CUMHUR İttifakı’nın üç
bileşeni var: AK Parti, MHP ve BBP.
Daha
evvel BBP’nin bu ittifaktaki önemine değinen birkaç yazı kaleme almıştım.
O
yazılardan birinde, BBP Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici’nin, halkın bizzat
girdiği Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklerken MHP Genel
Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin tavsiyesini kabul ederek İhsanoğlu’nu
desteklediğini düşündüğümü ifade etmiştim.
Yanılmışım!
Çok
özel birinden aldığım çok özel bir bilgi, Destici’nin o günkü kararında
partinin genelinin etkili olduğunu, Destici’nin tercihinin İhsanoğlu yönünde
olmadığını bildirdi.
Bu
haberi doğrudan BBP içerisinden öğrenebilirdim. Ancak bağımsız bir haber
kaynağından bunu öğrenmek çok önemli benim için.
Lider
Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadete yürüdüğü olayın birincil sorumlularından olarak
Destici’nin üzerine yüklenilmişti. Helikopterin tutulması için gereken paranın
tamamlanması için Destici’nin bu parayı karşıladığı özellikle vurgulanmıştı
medyada ve siyaset kulislerinde.
O
günlerde Sayın Destici’nin üzerine bir komplo kurulduğunu düşünüyor fakat net
olarak göremiyordum. Ancak artık zihnimde öyle büyük bir netlik oluştu ki o
komplo ile Destici’yi herkes yalnız bırakmış ve tek başına mücadele etmeye
zorlamış.
Bu
fakir, evvelâ Destici’den, onu yalnız bıraktığı için bu satırlarla helâllik
istiyor…
AK
Parti de Destici’yi yalnız bıraktı. İhsanoğlu’nu destekledi diye Destici’nin ne
FETÖ’cülüğü kaldı, ne başka işleri. Birilerinin komplosu tuttu ve onlar
saklanabildiler.
O
birilerinin isimleri bende…
Hâlâ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi anıldığında “Dişe diş, kana kan,
intikam intikam” diye teşkilat mensuplarını bağırtanlar yine onlar. Ve bu
konuda da Destici yalnız.
Ancak
helikopterin düşüşüne ilişkin dâvâ şu an bambaşka bir çerçeveye büründü.
Failler, ihmalkârlar ve sorumlular asıl şimdi yargının karşısına çıkıyorlar ve
verecekleri ifadeler çok önemli.
Ve
bu dâvânın sadece iki masumu var: Erdoğan ve Destici.
Peki,
BBP Cumhur İttifakı için neden önemli?
Türkiye’de
ittifaklar dönemi başlasa da partilere inanmak anlayışı devam ediyor.
BBP,
genel görünür formuyla Cumhur İttifakı’nda değilmiş gibi algılanıyor. Çünkü
Cumhur İttifakı’nı destekleyen medya, BBP’yi devre dışı gözetiyor. Millet
İttifakı’nın yüzde 0,3 alamayacak paydaşları dahi Cumhur İttifakı’nı destekleyen
medyanın gündemiyken, hem kemik yüzde 1,5 oyu olan, hem de her gün katılım
buluşmaları düzenleyerek büyüyen BBP hiç gündemde değil.
Bu
BBP için bir avantaj mı, dezavantaj mı bilmem, ama Cumhur İttifakı bakımından
net bir yanlış var!
Büyük
Birlik Partisi, tek başına İyi Parti’den de, Gelecek Partisi’nden de, DEVA
Partisi’nden de, Saadet Partisi’nden de, Demokrat Parti’den de katılım ve oy
toplayabilir. Yani AK Parti ve MHP’ye oy vermek istemeyen biri, BBP’yi
tercihine alabilir. BBP, bu yolda Cumhur İttifakı’nın maddî ve manevî gücünü
hissetmelidir.
Fakat
bu hisse sahip olduğunu sanmıyorum.
BBP
birleştirici, güven sağlamış, millî ve yerli imajıyla Türkiye’nin 30 yıldır
gündeminde, siyasetine kök salmış bir partidir. Proje ve şahsiyetli karakterler
üretir.
Örneğin
Sayın Erdoğan’ın Kanal İstanbul’u “Çılgın Proje” diye ilân ettiği ilk günlerde BBP’nin
de bir “akıllı projesi” vardı: “KAP”…
Anadolu’yu
suya kavuşturacak ve bir hububat yurduna dönüştürecek KAP projesi, dünyanın
hububat kıtlığı yaşayacağının düşünüldüğü şu günlerde ne kadar da önemli bir
projedir. 2023 Genel Seçimlerine bu projeyle girilmesi çiftçinin desteğini
Cumhur İttifakı’na net şekilde yönlendirecektir.
BBP,
bilmem kaçıncı yargı reformunun konuşulduğu Türkiye’de net yargı çerçevesi
ilkelerine sahip ender siyâsî partilerdendir. Örneğin savcı ile avukatın
mahkeme salonunda eşit konumda olmasını savunan tek siyâsî partidir. Adaleti
doğrudan vaat eder.
BBP’nin bu ilkesel duruşundan faydalanmak zor değil. Ancak öncelikle Destici yalnız bırakılmamalı!