Bir mektup: Türkiye’yi savunmasız bırakmak

Bütün dünya bugün iyice gördü yeni seçilen Başkan’ınızın uçak merdiveninden çıkışını. Bu çıkış ne kadar cevval olduğunu göstermekte tüm dünyaya. Ancak bunun bir anlamı yok. Çünkü Amerika’yı başkanları yönetmez. Başkanlığı da kendileri kazanmaz. Sizde seçimler, istenen kişilerin başkan yapılması için organize edilen bir göz boyamadan ibarettir.

AYLARDIR bekliyorum ABD’nin Ankara Büyükelçisi ne zaman sahaya girip Ankara’ya atanma gerekçesini hayata geçirecek diye. Yani Sayın Büyükelçi, geldin geleli gözüm üzerinde, ancak doğru dürüst bir açıklamana bugüne kadar fazla rastlamadım. Ya da benim gözümden kaçtı…

Ya da… Bizde bir atasözü vardır “Dur kendime bir yer edeyim, bak sana neler edeyim” diye, herhâlde uzun zamandır kendinize yer edinmekle meşguldünüz, şimdi ise “Bak sana neler edeyim” moduna geçmiş bulunuyorsunuz. Tebrikler! Aslî görevinize başladınız ve beni de beklemekten kurtardınız. Çünkü böyle olmuyordu. Size ve kariyerinize hiç yakışmıyordu. Geçmişte bulunduğunuz ülkelerin hâl-i pürmelâli ortada. Siz görev yaptığınız ülkelerde hep sitayişle aranıyorsunuz “Geri gelse de ülkemizi tekrar iyice karıştırsa” diye.

Bütün dünya bugün iyice gördü yeni seçilen Başkan’ınızın uçak merdiveninden çıkışını. Bu çıkış ne kadar cevval olduğunu göstermekte tüm dünyaya. Ancak bunun bir anlamı yok. Çünkü Amerika’yı başkanları yönetmez. Başkanlığı da kendileri kazanmaz. Sizde seçimler, istenen kişilerin başkan yapılması için organize edilen bir göz boyamadan ibarettir. Sizin demokrasiniz buradan başlar ve bunun pişkinliği ile bütün dünyaya demokrasi havariliği yaparsınız. Bu olayları perde arkasından yöneten kişiler de herkesçe malûmdur.

S-400’lerle ilgili çıkışınızın değişik anlamları var: Bir tanesi, Başkan’ınızın cevvalliğini gölgelemek; bir diğeri, göreve gelme amacınızı gerçekleştirmek ve bir diğeri de bütün büyükelçileriniz gibi, büyükelçilik yapmak değil, kendinizi atanmış vali olarak gördüğünüz için bu ön kabule göre hareket etme yetkinizi kullanmak; bütün Amerikan büyükelçileri gibi, gittiğiniz ülkeleri karıştırabildiğiniz kadar karıştırmak; ABD Büyükelçisi olmanıza rağmen Büyük İsrail hülyasına hizmet etmek; bütün ABD büyükelçileri gibi yukarıdan bakıp aşağıya -güya nezaket sınırları içinde- kibrinizi ortaya dökmek; dostumuzmuş gibi görünmeye özen göstererek sanki bizi düşünüyormuş gibi açıklamalar yapmak…

Siz bir ülke için çok uzun sayılamayacak bir tarihe sahipsiniz, ancak hedefleriniz ve hayâlleriniz, Başkan’ınızın da söylediği gibi Siyonist hedef ve hayâllerle örtüşüyor. Bu açıklamanızın tek bir izahı var: Âlemi kör, herkesi sersem zannediyorsunuz.

Türkiye için tekbir düşünceniz var: Bu ülkeyi savunmasız bırakıp işgale açık hâle getirmek… Bunun dışındaki bütün açıklamalarınız bu ülke insanlarını kandırmaya, körleştirmeye ve perdelemeye yönelik.

Siz, size verilen görevi yapıyorsunuz. Bunda anlaşılmayacak bir durum yok. İşiniz bu. Bilmediğimizi mi zannediyorsunuz 100 yıldır bu ülkeye neler yaptığınızı. Yardım eder, bizi düşünür, insanî değerler taşır gibi… İnsanlığa ve demokrasiye hizmet eder, miş gibi her zaman yaparmış gibi…

Yorulduk artık, gerçek kimliğinizle karşımıza çıkın! Böyle büyük bir devlete bu yakışmıyor. Etrafımızı tamamen kuşatana kadar bu böyle devam edip gidecek. Umuyorsunuz ki, bizde S-400 aldığımız için F-35’leri bize vermediğinize inanalım. S-400’lerden kurtulduğumuzun sabahı F-35’ler koşa koşa hemen bize getirilecek. Ve her yer güllük gülistanlık olacak. Bilmiyor muyuz bizi daha ortak ederken o uçakları bize vermek istemediğinizi, bu işi yıllar öncesinden kurguladığınızı?

F-35 uçaklarının sanki çalınacak bir şeyinin kalmadığını bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? İngiltere 90 adet uçak siparişini neden iptal etti? Diğer ülkelerden gelen açıklamalar da neyin nesi? Diğer taraftan, Çin ve Rusya’nın F-35’lerle ilgili alması gereken her şeyi aldığını bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? Siz kendi ülkenizde neden başka bir uçağın peşine düştünüz? Her yere F-35 göndersenize, neden göndermiyorsunuz? Açıklasanıza F-35’lerin büyük bir fiyasko olduğunu! Her şeyi yapmak için tasarladığınız, ancak hiçbir şeyi doğru dürüst yapamayan uçağınızı açıklayın! Kuyruğunuzu dik tutmaya çalışmanız bir şeyi değiştirmeyecek! O uçaklar alanlarında başınıza belâ olacak!

Siz esas, verdiğimiz paraya konmaya çalışıyorsunuz geçmiş nesillerinizin yaptığı gibi. Bize ne yapmak istediğinizi bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? Suriyelilere, Iraklılara, Afganlara, Pakistanlılara, Mısırlılara ve tüm İslâm ülkelerine, Müslümanlara ne yaptı iseniz, bize de onu yapmak istiyorsunuz. Ancak şunu iyi biliyorsunuz: Bize, o ülkelere yaptığınız kadar kolay yapamayacaksınız. Bunu çok iyi bildiğiniz için etrafımızı silah depoları hâline dönüştürdünüz. Ve etrafımızdaki ülkeleri hep birden üzerimize salmak için bilediğinizi bilmediğimizi mi zannediyorsunuz?

Sayın Elçi, bu sizin gibi deneyimli bir diplomata yakışmıyor, ayıp ediyorsunuz! Sizi bu ülkede neler yapmaya gönderdiyseler, o görevi ifa edeceksiniz. Bunu biz de, tüm cihan da biliyor. Ancak siz de bilmelisiniz!

Hesaplar üzerinde hesabı olan Rabbimizin dediği olacak, sizin tasarladığınız değil!