Baykar üzerinden savunma sanayiine tehdit

Uzun yıllar Ekonomi Bakanlığı yapmış bir insan bunları söylüyor, köylü Mehmet Ağa değil. Eğer varsa açıklasana! Seçim öncesi hem Baykar Teknoloji’yi, hem Sayın Erdoğan’ı zor durumda bırak, hem de seçimde sizin hanenize artı olarak yansısın, öyle mi? Bu, senin elinde ve bilginde hiçbir şey olmadığının en büyük delilidir! Mert insanlar bir şeyleri ima ederek insanların kafalarını karıştırmazlar. Ne biliyorlarsa açık açık ortaya koyarlar!

ON üç yıl bu ülkede Ekonomi ile Dışişleri Bakanlığı, sekiz yıl da Millî Güvenlik Kurulu’nda bulunduğunu övünerek anlatan, her şeyi, özellikle savunma sanayiini ve savunma sanayiinin dünyada, ABD’de ve Türkiye’de nasıl yürüdüğünü bilmemesi mümkün olmayan Sayın Ali Babacan, Baykar için, “Şimdi seçim yaklaşıyor ve Hükümet’in elindeki en önemli propaganda projelerinden bir tanesi de bu. Bu proje de öyle bir hâle getirildi ki… ‘Bu çok kutsal, dokunulmaz, dokunanı mahvederiz’ falan filan ya, kusura bakmayın, dokunacağız tabiî! Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz. Tek bir şirket üzerinden bu işler olmaz, açıkça söylüyorum. Eğer rekabetten korkuyorlarsa korksunlar” dedi.

Öncelikle, Sayın Ali Babacan’dan önce ABD’de bu konuyu kim gündeme getirdi? Ya Babacan apar topar bu açıklamaları neden yaptı? CIA için çalıştığı, azılı bir Türkiye ve Erdoğan düşmanı olan Michael Rubin’in “Baykar” ismini direkt zikrederek, “Baykar başta olmak üzere önde gelen Türk savunma sanayii şirketlerine yasak getirilmeli. Türkiye’ye gönderilen ABD yapımı teknolojiler Türkler tarafından tersine mühendislik ile çözülüyor. Ermenistan, Libya, Ruanda, Somali’de Türk savunma sanayi teknolojileri kullanıldı. Türkiye, Amerikan saflığından yararlandı” dedi.

Rubin, Baykar’ı başa alıp tüm savunma sanayiini hedefe koydu. Sayın Babacan da Baykar’ı başa aldı ancak gerisini getirmeye şimdilik cesaret edemedi. Ama ima etti.

Bir de, daha önce Sayın Süleyman Demirel’de denediğim ve üzerine bir de söz yazmak zorunda kaldığım bir testim var. Sizlere de hassaten tavsiye ediyorum. Sayın Babacan’ın bu açıklamalarını içeren videoları açın, önce sesli bir şekilde güzelce dinleyin, sonra da sesi tamamen kapatıp yüz ve mimikleri izleyin. Bakalım sizde nasıl bir etki yaratacak…

Ben bu ülke insanının ferasetine güvenirim. İnsanların değişik konularda yaptığı açıklamaları yüz ve mimiklerden dinlemek, ses sözlerden dinlemekten çok daha fazla şey veriyor insana. Bu testi değişik insanlarda kullanabilirsiniz, enteresan sonuçlar çıkıyor.

***

Kusura bakmayasınız ama bu ülkede Baykar’ın yaptığını yapabilen başka birileri var idiyse, kendi 13 yıllık bakanlık dönemlerinde neden bunların elinden tutup ülke gündemine getirmedi Sayın Babacan? Getirdi de bu ülkemin mümtaz insanları mı duymadı? O kadar kudretli olduğu zamanda yapmadığını şimdi yapmak aklına nereden ve ne zaman geldi?

Ayrıca Sayın Babacan yine kusura bakmasın ama “Dokunacağız” dedi. Eminim ki, “Dokunacağız” kelimesini özenle ve özellikle seçti. “Dokunma” kelimesine iyi yönden bakarsanız “hayatına iyi yönde katkı yapmak”, olumsuz yönden bakarsanız “hayatına kötü yönde katkı yapmak” anlamına gelir. Sayın Babacan’ın açıklamalarında dokunmanın iyi yönde bir eylem olmayacağı açık olarak görünüyor.

İlk açıklamalarının devamında Sayın “Ali Babacan”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar’a yönelik, “Burada yanlış şu: Devletin hemen hemen bütün imkânları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor” diyor. Ancak ben bu ülkenin sıradan insanlarından biri olarak çok net bir şekilde biliyorum ki, bu açıklama kesinlikle doğru değil! Doğru olmadığını Sayın Babacan da adı gibi biliyor. Devletin kaynaklarının onlarca yıldır kimlere aktığını Ekonomi Bakanı olarak hepimizden daha iyi Sayın Babacan biliyor ve buna rağmen Baykar ismini zikrediyor. Yoksa 13 yıl Ekonomi Bakanlığı gibi bir bakanlığın koridorlarında ve Dışişleri gibi bir bakanlıkta bulunup bu açıklamaları yapınca insana sormazlar mı “Baykar senin bakanlık yaptığın 13 yılda yok muydu? Baykar o zamanlarda da var idiyse sen o zamanlarda nerelerde dolaşıyordun?” diye?  

