Biden ve küresel politikaların yeniden inşâsı (2)

Dünyanın çatışma kuşaklarının olduğu bölgelerde son 4 yılda oluşan zemin, ABD’nin küresel politikaları açısından zorluklarla dolu. ABD bu zorlukları bölgesel ittifaklarla hafifletmeye çalışacaktır. Ama bu noktada da ABD’nin aşması gereken çok sorun var. Dolayısıyla Biden’in, küresel politikaları yeniden inşâsı çok kolay olmayacaktır. Üstelik Trump’un ABD iç kamuoyunda oluşturduğu etki nedeniyle Biden ve ekibinin enerjisi bölünecektir.

TRUMP döneminde ABD’nin Suriye’den çekilmesi, psikolojik üstünlüğü Ruslara kaptırmasına sebebiyet verdi. ABD yeniden Suriye’ye girer mi bilinmez ama buradaki Rus etkisini kırmak için yeni dengeler oluşturmak isteyeceği muhakkak.

Suriye’de ABD’yi bekleyen bir diğer sorun ise İran etkisi. İran’ın Rejim üzerindeki etkisi ve Lübnan sınırındaki Hizbullah militanları üzerindeki belirleyiciliği, ABD için bir başka sorun. Bu hem Orta Doğu politikaları, hem de İsrail’in güvenliği açısından ABD’nin önemsediği bir durum. 

Suriye özelinde bir başka sorun ise ülkemizi de yakından ilgilendiren terör grupları ile ABD’nin ilişkilerinin seyrinin hangi yönde olacağı. Biden’in dış politika ekibi, BTÖ ve uzantılarıyla yakın ilişkiler içerisinden olan isimlerden oluşuyor. Dolayısıyla ilk bakışta BTÖ ve uzantılarıyla ABD arasındaki sıcak ilişkinin devam edeceği yönünde bir tez, kamuoyunda sıklıkla dile getiriliyor.

Ama ülkemizin bu konudaki net tavrı ve “Kendi göbek bağımızı kendimiz keseriz” yaklaşımı, ABD dış politika ekibindeki isimlerin kimlerden oluştuğunu önemsizleştiriyor.

Biden döneminde ABD’nin Suudi Arabistan ile ilişkileri de Trump dönemindeki kadar sıcak olmayacaktır. Bu da Suudların merkezinde yer aldığı Yemen gibi bölgelerdeki politikaları doğrudan etkileyecektir. İran hususunda Suudlara ABD’nin ihtiyacı olduğu tezi belli yönleriyle geçerliliği olan bir tez olsa da Biden’in, Suudların Cemal Kaşıkçı cinayetindeki gibi pervasızlıklarına sessiz kalmayacağı aşikâr.

Irak meselesi de Biden’in önündeki sorunlardan biri. Diğer bölgelerde olduğu gibi psikolojik üstünlük burada da ABD’den yana değil. Özellikle İran etkisi hâlen Irak’ta çok fazla. Üstelik Süleymani suikastından sonra İran ile ilişkiler oldukça gergin. Biden, bu gerginliğe rağmen nükleer anlaşmaya dönmeyi arzuluyor. Ama bu anlaşmanın İran’a avantaj sağlayacağı gerekçesiyle İsrail ve Suudlar buna karşı çıkıyor. Bu nedenle nükleer anlaşmaya geri dönüş noktasında lobi etkisi Biden’in karşısında duruyor.

Yeni dönemde ABD dış politikasının merkezinde hiç şüphesiz Çin ve Rusya yer alacaktır. Çin’in giderek devâsa bir ekonomik güce dönüşmesi ve ABD müttefikleriyle artan ilişkisi, ABD’nin işine gelmiyor.

Çin son dönemde ABD’nin en önemli müttefiklerinden AB ile ciddî ticârî ilişkiler geliştirdi. Çin’in yanı sıra ekonomik bir güç olarak beliren Hindistan’ın ABD’den ziyâde Çin ile yakın ilişkiler içerisinde olması, ABD’nin küresel ekonomik politikaları olumsuz etkileyen bir başka durum olarak öne çıkıyor. ABD merkezli küresel şirketlerin bile Çin’de üretim üsleri kurması, ABD’nin Çin ile mücadele noktasında kendi ortaklarını ikna etmesini zorlaştırıyor.

ABD, Huawei örneğinde olduğu gibi Çin’in teknoloji devlerinin prestijini sarsan yaptırımlara başvursa bile Çin’i pek fazla etkilemedi. Çin’in ürettiği ürünlerin birçoğunun kopya ürün olduğu ve bunun fikir hırsızlığı olduğu yönünde ABD’nin geliştirdiği tezler de dünya ölçeğinde prensip olarak karşılık bulsa bile pratikte Çin’in kopya ürün imâl etmesine ve bunları rahatlıkla pazarlamasına engel teşkil etmiyor.

ABD, ekonomik anlamda Çin’e karşı daha kapsayıcı yaptırımlar uygulamak istiyor. Diğer yandan ise Doğu Türkistan ve Tayvan gibi bölgelerde Çin’in insan haklarına yönelik uygulamaları ile Çin’in prestijini kırmayı deniyor. Ama bu bölgelerde askerî operasyon düzenleme gibi bir şansa sahip olmadığı yani fiilen buralarda var olamadığı için bu bölgelerde Çin’e karşı pek başarılı sonuçlar elde edebilmiş değil.

Toparlayacak olursak, özellikle dünyanın çatışma kuşaklarının olduğu bölgelerde son 4 yılda oluşan zemin, ABD’nin küresel politikaları açısından zorluklarla dolu. ABD bu zorlukları bölgesel ittifaklarla hafifletmeye çalışacaktır. Ama bu noktada da ABD’nin aşması gereken çok sorun var. Dolayısıyla Biden’in, küresel politikaları yeniden inşâsı çok kolay olmayacaktır. Üstelik Trump’un ABD iç kamuoyunda oluşturduğu etki nedeniyle Biden ve ekibinin enerjisi bölünecektir.

Bakalım yeni dönem nasıl şekillenecek…