CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yurtdışı turlarını sürdürdüğü günlerde gündemi belirleyen açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Tabiî bizim de işimiz gücümüz yok, gündem olsun, biz de yorumlayalım diye Kılıçdaroğlu’nun gündemini ülkenin gündemi yapıyoruz.
Ne yapalım, biri bir kuyuya bir taş atınca kırk akıllı çıkarmak için uğraşacak, başka çare yok.
Togg’un üretildiğini ispat etmek için fabrikadan görüntü vermek zorunda kalan da biziz, grup başkan vekiline izahat yaptırıp istifasını isteyen de.
Anladık ki, onlar kuyuya taş atmakla mükellef olduklarına inanıyorlar. Biz de çıkarma gayretine düşmenin alışkanlığına kaptırmışız kendimizi.
Hep izah bizde, hep savunma bizde…
Kuyuya taş atan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kara para aklayan ve söz konusu kara parayı uyuşturucu ticaretiyle elde eden ülke olarak ifade etmekten yüksünmüyor, dokunulmazlığı var ya, utanmıyor, biz de daha evvel neler söylediğini hatırlatarak taşı çıkarmaya çalışıyoruz.
Kuyu taşçısı böyle iktidar olacağını sanıyor.
Demeye getiriyor ki, Türkiye böyle büyümüş. Uyuşturucudan kazanılan kara parayla…
Bundan sonra bu ülkenin büyümesi için mücadele veren uyuşturucu kaçakçılarına saygı duyun ha!
Bir uyuşturucu kaçakçısı kolay yetişmiyor.
Uyuşturucudan haberin olacak.
Onu sağlayanlarla iletişimin olacak.
Güvenlerini kazanacaksın.
Kafanı uyuşturucuyla yakmayacaksın, dengeli olacaksın.
Hesap adamı olacaksın.
Bir de bütün bu pisliğe rağmen ülkeni çok seveceksin.
Bu ülkenin gençliğini öyle düşüneceksin ki TEKNOFEST’lere filan imza attıracaksın.
Üniversite sayısını arttıracaksın. Tabiî, hep pazar genişletme politikası bunlar.
Ülkene darbe yapmaya kalkışanlara karşı ayık olacaksın.
Yetmeyecek, döviz operasyonları yapanlara karşı ülkenin ayakta kalması için feragat edeceksin. “Zaten bana gelen uyuşturucunun gelişi kaç dolar da kaç lira kâr edeceğim?” demeyeceksin.
Sigaraya düşmanmış gibi görüneceksin ki anlamasınlar. Ama tüh be! Kuyu taşçısı anladı bütün kamuflajı, şimdi ne yapsak acep?
Yahu şu ifadeleri yazarken benim midem bulandı, kuyu taşçısının bir kez yüzü kızarmadı, bir gün midesi bulanmadı.
Kuyuya taşları doldurdu, kuyuda yer kalmadı.
Bu yüzden, bu ülkeye yaptırım uygulamak üzere bekleşen akbabalara açık bir müdahale etme imkânı bulmaları için kapı aralama derdinden başka derdi olmayan kuyu taşçısının başka bir yolla iktidar olma şansı yok.
O da bunu biliyor. Altılı yedilinin her biri bunu biliyor.
Ahlâksızlık ne zaman siyaset oldu bilmem ama bu ülkede adalet olsaydı kuyu taşçısının hak ettiğinin ne olacağını asla merak etmezdim.
Ama biz savunmaya devam ederiz. Biz izah etmeye de devam ederiz. Nasıl olsa alışkınız!
