UZUN bir süredir medya
okuryazarlığı üzerinde yazılar kaleme alıyorum. Bu yazımda da konuyu irdelemeye
devam edeceğim…
Medya
okuryazarlığı konusu, Batı dünyasının son derece önem verdiği bir konudur. Dijitalleşmenin
getirdiği etki ile özellikle dijital medya alanları hayatın bir parçası hâline
geldi. Günümüzde gençlerimizin çok büyük bir kısmı sosyal medya araçlarının
olmadığı bir hayatı düşünemiyor. Hatta yapılan araştırmalar gençlerin ciddî bir
sosyal medya bağımlılığına sahip olduğunu gösteriyor. Bu tüm dünyada böyle.
Özellikle
sosyal medya ve diğer dijital medya ortamlarının ürettiği içerikler hemen hemen
hiçbir kural tanımadan oluşturulmakta, bu da beraberinde mahremiyetin
ihlâlinden bazı ahlâk dışı konuların meşrulaştırılmasına, bireylerin kişilik ve
kimlik gelişimlerinin olumsuz etkilenmesine kadar çok sayıda sorunu beraberinde
getiriyor.
Nitelikli
medya okuryazarlığının bu sorunu aşma noktasında en önemli argüman olduğunu
gören Batı dünyası, medya okuryazarlığı konusuna son derece önem veriyor.
Her
ülkenin medya okuryazarlığı konusunda farklı yaklaşımları var. ABD’de kamu
kurumlarının yanı sıra bu konuda STK’lar son derece etkililer. STK’lar her yıl
onlarca uluslararası ve yüzlerce ulusal etkinlik yapıyorlar.
ABD’nin
tümünde geçerli bir medya okuryazarlığı programı bulunmuyor ama her eyaletin kendine
göre bir medya okuryazarlığı programı bulunuyor. Bu esneklikse bölgesel
farklılıkların politikalara yansımasından kaynaklanıyor.
Avrupa
ülkeleri, Avustralya ve Kanada gibi ülkeler medya okuryazarlığı eğitiminde
dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. İngiltere’nin uyguladığı
eğitim plânlaması hem İngiliz topluluğu üyeleri, hem de Avrupa ülkeleri
arasında örnek teşkil ediyor.
Medya
okuryazarlığı eğitimi, İngiltere’de yaklaşık bir asırlık bir geçmişe sahiptir.
Birçok Avrupa ülkesinde medya okuryazarlığı dersi ya zorunludur ya da anadil
dersleriyle birlikte verilir. Ayrıca bazı ülkelerde medya okuryazarlığı
dersinin yanında bilgisayar okuryazarlığı dersi zorunlu olarak verilir. İspanya
bu ülkelerden biridir. Bazı ülkelerde ise “Medya Çalışmaları” adlı ders, medya
okuryazarlığı bağlamında okutuluyor. Kanada ve İrlanda bu ülkelerden bazıları…
Anadil
dersleri içerisinde medya okuryazarlığı dersi veren İngiltere gibi ülkeler, yazma,
konuşma, bilgi ve iletişim teknolojileri dilini anlama, medya metinlerini
çözümleme gibi medya okuryazarlığının ana konularını dil derslerinin temel bir
parçası olarak görüyor ve dersler bu bağlamda işleniyor. Öyle ki, buralardaki
dil derslerinde kazandırılan yazma becerileri birçok ülkede lisans düzeyinde
dahi verilmiyor.
Görüldüğü
üzere medya okuryazarlığı dersi, dünyanın gelişmiş ülkelerinde son derece
önemseniyor ve medya okuryazarlığı eğitimi, dil eğitimine eş değer olarak
görülüyor. Bu bakış açısı da eğitim politikalarına yansıyor ve bu ülkelerdeki
bireyler daha bilinçli olarak medya içeriklerini değerlendirebiliyorlar.
Yani medya okuryazarlığı eğitiminin önemsendiği ülkelerde bireyler daha bilinçli birer medya tüketicisi ve üreticisi olma şansına sahipler.