SUSMALI: Acı sözle boğazları düğümlemeden, emekle
büyütülmüş sevgileri yıpratmadan, çocuksu gönülleri ürkütmeden, sinelerde taş
olup da bıktırtmadan, günleri gecelere benzetmeden, mahzun gözleri ıslatmadan,
yetimleri ağlatmadan, dertlileri söyletmeden, yalnızları incitmeden, karanlığı
büyütmeden susmalı.
Görmeli: Gözlerdeki feri tüketmeden, bahşedilmiş
nimetleri hiç etmeden, dağ gibi arkamızda duranları kaybetmeden, sevilenler
ahirete göç etmeden; gençliğin parıltısı sönmeden, eldeki avuçtaki uçup
gitmeden; gecenin sırrını güneş doğmadan, gündüzün hayrını akşam olmadan, var
olan güzellikler zayi olmadan görmeli.
Sevmeli: Rengi-şekli düşünmeden, güzel-çirkin
demeden, soyu-ırkı zikretmeden, mal-mülk hesabı yapmadan, mâkâm-mevki aramadan,
zengin-fakir kayırmadan, çiçek-böcek ayırmadan, uzak-yakın fark etmeden,
şucu-bucu gözetmeden sevmeli.
Vermeli: Verileni Yaradan’dan bilerek, ekmeğini aç
olana bölerek, az malından çok feragat ederek, unutulmuş kapıları çalarak,
ekmeksiz ocakları bularak vermeli.
Şükretmeli: Annelerin kucağına toprak dolmadan, babaların
ocağında mevsim solmadan, evlâtlar yuvadan uçup gitmeden, şebabet bedeni terk
etmeden; ekmeğin lokmasına, çeşmenin akmasına, bacanın tütmesine, gecenin
bitmesine; hastayken ve zindeyken, zenginken ve fakirken, birlikte ve yalnızken;
yoklukta ve varlıkta, ferahlıkta darlıkta şükretmeli.
Bilmeli: Yeri göğü Var Edenin kudretini, geçip
giden zamanların kıymetini, kalplere hükmeden sevginin hikmetini bilmeli.
Anlatmalı: Hak yolun huzurunu bilmeyenlere, beş
vakit secdeye varmayanlara, imanın nurunu görmeyenlere, tefekkür sesini
duymayanlara; yönünü arayana, yolu bulamayana, hakkı göremeyene, “Allah”
diyemeyene anlatmalı.
Durmalı: Öfkeyle söz söyleyip kalp kıracakken,
hırsla gövde kabartıp “Ben” diyecekken, komşunun hakkına göz dikecekken,
annenin gönlünü incitecekken durmalı.
Duymalı: Dile getirilmeyen kederlerin, “Anne!”
diye ağlayan yetimlerin, zulümle ezilmiş gövdelerin, açlıktan büzülmüş
midelerin sesini duymalı.
Anlamalı: Çiçeklerin sevgiyle yeşerip coştuğunu,
yağmurun bir hikmetle toprağa düştüğünü; dünyanın bir imtihan mevsimi olduğunu,
her secdede insanın kendini bulduğunu, gecenin sükûnetle âleme indiğini, günlerin
bir kudretle yeniden döndüğünü anlamalı.
Tövbe etmeli: Bilinen bilinmeyen günahlar için, namazla
başlamayan sabahlar için; kıymeti bilinmeyen ömürler için, kırılıp alınmayan
gönüller için tövbe etmeli.
Ölmeli: Can bedenden çıkmadan, akıl baştan gitmeden, yürekler soğumadan, salâmız okunmadan, henüz zaman dolmadan önce ölmeli.