ÖNCEKİ hafta Ağrı
Belediye Başkanı Savcı Sayan, Ağrılı gençlere sahurda kahvaltı ikramında
bulundu.
Olacak
şey değil, yer yerinden oynadı. Aman Allah’ım, hatta “oh my God”, ortalık
yıkılıyor.
Savcı
Sayan abimiz, 700 gence kişi başı 30 liradan toplam 21 bin liralık bir sahur
düzenlemiş.
Geceye
ait masanın görüntüsü de aşağıdaki fotoğraftan ibaret.
Gerçekten
olacak şey değil!
Yemek
dediğin, menüsünde kabak çiçeği dolması, bademli kereviz, pirinç yufkasında
kinoa tabule, tekmilli fava, mikro filizler olan Musakka Ekrem’in Noel yemeği
gibi olmalı. Üstelik giriş tabağı olarak…
Peşinden
siyah pirinç Beluga mercimeği, porçini mantar dolgulu çıtır kadayıf, poşe
kuşkonmazlar, ballı hardal sos, şeker kâsesinde nar gretine gelmeli masaya.
Ana
yemek olarak da portakal soslu karides ızgara, Çin lahanası, taze minik
fasulye, havuçlu patates ezmesi takip etmeli; şifa niyetine.
E
bu kadar mütevazı bir yemek, tatlısız bitmez herhâlde. Tatlı olarak da ayva tatin,
kıtır kabaklar, Hindistan cevizi sütü sosu ile servis edilmeli.
Öyle
on gram reçel, üç dilim salam, beş on tane zeytin, yirmi gram peynir kime
yetecek?
Dört
kişinin rakı-balık menüsü için 46 bin lirayı ezebildiği serbest piyasa
ekonomisinde 700 kişilik sahura 21 bin lira vermek şanımıza yakışmaz.
Muhtemelen
gençlerin menüsünde içecek olarak çay ve su vardı. I-ıh, bu da olmadı!
Şöyle
3 bin 500 lira buşon parası ödenerek Lé Château Cantin açtırmadan olur mu hiç?
O gençlerin canı yok mu Savcı Bey?
Gençler
sahur programında kendileri çalmışlar, kendileri söylemişler. Bu da olmadı
Savcı Abi!
İnsan
biraz paraya kıyar, bir sanatçı davet eder, Ağrı yöresine ait “Kaç kadeh
kırıldı sarhoş gönlümde” türküsü eşliğinde gençleri coşturur mübârek sahurda.
Ayrıca
Ekrem Başgandan neyiniz eksik? 400 bin liraya kıyıp yöresel kıyafetler içinde
Flamenko dansı yapacak birini bulamadınız mı hem? Söyleseydiniz, Ekremciğim
yardımcı olurdu size.
Hatta,
“Bu sahura özel yat ile gitseydiniz keşke” diyeceğim ama coğrafî şartlar
müsait değil.
Bunları
yapmış olsaydınız zirzoplara açıklama yapmak, faturayı yayınlamak gibi gereksiz
işlerle uğraşmak zorunda kalmaz, hatta alkış bile alırdınız.
“Ağrı
nimet nimet” değil mi yoksa?
Haydi
bunların hiçbirini yapmadınız diyelim, üç beş tane terör örgütü paçavrası da mı
asamadınız mekâna? Bak o zaman “dadından yinmezdi” o sahur.
***
Muhalefetin
geçen haftaki gündemi Erdoğan’ın yatarken yediği bir kâse manda yoğurdu idi, bu
hafta da Savcı Sayan’ın sahuru.
Mesele
ne bir kâse yoğurt, ne de bu mütevazı sahur. Siz hâlâ anlamadınız mı?
Mesele,
muhalefetin sığ siyaset anlayışı, proje üretebilme kabızlığı ve beceriksizliklerini
örtebilme telaşı.
Bu
sahur kahvaltısını konuşmayıp da Musakkacı Ekremciğimin ulaşıma yaptığı yüzde
kırklık zammı mı konuşsaydık? Allah muhafaza!
Kalınız sağlıcakla efendim…