Beceriler yumağı algoritması (1)

İkna kabiliyeti yüksek kişiler, iyi bir gözlem yeteneğine sahiptirler. Sözcükleri etkili ve çarpıcı bir şekilde kullanabilirler. Olay örgüsünü kurarken çok güçlü referanslar oluştururlar. Yani tezlerini yasladıkları kaynak ve mantık örgüleri ikna edicidir. Muhatabının özelliklerini dikkate alan bir yol izlerler. İletişim araç ve kanallarını çok iyi kullanırlar.

ÇAĞIMIZ, özellikle dijital becerilerin revaçta olduğu bir çağ. Günümüzde çağın gerektirdiği becerilere sahip olabilmek son derece önemseniyor. Artık günümüzde çoklu becerilere sahip kişiler, hem iş hayatında, hem toplumsal, hem de bireysel yaşamda daha başarılı oluyor ve ayrıca daha da ön plâna çıkıyorlar.

Dolayısıyla çoklu becerilere sahip olmak, günümüzde önemli bir ayrıcalık olarak kabul ediliyor.

Çoklu becerilere ne kadar erken yaşta sahip olunursa, o ayrıcalıklar tecrübeyle de harmanlanabilme şansına sahip oluyor ve daha da kıymetli hâle geliyor.

Değişen teknolojiler, değişen toplum yapısı ve bunlara bağlı olarak değişen iş yaşamı, becerilerin de değişimini beraberinde getiriyor. Öyle ki, bazı beceriler hemen eskiyebiliyorken, bazı adı konulmamış beceriler ise çok kısa bir zamanda ihtiyaç duyulan becerilerin en tepesine yerleşebiliyorlar.

Örneğin sosyal medyanın hayatımıza girmesi, görsel beceriler ile video ve fotoğrafa yönelik becerileri ön plâna çıkardı. Ayrıca teknolojik gelişmeler nedeniyle yapay zekâya yönelik beceriler, günümüzün en çok ihtiyaç duyulan ve en ayrıcalıklı becerileri arasında en tepelerde yerini aldı.

Çok değil, birkaç yıl öncesine kadar çok büyük bir kısmımızın adını dahi duymadığı “blockchain” teknolojileri, artık yapay zekâ becerileri kadar, hatta daha fazla önemseniyor.

Kabuk kıran bir yetenek olarak yaratıcılık

Teknolojik gelişmelerden payını alan sosyal yaşam da değişikliğe uğradı. Hâliyle sosyal beceriler de yenilendi. Günümüzde sosyal becerilerin başında yaratıcılık geliyor.

Yaratıcılığı “olay, olgu ve fikirlere değişik açılarla bakabilme, kalıplaşmış şeylerin dışında düşünebilme, özgün olabilme, birbirinden bağımsız değişkenleri bir araya getirip aralarında bağ kurabilme gibi yeteneklerin bütünü” olarak tanımlarsak yanılmış olmayız.

Bu becerilere sahip olan insanlar, etraftaki eksiklikleri çabuk fark ederler. Sorunları hemen çözümleyebilirler. Çözümledikleri sorunlara çabucak çözüm üretebilirler.

Ayrıca bu insanlarda merak ve hayret duygusu yüksektir. Meselelere esnek yaklaşabilme özellikleri belirgindir. Sorunları halı altına süpürmezler.

İletişimin temeli olarak “ikna”

Sosyal becerilerden bir başkası ise ikna kabiliyetidir. İkna sadece bireysel ve sosyal yaşamda değil, hayatın tüm alanlarında geçerli bir olgudur.

Bir kanaati kabul ettirme, kabul edilen bir kanaati değiştirme, yeni bir kanaat uyandırma gibi anlamlara gelen ikna, hem kişiler arası iletişimin, hem kitle iletişiminin, hem de siyasal iletişimin temel konularından biridir.

İkna kabiliyeti yüksek kişiler, iyi bir gözlem yeteneğine sahiptirler. Sözcükleri etkili ve çarpıcı bir şekilde kullanabilirler. Olay örgüsünü kurarken çok güçlü referanslar oluştururlar. Yani tezlerini yasladıkları kaynak ve mantık örgüleri ikna edicidir. Muhatabının özelliklerini dikkate alan bir yol izlerler. İletişim araç ve kanallarını çok iyi kullanırlar.

Beden dillerini de ustaca kullanabilen bu kişiler, muhataplarını gözlemleyerek ondan gelen örtük ya da açık geri bildirimlere göre yeni bir süreç başlatabilme becerisine sahiptirler.

Ayrılmaz üçlü: Uyum, işbirliği, takım çalışması

Adaptasyon ya da uyum, işbirliği yeteneği ve takım çalışmasına yatkınlık ise, çağımızın en önemli sosyal becerileri arasında yer alıyor. Öyle ki, çok sayıda alanın iç içe geçtiği, gerek iş yaşamı ve gerekse sosyal yaşamda farklı alanların birbiriyle entegre hâle geldiği bir zamanda yaşıyoruz. Bu entegrasyon ve iç içe geçmişlik, hem uyumu, hem işbirliği yapmayı, hem de takım çalışmasını zorunlu kılıyor. Hâliyle uyum yeteneği fazla, takım çalışmasına yatkın ve işbirliği kurabilme becerisi yüksek olan kişiler daha öne çıkıyorlar.

(Devam edecek…)