Bir telefona bakar

Sokakta beyzbol sopası ile başörtülü kadınlara saldıracak kadar “delikanlı” lâiklere de rastlanıyor artık. Madem Kemal Beyciğim bir telefonla meseleleri çözebiliyor, hazır “çözüm modu” açıkken bu konuya bir el atsa, azgın seçmenlerini sıradan bir arasa meselâ, iyi olmaz mıydı?

MEĞER memleketteki başörtüsü meselesini Genel Müdür çözmüş de haberimiz yokmuş. Hem de bir telefonla. Peh peh peh!

Tutmayın küçük enişteyi! Atsın…

Kemalciğimin yalancısıyım, vaziyet şöyle gelişmiş:

Kendisi CHP’ye yeni Genel Müdür olmuş, sene 2011…

Bir gece kafası atmış, kaldırmış ahizeyi, çevirmiş numarayı, aramış YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ı, basmış kalayı, “Niye bu başlarında bir metrekarelik bez parçası olan kız öğrencileri üniversitelere almıyorsunuz kardeşim?” demiş.

Özcan şaşırmış olmalı -tabiî böyle bir şey yaşandıysa-.

“Efendim” demiş, “Siz karşısınız, o yüzden almıyoruz”.

Aç parantez: Demek ki, memlekette bir şeyin yapılıp yapılmayacağına CHP’nin karşı olup olmaması bakılarak karar veriliyormuş. Anayasa, baba yasa, yönetmelikler, mevzuat fasa fiso yani. Kapa parantez.

Kemal Beyciğim itiraz etmiş: “Hayır, biz karşı değiliz.”

Özcan şaşırmış olmalı -tabiî böyle bir şey yaşandıysa-.

“Ama efendim” demiş, “Başörtüsü serbestliği ile ilgili kanun çıkarıldı, itiraz için Anayasa Mahkemesi’ne koşan heyette siz de vardınız?!”.

Kemal Bey, “Olur mu öyle şey? Ben sabah sporu yapmak için yürüyüşe çıkmıştım. Heyetle orada karşılaştık” demiş.

Özcan bir kez daha şaşırmış -tabiî böyle bir şey yaşandıysa-.

“Efendim” demiş, “Size Ahmet Hakan canlı yayında sordu başörtüsü konusunu. ‘Devletin kuralları var, herkes bu kurallara uyacak’ dediniz. Anlamadım ki şimdi”.

Kemal Beyciğim de, “Sen karıştırma oraları” diye daha bir kızmış, sesini yükseltmiş.

Özcan bir kez daha ama bu kez daha fazla şaşırmış -tabiî böyle bir şey yaşandıysa-.

“Tamam efendim” demiş, “Madem öyle, ben yarın sabah kızları okula alıyorum”.

“Al” demiş Genel Müdür de. Başörtüsü problemi de böylece çözülüvermiş. Hatta bu konuşmayı yaparken Kemal Beyciğimin yanında Abdullah Gül de varmış. Konuya yakinen şahit olmuş.

Sizi bilmem ama ben şahsen inandım, ikna oldum.

Bakmayın siz sonradan çıkarılan yönetmeliklere filan. Onlar tırı vırı.

Memlekette başörtüsü meselesinin çözülmesi gerekiyorsa, çözecek kişi Genel Müdür Kemal Beyciğimdir.

Misâl, bıldır bu vakitlerde bu konuyu yeniden çözesi gelmiş, Erdoğan’a meydan okumuştu Genel Müdür. “Kadınların inançlarını istismar konusu ettiğiniz yeter” deyip bu konuda kanun teklifini Meclis’e sunacaklarını söylemişti.

Böylece Erdoğan’ın bu konuda samimi olup olmadığını test edecekti Kemal Beyciğim. Durup dururken gelen bu çıkışa başörtülüler bir kenara, CHP’liler bile şaşırmıştı.

Erdoğan’ın çıtayı yükseltip, “Samimiysen birlikte Anayasa’yı değiştirelim, bir daha da bu konuyu kimse konuşmasın” minvalinde hamlesinden bugüne kadar da Kemal Beyciğimden ses soluk çıkmamıştı.

Yakında Meclis açılacak ve muhtemelen bu konu yeniden gündeme gelecek. Umalım ki, o vakit de Kemal Beyciğimin “başörtüsü meselesini yeniden ve bir kez daha çözme” modu açık olsun. Gerisi bir telefona bakar.

Kemal Beyciğim başörtüsü meselesini mütemadiyen çözüyor ancak seçmeni ile ilgili bazı sıkıntılar mevcut.

Tuvalet terliği, ayakkabı çekeceği, kola kutusu (hem de boş) yahut ıslak sarı bez aday olsa seçilecekken (kendileri söylüyorlar), Kemal Beyciğimin seçilememiş olmasına epeyce kızan, içerleyen ve öfke patlaması yaşayan bir kitle var karşımızda.

Başörtüsü ile üniversitelere, mahkemelere, resmî dairelere, hatta Meclis’e girebiliyorsunuz memlekette, lâkin toplu taşıma araçlarına girişlerde bazı sıkıntılar yaşanabiliyor.

Kemal Bey ve avenesi sayesinde zıvanadan çıkan ultra lâik, süper çağdaş seçmen pervasızca otobüste, minibüste, metroda başörtülü kadınlara saldırmaya, hakaret etmeye başladı.

Hoş, bu azgın azınlık artık hak ettiği muameleyi görmeye, boylarının ölçüsünü almaya başladı çok şükür.

Hatta sokakta beyzbol sopası ile başörtülü kadınlara saldıracak kadar “delikanlı” lâiklere de rastlanıyor artık. Bunlardan biri bana denk gelmez ki…

Madem Kemal Beyciğim bir telefonla meseleleri çözebiliyor, hazır “çözüm modu” açıkken bu konuya bir el atsa, azgın seçmenlerini sıradan bir arasa meselâ, iyi olmaz mıydı?

Yoksa, Allah muhafaza elimizden bir kaza çıkacak artık!

Kalınız sağlıcakla efendim.