Beş yıl değil, yüz yıl!

Anadolu ve Trakya’sı ile bu ülkenin halkının elindeki birinci mülk, Türkiye Cumhuriyeti’dir. 21 yılda Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapılan yatırımların hepsi, bu ülke insanının Türkiye Cumhuriyeti Mülkünün yani diğer bir deyişle Memalik-i Türkiye’nin büyümesi için yapılan ilim talebiydi. 14 ve 28 Mayıs 2023’te yapılan son talep, sadece beş yılı değil, önümüzdeki yüz yılı da kapsayan derin bir dua, iştahlı bir istek, yoğunluğu en üst seviyeye çıkmış bir talepti.

YATIRIMIN en güzeli, elde var olan için yapılan harcamadır. Harcama genellikle ekonomi dilinde yatırımın tezadıdır. Hatta yatırım tasarruf ile anılır. Fakat işin aslı böyle değildir. Tasarruf edilen ile yatırım yapılmaz, yatırıma sadece hazırlık yapılır.

Bu durumu ifade etmek için varlık mayamıza danışarak bir hadis-i kutsîye bakalım. O hadis-i kutsîden şu şekilde bahsedilir: Allah buyurdu ki, “Mülkü dilediğime, ilmi dileyene veririm”. Bu ifadenin sahih kaynaklarda bulunmaması onu tartışılır kılsa da, kökü sadece Kur’ân ve Sünnet’e ayarlı olan irfan geleneğimizde taşıdığı mânâ bizi düşündürmelidir. Biz de bu yüzden şöyle bir düşünelim…

Bugünkü ifade yoksunluğu, “mülk” kelimesinin anlam ve bağlamını dilimizden, zihnimizden ve dolayısıyla kalbimizden söküp atmıştır. Mülk, bugünkü kullanım itibariyle “mal, para” olarak açıklanır olmuştur. Hatta mülk o kadar mal şeklinde kabul edilmiştir ki, tartıştığımız kutsî hadis dahi kimi yerlerde ve çoğu zaman “Malı dilediğime, ilmi dileyene veririm” veya “Zenginliği dilediğime, ilmi çalışana veririm” yahut da “Allah ilmi isteyene, parayı istediğine verir” şeklinde tercüme edilir olmuştur.

Ülkemizde ve İslâm’ın çoğunluk tarafından yaşandığı diğer ülkelerde insanlar, aldıkları evlerin ve kullandıkları arabaların üzerine “Mülk Allah’ındır” şeklindeki ayeti tuhaf bir anlayışla yazar olmuşlardır. Bu hatırlatma ile mal düşkünlüğü içinde olmadıklarını cümle âleme resmeder duruma gelmişlerdir.

Mülk, anlam bakımından aslında gayrimenkul (konut, arsa, arazi, bahçe, tarla, motorlu taşıt, deniz taşıtı veya hava taşıtı) ya da herhangi bir emtia aracını ifade etmez. Doğrusu buradan bakınca, söz konusu cümlenin bütün çevirisi de yanlış yapılmaktadır.

Her insanın kendisinde öne çıkan bir kabiliyeti, yeteneği vardır. Yetenek, bir konuya veya işe yetkinliği anlatan kelimedir. Kabiliyet ise, insanın kendisini kabul ettirdiği alanı izah eder. Yetenek, meziyet yahut kabiliyet, sonradan elde edilmez. “Öğrendim” diyen, ancak sahibi olduğu yeteneği keşfetmiş olur. Şimdi sözünü ettiğimiz cümleye buradan bakalım: “Mülkü dilediğim şekilde, ilmi dilendiği takdirde veririm.” İşte bu sözün aslı böyledir! Bu söz, Türkçe “At, sahibine göre kişner” anlamı taşımaktadır.

Herkes ekmek yapamaz, herkes kıyafet tasarlayamaz, herkes saç kesemez, herkes kasaplık edemez. Herkes spor yapamaz, herkes müzik icra edemez, herkes resim çizemez, herkes duvar öremez, herkes elektrikle ilgilenemez, herkes tesisat sorunu çözemez. Herkes matematik bilmez, herkes coğrafyadan anlamaz, herkes muhasebe edemez, herkes iklimi koklayamaz, herkes çiftçilik yapamaz, herkes kimyadan anlamaz. Saydıklarımızın ve daha fazlasıyla saymadıklarımızın her biri, başlığı verilen konuya istidadı olanın ilgilendiği birer alan. Yani kişinin yeteneği, ona verilen mülktür. Herkese ayrı ayrı ve O’nun dilediği şekilde verilen mülk için ilim yani bilgi dileyen kişi, dilediği ve dolayısıyla aradığı kadar bilgiyle donatılır. Kişinin yeteneği ve dolayısıyla üzerine çalıştığı işi hakkında yaptığı harcama, mülk için yapılan yatırımdır. Ve bu yüzden bu yatırım, en makul, en makbul ve en anlamlı yatırımdır.

İnsanlığın en eski yeteneklerinden ve dolayısıyla en eski mesleklerinden olduğu için terzilikten örnekle izah edelim ki; bir terzinin kumaşa, makasa, kesmeye, dikmeye ve tasarıma dair edinmeye çalıştığı bilgi ve bu bilgi için yatırım yapmak yerine bilmediği bir işe yönelmek üzere Allah’ın kendisini rızıklandırdığı alandan uzaklaşması tasarruf değil, yanlış stratejidir. Ancak işini büyütmek, çıraklar ve kalfalar yetiştirmek doğru stratejidir.

Anadolu ve Trakya’sı ile bu ülkenin halkının elindeki birinci mülk, Türkiye Cumhuriyeti’dir. 21 yılda Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapılan yatırımların hepsi, bu ülke insanının Türkiye Cumhuriyeti Mülkünün yani diğer bir deyişle Memalik-i Türkiye’nin büyümesi için yapılan ilim talebiydi. 14 ve 28 Mayıs 2023’te yapılan son talep, sadece beş yılı değil, önümüzdeki yüz yılı da kapsayan derin bir dua, iştahlı bir istek, yoğunluğu en üst seviyeye çıkmış bir talepti.

Ve Allah, bu ülkeye inananlara, bu ülkenin mülküne yatırım yapanlara iktidar nasip etti!

Artık muktedir olmak dileğiyle…