Batı Türkistan’ın dünü, bugünü, yarını (1)

Kendi iç birlik ve beraberliğini tesis edemeyen Türk yurdunda sırasıyla Hokand 1865’te, Buhara 1868’de, Hîve 1873’te Ruslar tarafından işgal edildi. Ruslar, 1867’de başşehri Taşkent olan Türkistan Umumi Valiliği’ni kurdu. Çarlık döneminde Buhara ve Hîve hanlarının umumî valiliğin içinde sayılmadığı Türkistan bölgesi, Yedisu, Siriderya, Fergana, Semerkant ve Zakaspi (Hazar ötesi) diye beş idarî birime ayrıldı.

SOVYET Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) resmî olarak 1991 yılında dağılması ile birlikte neredeyse 130 yıla yaklaşan Rus işgali sona ermiş ve Batı Türkistan halkları nihayet bağımsızlıklarını kazanmışlardı. Türkiye bu büyük coşku ve heyecana ortak olmuş, bağımsızlıklarını ilân eden kardeş cumhuriyetlere kapılarını hemen açmıştı. Dile kolay, bir asırdan fazla süren hasret bitmiş, nihayet kardeş kardeşe kavuşmuştu.

Ancak kısa sürede herkes gördü ki ne Türkistan o eski Türkistan’dı, ne de kardeşlerimiz o eski karındaşlarımızdı. Gerek Çarlık Rusya’sı, gerekse ihtilâlden sonra hüküm süren komünizm Rusya’sı Türkistan’ı ve kardeşlerimizi çok değiştirmişti.

Artık karşımızda bir Türkistan yoktu. Karşımızda her biri sanki ilk defa ortaya çıkmış, kendi bayrakları, kendi dilleri, kendi sınırları ve kendi sistemleri olan, birbirine yabancı gibi duran yeni devletler vardı. Ayrıca bu devletlerin başında yine Rusların onayladığı ve atadığı devlet başkanları vardı.

“Ben Türküm, Türkistanlıyım” diyen eski nesillerin yerini, “Ben Özbek vatandaşıyım”, “Ben Kırgız’ım”, “Ben Tacikistan vatandaşıyım”, “Ben Türkmen’im” diyen yeni nesiller almıştı. Herkes kendini diğerlerinden üstün tutuyordu. Her yerde hâlâ, dünyada artık geçerliliğini yitiren ve tükenen komünizm sisteminin propagandası yapılıyordu. Bir adım atılacağında, bir karar verileceğinde hâlâ Rusların ağzına bakılıyordu.

Esaret dolu yıllar Türkistan ruhunu, Türklük bilincini yok etmiş görünüyordu. Müslümanlık şuuru ise zayıflamıştı.

Türkistan’da neler olmuştu? Neler yaşanmıştı Ata yurdunda?

Türkistan neden bölündü? Neden birlik ve beraberlik sağlanamadı? Neler yaşanmıştı? Ata yurdumuzu tanımak için önce kısaca tarihine ve coğrafyasına göz atalım…

Türkistan, neredeyse tüm Orta Asya’yı içine alan, Batı’da Hazar Denizi ile Horasan dağları, güneyde Hindikuş ve Kûh-i Sefîd dağları, kuzeyde Kazakistan bozkırlarının kuzey sınırları arasında kalan ve yaklaşık 5 milyon 340 bin 66 kilometrekarelik büyük bir sahayı içine alan bölgedir. Bu alanın bir kısmı, hâlihazırda Çin işgali altında kalan ve 1 milyon 503 bin 563 kilometrekareyi bulan “Doğu Türkistan” dediğimiz bölgedir. Diğer büyük kısım, “Batı Türkistan” dediğimiz, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlıklarını kazanmış olan Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu ve 3 milyon 836 bin 503 kilometrekareyi bulan kısımdır.

Batı Türkistan’ın dünü

Asya kıtasında Hun, Göktürk ve Uygur gibi büyük imparatorluklar kuran Türkler, bu imparatorluklar yıkıldıktan sonra özellikle Orta Asya’da boylar hâlinde varlıklarını sürdürdüler. Karahanlıların Müslüman olması ile birlikte diğer Türk boyları da hızla İslâmiyet’i kabul etmeye başladılar.

Selçuklular ile birlikte yeniden bir imparatorluk kuran Türkler, aynı zamanda Anadolu’ya adım atmış oldular. Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun tarihi incelendiğinde özellikle Sultan Melikşah’tan sonra, Türklerin bölgedeki diğer devletlerle değil, en fazla kendi iç hesaplaşmaları ve kavgaları yüzünden zarar gördüğü anlaşılmaktadır.

Bu iç karışıklıklar ve taht mücadeleleri yüzünden zayıflayan devletler 13’üncü yüzyıldaki Moğol İstilâsı’na karşı koyamadılar.

Moğol İşgali Türkistan’a büyük zarar verdi. Türklerle Moğolların savaşı 15’inci yüzyılın ortalarına kadar devam etti.

Sırasıyla Timurlular ve Altınorda gibi devletler kuran Türkler, Altınorda Devleti’nin çöküşünün ardından bir Özbek devleti kurdular. Özbek devleti ise zaman içinde yine iç kavgalar ve taht mücadeleleri yüzünden parçalandı. Buhara Hanlığı, Hokan Hanlığı ve Hive Hanlığı kuruldu.

Önce kuzeyde Kazakları işgal eden Ruslar, zamanla Kafkaslara ve Orta Asya topraklarına girmeye başladılar. Kendi iç birlik ve beraberliğini tesis edemeyen Türk yurdunda sırasıyla Hokand 1865’te, Buhara 1868’de, Hîve 1873’te Ruslar tarafından işgal edildi.

Ruslar, 1867’de başşehri Taşkent olan Türkistan Umumi Valiliği’ni kurdu. Çarlık döneminde Buhara ve Hîve hanlarının umumî valiliğin içinde sayılmadığı Türkistan bölgesi, Yedisu, Siriderya, Fergana, Semerkant ve Zakaspi (Hazar ötesi) diye beş idarî birime ayrıldı.

Bolşevik Devrimi esnasında Türkistan’da Türkistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Buhara Sovyet Halk Cumhuriyeti ve Harizm Sovyet Halk Cumhuriyeti gibi yerel kuruluşlar ortaya çıktı. 16 Eylül 1924’te alınan kararla “Türkistan adı tamamen ortadan kaldırıldı”!

Bolşevikler, Türkistan’ın idarî yapılanmasını değiştirdi; 1926’daki taksimata göre eski Türkistan valiliği beşe ayrıldı. Rus hâkimiyeti altında en batıda, merkezi Aşkābâd olan Türkmenistan Cumhuriyeti kuruldu. Ortada, merkezi Taşkent olan Özbekistan Cumhuriyeti kuruldu. Doğuda, Kırgızistan Cumhuriyeti kuruldu. Güneyde, merkezi Duşanbe olan Tacikistan Cumhuriyeti kuruldu. Kuzeyde ise merkezi Almatı olan Kazakistan Cumhuriyeti kuruldu.