Biraz ses çıkaralım

Yıkmak değil, inşâ etmek amacımız. Bu yolda en çok ihtiyacımız olan, siz büyüklerin desteği. Bizlerden desteğinizi, ilginizi ve güler yüzünüzü eksik etmeyin. Sesimizin ve sözümüzün olduğunu unutmayın. Sesimizi duyarsanız, söz veriyoruz, ses getireceğiz. Söz, bizim sözümüz!

BAZI zamanlar ses çıkarmak istersin. Zulme, bozuk düzene, akıntıda sürüklendiğin sisteme... Sadece uyandırmak istersin bazılarını. Peki, ses çıkarmak nedir sizce? Bağırmak veya konuşmak mıdır? Hâl ve hareketinle ses çıkaramaz mısın? Ya da illâ bir mevkiin, mâkâmın veya kitlelere hitap ettiğin bir mesleğin mi olmak zorundadır?

Bu soruları uzun süre sordum kendime. Toplumun dinlediği biri olmazsan, sesini çıkaramaman mı gerekir? 18 sekiz yaşında bir kız çocuğu ses çıkaramaz mı? Peki, ya sizin görmediğinizi görüyorsa?

Yaşıtım olan birçok insan tanıdım benimle aynı soruları soran. Fakat sadece sormakla kalan… Büyüklerin düşünemediği, çözüm üretemediği sorunlara muhteşem çözümler bulabilen bir sürü genç var bu ülkede. Fakat bu kadar kalabalık olmamıza rağmen neden sesimiz çıkmıyor? Çünkü toplumun dayattığı ölçülere sahip değiliz. Daha bir mesleğimiz bile yok. Ya da hâlâ gerçek dünyayı tanımıyoruz. En klişe olanı ise şu cümle: “O işler o kadar kolay değil yavrucuğum, büyüyünce anlarsın.”

Kalıpları yıkmaya ve yeni şeyler üretmeye çalışırken belli ölçülere mi sahip olmalıyız? Avukat, mimar veya kendi parasını kazanan bir birey olana kadar susmamız mı lâzım? Gerçek dünyada yaşamıyor veya o dünyayı tanımıyorsak, bunun sorumlusu biz değiliz.

Kaç yaşına gelmiş ve hâlâ otobüse binerken bile tereddüt yaşayan, telefonları sürekli kontrol edilen, meslek seçimlerinde bile özgür olamayan, çamaşır makinesini çalıştırmayı veya kıyafetini ütülemeyi bile bilmeyen binlerce genç var bu ülkede. Ailelerin cam fanusta büyüttüğü gençler... Sizler bizi gerçek dünyayla tanıştırmadığınız hâlde, biz üretmek ve çözüm bulmak için çabalıyoruz. Çünkü yaşadığımız çağ, “teknoloji çağı” ve biz yaşayamasak da gerçek dünyayı izleyip takip edebiliyoruz. Her gün haberleri okuyabiliyor, merak ettiğimiz şeyleri tek tuşla araştırabiliyoruz. Şiir okuyabiliyor, seneler öncesinde yaşanmış bir darbeyi biliyor, kilometrelerce uzakta üretilen bir robotu inceleyebiliyoruz.

Cam fanusumuzu kırabilecek güce sahip gençleriz artık. Bizi dinlemeniz için iyi bir mesleğe sahip olabilmek uğruna çabalarken robotlaşan bireyler oluyorsak, bunun sorumlusu biz değiliz. Fakat kaybeden hepimiziz. Nüfusunun büyük bir kısmı gençlerden oluşan bir ülkede gençleri geri plâna atmak, yapılabilecek en büyük kötülüktür. Elimizde bulunan bu gücü işleyebilir ve gençlere yeni çalışma ve üretme sahaları oluşturursak, hayâl ettiğimiz seviyelere daha hızlı bir şekilde geleceğimize yürekten inanıyorum. İnanıyoruz!

Söz sahibi olabilecek ve üretecek yaştayız. Yanlışımız varsa da bunu ancak düşüncelerimizi dile getirdiğimiz zaman anlayabilirsiniz. Bizleri en çok dinlemeniz gereken yaştayız. Yaş ağaçlarız hepimiz, fakat eğmeniz için değil, bizleri şekillendirmeniz için teslim ediyoruz kendimizi sizlere. Bizleri eğitmenize gerek yok, ama emînim ki bizlere öğretecek çok şeyiniz var.

Dinlemeye ve öğrenmeye şevkimiz ve isteğimiz var. Aradaki önyargı duvarlarını kırarsak eğer, ham mücevherleri göreceksiniz hepiniz. Bu milletin açıkta olup fark edilmeyen cevherlerini açığa çıkarabilirsiniz. Aramızda yaş ve tecrübe farkı olabilir ama hepimizin uğrunda her şeyini feda edebileceği ortak bir paydası var: Vatan

Vatanımızı seviyor ve onu daha yükseklere çıkarmak için çabalıyoruz. Robot yaparak, yazarak, dinleyerek, alkış tutarak, destek olarak, çocuk büyüterek, kol kola girerek, okuyarak, düşünerek, eleştirerek, bağırarak, susarak... Hepimiz bir şekilde bu ülkenin yararına çalışıyoruz. Önyargılarımızla kaybedecek zamanımız yok. Biz geleceğin mimarları olmaya hazırız.

Yıkmak değil, inşâ etmek amacımız. Bu yolda en çok ihtiyacımız olan, siz büyüklerin desteği. Bizlerden desteğinizi, ilginizi ve güler yüzünüzü eksik etmeyin. Sesimizin ve sözümüzün olduğunu unutmayın. Sesimizi duyarsanız, söz veriyoruz, ses getireceğiz. Söz, bizim sözümüz!