
ÇOK hazin bir olay…
Günlerdir
fikrimi oyalayan bu dramı kaleme fısıldamaya karar verdim. Çünkü benim bildiğim
memleket bu değil. Ama aramızda bu vatanın imanlı insanlarına da leke düşürecek
kadar çirkin ayak oyunlarını icra edenler var.
Öfkeli
değilim; kırgın ve hüzünlüyüm.
Son
zamanlarda hepimizi şaşırtacak kadar absürt durumlar ayyuka çıktı. Tabiî hiç
şüphe yok ki bu akıl ve vicdan dışı vaziyetleri özellikle kurgulayanlar,
körükleyenler ve sürekli yayılıp büyümesini destekleyenler var. Ama onlara
inat, vatanımızın kimliğine ve imanın bizi biz yapan sınırlarına riayetle bir
ömür sürmenin derdini taşımalıyız. Bu sebeple bu olayı içimde tutmamaya,
paylaşıp da bir ar damarı hatırlatması yapmaya karar verdim.
Bir
semt pazarına gittiniz. Patates tezgâhı önünden geçiyorsunuz. Üzerine fiyat
tabelası koyulmuş. Okumanız yazmanız var, okuyorsunuz. Sayılar, rakamlar da
ilkokul çağından beri belleğinizde, tanıyorsunuz. Tam olarak şöyle yazıyor:
“5.50 TL”…
Evet,
görünen bu. Algılanan bu. Beynin algı merkezinde şekillenen bu. Ama ilk “5”
rakamı gereğinden fazla büyük; nokta gibi görünen kısımsa gereğinden fazla küçük
ve küsurat ifade eden sayı orantısız.
Tasvir
etmek gerekirse: 5.50 TL
Görsel
hafızamda yer eden, buna benzer bir şeydi. İki kilo talep ediyorsunuz. Ama
matematiği yerle bir eden bir toplam çıkıyor ortaya.
Kilosu,
“5.50 TL”, iki kilosu “20 TL”.
Şaşırtıcı
değil mi?
Sizce
bu pazarcı ağabeyimiz matematiği mi bilmiyor, yoksa bu işte şeytana pabucunu
ters giydirecek bir düzen mi var? Sayılarla arası iyi olanlar biraz düşünüp
bulabilirler. Gerçi böyle bir hinliği bu başıma gelene dek hiçbir bilim dalıyla
tahayyül edemezdim. Ama başa geldikten sonra olayın içindeki kurnazlığa mı
yanmalı, iman ve vatan sevgisinin kâr tutkusu altında yok olmaya mahkûm oluşuna
mı kahrolmalı, bilemedim.
Öncelikle
şöyle bir özet geçmek istiyorum: Artan fiyatların müsebbibini ararken karşıma
iki tipoloji çıkıyor. Bunlardan biri, küresel gıda krizi… Rusya-Ukrayna Savaşı’nın
gıda ticareti üzerindeki baskıları… Ki bu, Avrupa dâhil pek çok bölgede benzer
sıkıntıların doğmasında birincil etken. Arz azaldıkça fiyatlar fırlıyor.
Buraya
kadar ekonomist olmaya da gerek yok. Herkesçe ayan olan bir ahval, en doğru
tanımlamayla “mücbir sebep”. Fakat ikinci tipolojide çok daha can sıkıcı
veriler var.
Var
olan fiyat artışını çok daha yukarıya çeken, bu yolla hem cebini doldurma
gayesi ve hem de vatanın istikrarını sekteye uğratma hasedi taşıyan bir insan
bozması güruh… Mecburî zammın üzerine koyarak hem rekabeti kızıştırıyor, hem
tüketicilerin devletle arasını açmayı hedefliyor, hem de bu sayede daha fazla (!)
kazanıyor.
(Buradaki
parantezli ünlem, daha fazla kazanmanın sadece görüntüde olduğuna, helâl
olmayan hiçbir şeyin özünde kazanım olamayacağına dikkat çekmek üzere
kullanılmıştır.)
Bir
de pazarcı ağabeyimiz gibi zihnin kıvrak duraklarını hinliğe çalıştıranlar var
ki, onlar da başka bir sınıflama ile değerlendirilmeli.
Konuya
dönecek olursak…
Kilosu
5.50 TL olan patatesin iki kilosunun nasıl 20 TL tuttuğunu öğrenmeye hazır
mısınız?
Şöyle
dedim: “Burada 5.50 TL yazıyor, nasıl 20 TL tutuyor?”
Dürüst
esnafımız (!) şöyle cevap verdi: “5 kilosu 50 TL!”
Bir:
Bu patates beş on kilo alınan bir şey değildir. Patatesi bir iki kilo
alırsınız. Mantığa uymuyor.
İki:
Tabelada “5 kilosu 50 TL” yazsa yine anlarım, öyle yazmıyor.
Üç:
Bunun savunmasını yapabilmek için ilk 5 rakamını büyük yaptığını sonradan
anlıyorsunuz; “50 TL” olan kısım ise minicik!
Şimdi
zannetmeyin ki bu benim göz yanılmamdı. Yanımdaki teyze de “5 kilosu 50 TL”
cümlesine karşı şok geçirdi. Çünkü kendisi de “Kilosu 5.50” olarak okumuştu.
Zaten öyle okunması, öyle zannedilerek talep edilmesi amacıyla kurgulanmıştı.
Patatesi
elinize aldığınızda, sitemkâr bir hâl ile de olsa 20 TL’yi verip oradan
uzaklaşıyorsunuz. Fakat ben de söyledim tabiî: “Güzel taktik(!)…”
“Yok,
taktik değil” dedi ağabeyimiz. “Yok, taktik! Burada ‘5.50 TL’ yazıyor, ayrıca
beş kilosunu yazana kadar kilosunun kaç TL olduğunu yazsaydınız ya!” dedim, sustu.
Ama patatesini de sattı. Ne diyelim, yarasın mı? Yarar mı? Pek sanmam.
Allahualem…
***
Not: Son anda “5.50 TL” yazısında nokta yerine “5 kg 50 TL” yazıyor olabilir mi diye şöyle bir göz attım, yine göremedim. Eğer o küçücük nokta yerinde küçücük bir “kg” yazıyorsa bilemeyeceğim, ama ne fark eder? Sonuçta görsel, ustalıkla tasarlanmıştı. İstenilen algıyı veriyordu.