Bir “Özdenses”

Uşşak makamındaki “Akşam oldu, hüzünlendim ben yine” ve “Her mevsim içimden gelir geçersin” ile Hüzzam makamındaki “Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım” ve Hüzzam-Düyek makamındaki “Mahzun kalbim günden güne aşkınla eriyor,/ Ayrı geçen her lahza sonsuz elem veriyor” adlı şarkıları ile adını altın harflerle Türk musikisi bestekârları listesine yazdırdı.

1913 yılında, Üsküdar’ın İmrahor semtinde dünyaya gelen bestekâr Semahat Özdenses, ilkokulu Üsküdar Harmanlık İlkokulu’nda okudu, sonra yine Üsküdar İmrahor’da Türk Sanat Müziği Ortaokulu’nda tahsiline devam etti. Babası bir Çanakkale şehidi olan İshak Efendi, annesi Pakize Hanım’dır. Musikiye düşkünlüğü daha çocukluğunda belli olmuş, bu konuda kendini yetiştirmek için çeşitli musiki hocalarından dersler almıştır.

1934 yılında yakın dostları olan Bedriye Hoşgör Hanım’ın evindeki bir misafirliği sırasında Lemi Adlı, Hayriye Hanım ve Kemal Niyazi Seyhan ile tanıştı. Genç Semahat’ın sesini dinleyen bu üstadlar, hemen kendisini yetiştirmek için derslere başladılar. Bu olay, onun okulu bırakmasına ve kendisini tamamen musiki ile uğraşmaya yönelmesine ilk adım olmuştur.

Yaklaşık dört aylık çalışma sonunda Beyoğlu Ambasadör’deki iki odalı Radyo Evi’nde Medeni Aziz Efendi’nin “Kerem eyle mestane kıl” adlı eseri olan ilk şarkısını okudu. Bu ilk şarkı, kendisini birden plak piyasasında bulmasına vesile oldu. Odeon Plak Şirketi ile sesini duyurmaya başlayan Semahat Özdenses, bir yandan da Lemi Adlı, Faire Fersan ve Refik Fersan’dan dersler almaya devam etti. İlk plağı, İsmail Hakkı Bey’in Hüzzam makamındaki “Beklerim her gün bu sahillerde mahzun böyle ben./ Gün batar, kuşlar döner dönmez bu sahillerde beklenen./ En nihayet anladım; yokmuş gören, hatta bilen./ Gün batar, kuşlar döner, dönmez bu yolda beklenen” sözleriyle meşhur şarkısı ile piyasaya çıktı.

1938 yılında Ankara Radyosu’na davet edildi. 1939 yılında Yüzbaşı Faruk Ergökmen ile hayatını birleştirdi. Ankara’da müzik eğitimi ve canlı yayınlarla emekli oluncaya kadar yaşadılar. Emekliliğinden sonra İstanbul’a döndü. İstanbul Radyosu’nda göreve başlayan besteci, yıllar yılı dillerde ve gönüllerde kalacak olan bestelerini yapmaya başladı.

Uşşak makamındaki “Akşam oldu, hüzünlendim ben yine” ve

“Her mevsim içimden gelir geçersin” ile Hüzzam makamındaki “Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım” ve Hüzzam-Düyek makamındaki “Mahzun kalbim günden güne aşkınla eriyor,/ Ayrı geçen her lahza sonsuz elem veriyor” adlı şarkıları ile adını altın harflerle Türk musikisi bestekârları listesine yazdırdı. Besteleri Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Bülent Ersoy ve Onur Akay gibi ünlü sanatçılar tarafından okunmuştur.

Özdenses, Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde birçok öğrenciye ders verdi. Kadıköy Belediye Başkanlığı’nca ismi Kadıköy Kültür Merkezi’ne verildi.  Mehmet Erbulan, Nedim Güntel, Halide Pişkin, H. Münir Ebcioğlu, Hüseyin Yurdabak ve Ahmet Cengizoğlu’nun güftelerini de besteledi. 2000 yılından sonra, son dört eserini Onur Akay’ın güfteleriyle yaparak onu Türk musikisine kazandırdı. Son bestesi de yine Onur Akay’ın güftesini yazdığı “Sevgilim sanma seni, bir an olsun unuttum” isimli şarkıdır.

MESAM üyesi olan sanatçı, son üç yılını Maltepe’deki özel bir huzurevinde geçirdi. 95 yaşında meme kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Kartal Devlet Hastanesi’nde yaşama veda etti. Türk sanat musikisine hem sesi, hem de besteleri ile hayat veren Özdenses, Maltepe Merkez Camii’nde cenaze namazı kılınarak Kurtköy Şıhlı Mezarlığı’na defnedildi. Üsküdar’da yaşamış olduğu Boybey Sokak’a da Semahat Özdenses adı verilmiştir.