BBP: 25 yıl sonra yine kilidin anahtarı

Cumhur İttifakı’ndan bahsederken sadece AK Parti ile MHP’yi anmak, yüzde 2’lik kritik anahtar olma duruşuyla BBP’ye yapılan müthiş bir haksızlıktır. Sayın Destici’nin hem Meclis’te, hem medyada gösterdiği duruşu ve söylemlerini, eylemlerini görmezden gelmektir. Bakınız, en son Ordu’da yaşanan hâdise üzerinden üretilen yalanlar hakkında yine Sayın Destici çıkmış ve Cumhur İttifakı’na kimsenin zarar veremeyeceğini savunmuştur.

KİLİT, anlam bakımından bir kapalılığı, engellemeyi çağrıştırır. Bir isimden fiil yapım ekini yanına alarak “kilit-le-(mek)” eyleminin nesnesi olur.

Anahtar ise açacaktır. Kilidi açacak olan, kilidin açacağı, anahtardır.

Bundan 25 yıl önce Refahyol Koalisyonu kurulup da kabinenin TBMM’de güvenoyuna sunulması sürecinde Şehit Muhsin Yazıcıoğlu liderliğindeki Büyük Birlik Partisi, o günlerdeki gazetelerin tabiriyle “kilit parti” konumundaydı.

Peki, o günlerde medya neden bu 8 milletvekiline sahip Büyük Birlik Partisi hakkında böyle bir tanımlama yapmış olabilirdi?

Henüz bugünlerde kısmen anlaşılan bir manipülasyonla “kilit” kelimesi, söz konusu 8 milletvekilinin Refahyol Koalisyonuna engel olması temennisini içeriyordu.

Bunun için Şehit Muhsin Yazıcıoğlu ile o günlerin en kerli ferlileri görüşme randevuları istediler. Kimisi tehdit etti, kimisi tehdit etti, kimisi de tehdit etti…

Bu kimilerinin kimisi yabancılardı, kimisi dışarıdakilerdi, kimisi de içeridekiler…

Ancak Muhsin Yazıcıoğlu’na tehdit sökmezdi!

Zaten Meclis’e de Anavatan Partisi ile seçim ittifakı kurarak girmişti. İstese, birlikte Meclis’e girdiği siyâsî partinin yanında durarak “kilit” olup Refahyol Koalisyonuna “engel” olabilirdi.

Ancak Sayın Erbakan’a çok ciddî bir ihtar çekerek şöyle söyledi: “Size, ‘Muhsin ve arkadaşları, Müslümanların iktidarına engel oldu’ dedirtmeyeceğim!”

Yani Şehit Yazıcıoğlu öğretti ki, daha önce Anavatan Partisi ile seçim ittifakı yaparak Meclis’e girmiş olunabilir, ancak onun gibi düşünerek Türkiye’yi yeniden bir koalisyonlar karadeliğine sokup ülke hükûmetsiz bırakılamazdı.

Yıllar sonra, Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun da çok istediği başkanlık sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni hükûmet etme modeli oldu. Onun fikrî mirasını da oylamış olacak siyâsî mirası Büyük Birlik Partisi, başkanlık sistemi hakkındaki düzenlemede AK Parti ile MHP’nin de içinde bulunduğu Cumhur İttifakı’nda taraf oldu.

Böylece BBP, söz konusu referandumun birinci tur kabul şartı olan “yüzde 50+1” formülünün en önemli tur atlatıcısı oldu.

Zira yaklaşık yüzde 2’lik oy oranıyla yüzde 50 barajına en kritik desteği atmıştı.

Hemen ardından gerçekleşen, başkanlık sisteminin uygulanacağı ilk Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde yine BBP, yine yaklaşık yüzde 2’lik katkısı ile başkanlık sisteminin işlediği ilk seçimde Cumhur İttifakı’nın zaferine çok ama çok kritik bir katkı daha sağlamış oldu.

Yüzde 2’lik katkının nereden kaynakladığını şöyle açıklayayım: 2019 İl Genel Meclis Seçimleri oy ortalamasında BBP, “yüzde 1,89”luk bir dilime sahipti.

Büyük Birlik Partisi’nde, Şehit Muhsin Başkan’ın sağlığında da olduğu gibi çok isim değişti, teşkilâtlardan birçok kişi eksilirken birçok da katılım gerçekleşti. Son ve mevcut Genel Başkan Mustafa Destici döneminde de böyle oldu. Teşkilâtta en başından beri var olanlar da mevcut, yepyeni simalar da. Ve Mustafa Destici, ciddî bir mücadele vererek partiyi Muhsin Yazıcıoğlu’nun dâvâsına lâyık şekilde sağlam tutmaya çalışıyor. Hani şu Gelecek Partisi'nin sözde şov yaptığı ama ancak 17 oy aldığı belde seçiminde BBP, yaklaşık 600 oyla ikinci partiydi meselâ...

Denilebilir ki, “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu da Destici yönetimi desteklemişti, ne oldu da Cumhur İttifakı’nda yerini aldı?”. En başta ANAP’la seçim ittifakı yapıp sonra Refahyol’u destekleyen de Muhsin Başkan ve arkadaşlarıydı. Bu noktada değişen hiçbir şey yok. Büyük Birlik Partisi, Türkiye’de temiz siyasetin ve adaletin teminatı olarak varlığını ilelebet sürdürecektir inşallah.

Şimdi bir detayı arz etmek zorundayım!

Cumhur İttifakı’ndan bahsederken sadece AK Parti ile MHP’yi anmak, yüzde 2’lik kritik anahtar olma duruşuyla BBP’ye yapılan müthiş bir haksızlıktır.

Sayın Destici’nin hem Meclis’te, hem medyada gösterdiği duruşu ve söylemlerini, eylemlerini görmezden gelmektir.

Bakınız, en son Ordu’da yaşanan hâdise üzerinden üretilen yalanlar hakkında yine Sayın Destici çıkmış ve Cumhur İttifakı’na kimsenin zarar veremeyeceğini savunmuştur.  

Cumhur İttifakı AK Parti ve MHP açısından bölünmeyecek, tamam. Ancak BBP’de de Destici yönetimi, Cumhur İttifakı’nın o kritik anahtarını ellerinde tutuyor. Bizden söylemesi…