“Belediye başkanısın sen, başkan kal, giy” dedi “tulumları”

Öztrak bir taşla birçok kuş avlamış, aynı zamanda gönlünden geçenleri de dile getirmiş oldu. Atalar bir taşla iki kuş vurmayı marifet saymış, Öztrak heybesini kuşla doldurdu. Hem Erdoğan’ın seçimi kazanamayacağını söyledi. Hem parti genel başkanının seçime ve belediye başkanlarının adaylığına dair görüşünü tekrar etti. Hem de Ekrem Bey’e güçlü bir mesaj verdi…

İNGİLİZLERİN meşhur gazetesi Faynenşıl Tayms’a konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “2023’te seçimi Erdoğan kazanırsa görevden alınabileceğini” iddia etti.

Çiğ yemediysen, niye karnın ağrısın?

Bilmediğimiz, kimsenin duymadığı birtakım karanlık işler var da ortaya çıkacak diye mi endişe ediyorsun?

Böyle bir risk mi var?

Nereden çıktı bu görevden alma ihtimali?

Diye peş peşe sorabiliriz ama ilk önce bunlar gelmiyor akla.

Bu sorulardan daha evveli var.

İhtimaller göz önüne alınınca, daha önce görülen husus, “Ben buradayım” feryadı.

Söz konusu seçim için, “aday olabileceğini hatırlatmanın en dolambaçlı yolunu seçti” şeklinde yorumlandı.

Biz de öyle gördük.

“Bir yere gitmedim”…

“Tatilde falan değilim”…

“İstanbul’da yolları kapatan kar da yok ki İngiliz Büyükelçi ile buluşayım”…

“Hâlâ buradayım” diye bağırıyordu bir bakıma.

“Beni unutmayın sakın, yok saymayın” diyordu.

“Yolu bulmam için gerekirse yamaçlarda ateş yakın… Hayâllerim var, rüyalarım bile aynı vadide; nasıl istekliyim, anlamıyorsunuz”…

“En uygun aday benim. İstanbul belediyesini kazandığım gibi cumhurbaşkanlığını da kazanırım. Erdoğan’ın gittiği yoldan pekâlâ ben de gidebilirim. Hem de ne yakışırım, bir düşünün”…

*

Anlaşılan o ki, İmamoğlu, o trenin bir süre önce kalkıp “çuf çuf” gittiğini fark etmemiş.

İsminin üstü çizileli çok oldu.

Şansının devam ettiğini sanıyor herhâlde.

Özdemir Asaf’tan birkaç mısra ile yanlışlığa işaret edelim.

“yazmasam değil,

yazıp üstünü çizsem...

ne olur.

ya bir şey, ya bir şey değil…

biri gelir, altındaki yazıyı,

biri, üstündeki çizgiyi okur.

hep yanlış yapıyorlar.

ama doğrular da değişiyor.

neden…

önemsiz önemliyi eskitiyor.”

*

Ekrem Bey’in açıkça “Aday olmak istiyorum” diye konuşmaya cesareti yok.

Evvelce hiçbir göreve kendisinin aday olmadığını, her zaman birileri tarafından aday gösterildiğini çok vurguladı bugüne kadar.

Bir bakıma kendini bağlamış oldu.

Öte yanda parti disiplini diye bir şey var.

Siyaseten nezaketsizlik sayılması da hesaba dâhil tabiî.

O yüzden açıkça ortaya çıkıp “Kara Murat benim” diyemiyor.

Zira öte yanda partisinin genel başkanı, kendi adaylığı için her gün bir tuğla ekliyor duvarın üstüne.

Ve belediye başkanlarının aday yapılmayacağını üstüne basa basa kaç defa açıkladı.

Genel başkana rağmen adaylık nerede görülmüş?

Gören duyan yok.

Hatırlayalım, Ekrem Bey baskıya dayanamadı ve yarım ağız, “Doğal adayımız, partimizin genel başkanıdır” demek zorunda kaldı.

Ama seçildiği ilk günden itibaren bütün hesabı 2023 Seçiminde Cumhurbaşkanı adayı olmak ve tabiî kazanmak üstüne.

Her hesabın bir de yankısı var.

Öte yandan nasıl duyulur, nasıl döner gelir, her zaman dikkate almak gerekir.

İşte bu noktada Faik Öztrak devreye girdi ve teskin etti. Ne teskin etmesi, açıkça racon kesti!

“Belediye başkanısın sen, başkan kal, giy” dedi “tulumları”.

*

Öztrak bir taşla birçok kuş avlamış, aynı zamanda gönlünden geçenleri de dile getirmiş oldu.

Atalar bir taşla iki kuş vurmayı marifet saymış, Öztrak heybesini kuşla doldurdu.

Hem Erdoğan’ın seçimi kazanamayacağını söyledi.

Hem parti genel başkanının seçime ve belediye başkanlarının adaylığına dair görüşünü tekrar etti.

Hem de Ekrem Bey’e güçlü bir mesaj verdi.

Göreve devam edeceğini müjdelediyse de bugün gelinen noktada Ekrem Bey’in İstanbul’da tekrar aday yapılması pek imkân dâhilinde görünmüyor.

Öte yandan Ekrem Bey’de tulum giyecek hâl, tavır ve niyete rastlanmaz.