürdü. Rusya dünyaya, “Ukrayna bölgesel güç kararını Rusya’dan yana yapmıştır ve bize düşen, onu sağlama almaktır” diyerek bir askerî fiilî durum oluşturuyor.

Rusya ve Çin başta olmak üzere bölgesel güç plânı yapanların “Ukrayna’nın bağımsız devlet olmasına ve sınırlarına saygılıyız” şeklindeki demeçleri, “sınıra saygı, etki alanı ısrarı” formülünden ibarettir.

Millet İttifakı’nın Ukrayna saldırısı başlar başlamaz “S-400’leri iade edeceğiz. Kanal İstanbul’u durduracağız. Suriye ve Libya’dan çekileceğiz” gibi sosyal medya mesajları atması, “Biz ABD, AB ve NATO’ya sadığız. Bölgesel güç dönemine inanmıyoruz ve iddiamız da yok!” ilânıdır.

Oysa Fransa, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir. AB acilen bölgesel güç moduna geçmelidir” açıklaması, bir “Gecikmeyelim” çağrısı idi.

ABD bu bölgesel güç olma moduna yönelen her ülkeye hâddini bildirme gayretinde. AB’yi tehditlerle yalnızlaştırması, 15 Temmuz ve PYD-PKK desteği, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönüş gibi olgular, hep bu eksen kaymasını engelleme çabasından ibaret.

Türkiye “bölgesel güç” döneminde gecikirse parçalanacağını biliyor.

O nedenle Türkiye’nin kararı NATO karşıtı veya Rusya yanlısı olmak değildir. Türkiye, “bölgesel güç aktörü” olmayı plânlıyor ve uyguluyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti aklının kararı da bu yönde seyrediyor. 2023 Seçimleri, “bölgesel güç kutupları” dünyasında mı yer alacağız, yoksa ABD’nin küresel aktör olmasında -eski Türkiye’de olduğu gibi- “ABD’ye sadık ileri karakol ülke” mi kararının netleşeceği kulvar olacak.

Ukrayna için de Rusya’nın yürüttüğü tüm çabanın, yukarıda arz ettiğim arka plân üzere oluştuğu kanaatindeyim.

Bir de, Ukrayna Savaşı’nın sonuçlarından biri ekonomik savaşlar değildir. Aksine, pandemi ve sonrası “Dünya Ekonomi Savaşı” başladı. Ukrayna, ekonomik savaşın sonuçlarının ilk örneğidir. Dolayısıyla Ukrayna içinde süren savaş sahnelerine odaklanmış dünyanın asıl savaşı ekonomide. Doğrusu, “Ekonomi savaşına dair konular neden konuşulmuyor?” diye merak ediyorum. Meselâ Rusya, Ukrayna üzerinden dünyaya uğrayacağı ekonomik zarar kadar Avrupa’ya öldürücü bir darbe vurmayı göze aldığını gösteriyor. Oysa şu anda Ukrayna Savaşı’nda en büyük aktör Çin.

Üçüncü Dünya Savaşı değil bu. Bu, “Birinci Dünya Ekonomi Savaşı”!

Paralar savaşı, tarım savaşı, silah satış savaşı ve tabiî ki enerji savaşı alanlarında alınan ve uygulanan kararlar var. Bunları konuşmak gerekir. 

Maalesef bu savaşların da yine kurbanları “halklar”.

Ukrayna halkı, mazlum ve küresel savaşın pilot alanı seçildi. Türkiye doğru yerde ve dengeli duruyor. Ancak bu konum askerî savaş açısından… ABD ve AB bu rolü olumluyor ancak ekonomik savaşta Türkiye’yi Rusya ve Çin saflarında kabul ederek saldıracaklar. ABD ve AB’nin, ekonomi savaşlarında yapacaklarını meşrulaştırmak için böyle bir savaşa ihtiyaçları vardı ve Ukrayna’yı kurban seçtiler. Dolayısıyla dünya, eski dünya değil artık. Şimdi ekonomi savaşı için başka ülkeler için de askerî plânlar yapılıyor.