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar’ın “Nakit teşvik ya da hibe almadık” sözlerine atıfta bulunan Babacan, “‘Nakit teşvik aldık, almadık’ tartışması var. Onu da zaten iktidar değişikliği olduktan sonra açıp bakacağız. Özellikle savunma sanayii söz konusu olunca her şey şeffaf yürümüyor. İddiaları var, olabilir. Bizim de iddialarımız var. Bunun asıl kayıtları devlet kayıtlarında vardır” dedi.

Uzun yıllar Ekonomi Bakanlığı yapmış bir insan bunları söylüyor, köylü Mehmet Ağa değil. Eğer varsa açıklasana! Seçim öncesi hem Baykar Teknoloji’yi, hem Sayın Erdoğan’ı zor durumda bırak, hem de seçimde sizin hanenize artı olarak yansısın, öyle mi? Bu, senin elinde ve bilginde hiçbir şey olmadığının en büyük delilidir! Mert insanlar bir şeyleri ima ederek insanların kafalarını karıştırmazlar. Ne biliyorlarsa açık açık ortaya koyarlar! Bir şey varsa onu en iyi bilebilecek insanlardan birisin. Buna rağmen sadece imalı ve alaycı bir şekilde devletin en ciddî konularından biri üzerine “İktidar değişikliği olduktan sonra açıp bakacağız” diye aba altından sopa gösteriyorsun.  Sanki 13 yıl iktidar partisinde bakanlık yapmamışsın gibi...

Ve yine Sayın Babacan, “Devletin tüm imkânları tek şirkete aktarılıyor” dedi. Selçuk Bayraktar’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmasına göndermede bulunan Babacan, “Özellikle bu akrabalık, şirketlerle Hükümet arasındaki böyle girift ilişkiler doğru bir şey değil. Adilliği, şeffaflığı ve eşitliği yerle bir eden yaklaşımlar bunlar” dedi.

Dedi de, Sayın Babacan, tarihler seni fena şekilde yalanlıyor! Baykar Teknoloji 1984 yılında Bayrampaşa İstanbul’da kurulmuş, sense 2002-2015 yılları arasında, 13 yıl Türkiye Dışişleri ve de Ekonomi Bakanlığı yapmışsın. Yani Selçuk Bayraktar damat olmadan önce senin bakanlığın döneminde Baykar firması ile devlet çalışmış ve sen de bakansın. Ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri en uzun süre bakanlık yapan insanlardan birisin. Türkiye Büyük Millet Meclisi 22, 23, 24 ve 26’ncı dönem Ankara Milletvekilliği yapmışsın. Senin bakanlığın 2015 yılında bitmiş ve yaklaşık bir yıl sonra, 14 Mayıs 2016 tarihinde Selçuk Bayraktar, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’la evlenmiş.    

Şimdi senin “damat” alaycılığı ile bu tarihî hakikatleri bir araya getirdiğimizde açıklamaların eriyip dökülüyor. Hem de yalancının mumu gibi yatsıya kadar bile varmadan… Acınacak bir hâldesin Sayın Babacan!

Senin yüz ifadenden açıklamalarını ne kadar zorlanarak yaptığını görmüştüm. Ancak tarihlere bakınca, memleketim için üzüldüm. Yazık, “Kimler bakanlık yapmış bize!” dedirtiyorsun. Hem de Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığı…

Gerçi DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar en anlamlı ve güzel cevabı veriyor, ancak anlayana ve anlamak isteyene: “Sayın Babacan, Baykar hakkında söylediklerinizi hukukî haklarımız saklı kalmak kaydıyla milletimize havale ediyoruz. Biz rekabetten korkmuyoruz. Bilakis ABD, Çin, İsrail gibi ülkelerin İHA’larıyla rekabet ediyor, 27 ülkeye ihracat yapıyoruz. Kuruluşumuzdan bugüne gelirlerimizin yüzde 75’ini ihracattan elde ettik. 2022’de ise sözleşmelerimizin yüzde 99,3’ü ihracat kaynaklı. Türkiye’yi bırakın, dünyada dahi böyle bir firma bulamazsınız! Devlet kaynakları firmamıza akıtılmıyor. Bilakis kuruluşumuzdan bu yana devletten tek kuruş nakit teşvik ya da hibe almadık. Banka kredisi dahi kullanmadık. Tüm projelerimizde olduğu gibi en son Akıncı ve Kızılelma’yı da öz kaynaklarımızla geliştirdik. Yüksek teknolojiden, millî teknolojiden bîhaber olmanız, size müfteri olma hakkı tanımaz. Kaportacılıkla, Hacı Murat arabalarla paradigma dönüştüren millî SİHA’ların farkını Teknofest’e gelen çocuklar size anlatabilir. Fitne fesat odakları yerine onlara kulak vermeniz, hakikati duymanızı sağlar. Özür dilemek erdemdir. Erdemli olmayı deneyin!”

“Söylenecek daha başka bir şey yok, sanık sizin” derler ya, işte o hesap!

Allah'a emanet olun…