Bir süzgeç ve inşâ aracı olarak medya okuryazarlığı (5)

Medya okuryazarlığı dersi, dünyanın gelişmiş ülkelerinde son derece önemseniyor ve medya okuryazarlığı eğitimi, dil eğitimine eş değer olarak görülüyor. Bu bakış açısı da eğitim politikalarına yansıyor ve bu ülkelerdeki bireyler daha bilinçli olarak medya içeriklerini değerlendirebiliyorlar.

UZUN bir süredir medya okuryazarlığı üzerinde yazılar kaleme alıyorum. Bu yazımda da konuyu irdelemeye devam edeceğim…

Medya okuryazarlığı konusu, Batı dünyasının son derece önem verdiği bir konudur. Dijitalleşmenin getirdiği etki ile özellikle dijital medya alanları hayatın bir parçası hâline geldi. Günümüzde gençlerimizin çok büyük bir kısmı sosyal medya araçlarının olmadığı bir hayatı düşünemiyor. Hatta yapılan araştırmalar gençlerin ciddî bir sosyal medya bağımlılığına sahip olduğunu gösteriyor. Bu tüm dünyada böyle.

Özellikle sosyal medya ve diğer dijital medya ortamlarının ürettiği içerikler hemen hemen hiçbir kural tanımadan oluşturulmakta, bu da beraberinde mahremiyetin ihlâlinden bazı ahlâk dışı konuların meşrulaştırılmasına, bireylerin kişilik ve kimlik gelişimlerinin olumsuz etkilenmesine kadar çok sayıda sorunu beraberinde getiriyor.

Nitelikli medya okuryazarlığının bu sorunu aşma noktasında en önemli argüman olduğunu gören Batı dünyası, medya okuryazarlığı konusuna son derece önem veriyor.

Her ülkenin medya okuryazarlığı konusunda farklı yaklaşımları var. ABD’de kamu kurumlarının yanı sıra bu konuda STK’lar son derece etkililer. STK’lar her yıl onlarca uluslararası ve yüzlerce ulusal etkinlik yapıyorlar.

ABD’nin tümünde geçerli bir medya okuryazarlığı programı bulunmuyor ama her eyaletin kendine göre bir medya okuryazarlığı programı bulunuyor. Bu esneklikse bölgesel farklılıkların politikalara yansımasından kaynaklanıyor.

Avrupa ülkeleri, Avustralya ve Kanada gibi ülkeler medya okuryazarlığı eğitiminde dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. İngiltere’nin uyguladığı eğitim plânlaması hem İngiliz topluluğu üyeleri, hem de Avrupa ülkeleri arasında örnek teşkil ediyor.

Medya okuryazarlığı eğitimi, İngiltere’de yaklaşık bir asırlık bir geçmişe sahiptir. Birçok Avrupa ülkesinde medya okuryazarlığı dersi ya zorunludur ya da anadil dersleriyle birlikte verilir. Ayrıca bazı ülkelerde medya okuryazarlığı dersinin yanında bilgisayar okuryazarlığı dersi zorunlu olarak verilir. İspanya bu ülkelerden biridir. Bazı ülkelerde ise “Medya Çalışmaları” adlı ders, medya okuryazarlığı bağlamında okutuluyor. Kanada ve İrlanda bu ülkelerden bazıları…

Anadil dersleri içerisinde medya okuryazarlığı dersi veren İngiltere gibi ülkeler, yazma, konuşma, bilgi ve iletişim teknolojileri dilini anlama, medya metinlerini çözümleme gibi medya okuryazarlığının ana konularını dil derslerinin temel bir parçası olarak görüyor ve dersler bu bağlamda işleniyor. Öyle ki, buralardaki dil derslerinde kazandırılan yazma becerileri birçok ülkede lisans düzeyinde dahi verilmiyor.

Görüldüğü üzere medya okuryazarlığı dersi, dünyanın gelişmiş ülkelerinde son derece önemseniyor ve medya okuryazarlığı eğitimi, dil eğitimine eş değer olarak görülüyor. Bu bakış açısı da eğitim politikalarına yansıyor ve bu ülkelerdeki bireyler daha bilinçli olarak medya içeriklerini değerlendirebiliyorlar.

Yani medya okuryazarlığı eğitiminin önemsendiği ülkelerde bireyler daha bilinçli birer medya tüketicisi ve üreticisi olma şansına sahipler.