Bir pazar hatıratı: “5.50 TL”

“Yok, taktik değil” dedi ağabeyimiz. “Yok, taktik! Burada ‘5.50 TL’ yazıyor, ayrıca beş kilosunu yazana kadar kilosunun kaç TL olduğunu yazsaydınız ya!” dedim, sustu. Ama patatesini de sattı. Ne diyelim, yarasın mı? Yarar mı? Pek sanmam.

ÇOK hazin bir olay…

Günlerdir fikrimi oyalayan bu dramı kaleme fısıldamaya karar verdim. Çünkü benim bildiğim memleket bu değil. Ama aramızda bu vatanın imanlı insanlarına da leke düşürecek kadar çirkin ayak oyunlarını icra edenler var.

Öfkeli değilim; kırgın ve hüzünlüyüm.

Son zamanlarda hepimizi şaşırtacak kadar absürt durumlar ayyuka çıktı. Tabiî hiç şüphe yok ki bu akıl ve vicdan dışı vaziyetleri özellikle kurgulayanlar, körükleyenler ve sürekli yayılıp büyümesini destekleyenler var. Ama onlara inat, vatanımızın kimliğine ve imanın bizi biz yapan sınırlarına riayetle bir ömür sürmenin derdini taşımalıyız. Bu sebeple bu olayı içimde tutmamaya, paylaşıp da bir ar damarı hatırlatması yapmaya karar verdim.

Bir semt pazarına gittiniz. Patates tezgâhı önünden geçiyorsunuz. Üzerine fiyat tabelası koyulmuş. Okumanız yazmanız var, okuyorsunuz. Sayılar, rakamlar da ilkokul çağından beri belleğinizde, tanıyorsunuz. Tam olarak şöyle yazıyor: “5.50 TL”…

Evet, görünen bu. Algılanan bu. Beynin algı merkezinde şekillenen bu. Ama ilk “5” rakamı gereğinden fazla büyük; nokta gibi görünen kısımsa gereğinden fazla küçük ve küsurat ifade eden sayı orantısız.

Tasvir etmek gerekirse: 5.50 TL

Görsel hafızamda yer eden, buna benzer bir şeydi. İki kilo talep ediyorsunuz. Ama matematiği yerle bir eden bir toplam çıkıyor ortaya.

Kilosu, “5.50 TL”, iki kilosu “20 TL”.

Şaşırtıcı değil mi?

Sizce bu pazarcı ağabeyimiz matematiği mi bilmiyor, yoksa bu işte şeytana pabucunu ters giydirecek bir düzen mi var? Sayılarla arası iyi olanlar biraz düşünüp bulabilirler. Gerçi böyle bir hinliği bu başıma gelene dek hiçbir bilim dalıyla tahayyül edemezdim. Ama başa geldikten sonra olayın içindeki kurnazlığa mı yanmalı, iman ve vatan sevgisinin kâr tutkusu altında yok olmaya mahkûm oluşuna mı kahrolmalı, bilemedim.

Öncelikle şöyle bir özet geçmek istiyorum: Artan fiyatların müsebbibini ararken karşıma iki tipoloji çıkıyor. Bunlardan biri, küresel gıda krizi… Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gıda ticareti üzerindeki baskıları… Ki bu, Avrupa dâhil pek çok bölgede benzer sıkıntıların doğmasında birincil etken. Arz azaldıkça fiyatlar fırlıyor.

Buraya kadar ekonomist olmaya da gerek yok. Herkesçe ayan olan bir ahval, en doğru tanımlamayla “mücbir sebep”. Fakat ikinci tipolojide çok daha can sıkıcı veriler var.

Var olan fiyat artışını çok daha yukarıya çeken, bu yolla hem cebini doldurma gayesi ve hem de vatanın istikrarını sekteye uğratma hasedi taşıyan bir insan bozması güruh… Mecburî zammın üzerine koyarak hem rekabeti kızıştırıyor, hem tüketicilerin devletle arasını açmayı hedefliyor, hem de bu sayede daha fazla (!) kazanıyor.

(Buradaki parantezli ünlem, daha fazla kazanmanın sadece görüntüde olduğuna, helâl olmayan hiçbir şeyin özünde kazanım olamayacağına dikkat çekmek üzere kullanılmıştır.)

Bir de pazarcı ağabeyimiz gibi zihnin kıvrak duraklarını hinliğe çalıştıranlar var ki, onlar da başka bir sınıflama ile değerlendirilmeli.

Konuya dönecek olursak…

Kilosu 5.50 TL olan patatesin iki kilosunun nasıl 20 TL tuttuğunu öğrenmeye hazır mısınız?

Şöyle dedim: “Burada 5.50 TL yazıyor, nasıl 20 TL tutuyor?”

Dürüst esnafımız (!) şöyle cevap verdi: “5 kilosu 50 TL!”

Bir: Bu patates beş on kilo alınan bir şey değildir. Patatesi bir iki kilo alırsınız. Mantığa uymuyor.

İki: Tabelada “5 kilosu 50 TL” yazsa yine anlarım, öyle yazmıyor.

Üç: Bunun savunmasını yapabilmek için ilk 5 rakamını büyük yaptığını sonradan anlıyorsunuz; “50 TL” olan kısım ise minicik!

Şimdi zannetmeyin ki bu benim göz yanılmamdı. Yanımdaki teyze de “5 kilosu 50 TL” cümlesine karşı şok geçirdi. Çünkü kendisi de “Kilosu 5.50” olarak okumuştu. Zaten öyle okunması, öyle zannedilerek talep edilmesi amacıyla kurgulanmıştı.

Patatesi elinize aldığınızda, sitemkâr bir hâl ile de olsa 20 TL’yi verip oradan uzaklaşıyorsunuz. Fakat ben de söyledim tabiî: “Güzel taktik(!)…”

“Yok, taktik değil” dedi ağabeyimiz. “Yok, taktik! Burada ‘5.50 TL’ yazıyor, ayrıca beş kilosunu yazana kadar kilosunun kaç TL olduğunu yazsaydınız ya!” dedim, sustu. Ama patatesini de sattı. Ne diyelim, yarasın mı? Yarar mı? Pek sanmam. Allahualem…

***

Not: Son anda “5.50 TL” yazısında nokta yerine “5 kg 50 TL” yazıyor olabilir mi diye şöyle bir göz attım, yine göremedim. Eğer o küçücük nokta yerinde küçücük bir “kg” yazıyorsa bilemeyeceğim, ama ne fark eder? Sonuçta görsel, ustalıkla tasarlanmıştı. İstenilen algıyı veriyordu.