Başkasının koltuğunda gözü olan kendi koltuğunu kaybeder

Lideriyle köprüleri atan ve genel başkanlık için adaylık sinyali veren İBB Başkanı İmamoğlu hakkında ortaya atılan iddialardan biri de Kılıçdaroğlu ve ekibinin 2024 Yerel Seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun yerine Mustafa Sarıgül’ü aday göstermeyi düşündüğüydü.

MAYIS ayında gerçekleşen tarihî seçimler öncesinde defalarca dile getirdiğimiz bir husus vardı: “Muhalefet kanadı ya da Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kazansa da, kaybetse de mevcut koltuğunu yitirme riskiyle karşı karşıya.”
Nitekim öyle de oldu. 12’nci mağlûbiyetini yaşayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem parti tabanında, hem de Sol tandanslı medyada istenmeyen lider olarak ilân edildi.
Değişimde ısrar eden İmamoğlu’nun baskısı
Seçim öncesi “Ben Kemal, geliyorum” diyen CHP lideri, seçim sonuçları açıklandığında, “Hiçbir yere git-mi-yo-rum, mücadeleye devam!” demişti. Akabinde ise en büyük rakip olarak gördüğü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara’da ikili bir toplantı gerçekleştirmişti.
O toplantıda neler konuşulduğu bilinmese de, “Ben varken CHP liderliğini düşünme, İstanbul’a dön ve 2024’e hazırlan” talimatını aldığı hepimizin ortak tahminiydi. İmamoğlu ısrarla “değişimden” bahsediyordu. Kılıçdaroğlu, “Değişim mi istiyorsun? Al sana değişim!” diyerek kaşla göz arasında MYK üyelerini değiştirdi ama bu değişimi beğenmeyen İmamoğlu, aynı zamanda istemediği isimleri buldu o listede. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmayı vaat ettiği isimlerden İmamoğlu, cesaretli olmak istiyor ancak başının üzerinde giyotin gibi duran hakkındaki dâvâyı aklından çıkaramıyor. Bu nedenle temkinli hareket ediyor. Bununla birlikte, bazı cılız mesajlar ile kamuoyunu yoklamayı ve desteğini arttırmaktan da geri durmuyor.
Şayet CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile barışık bir politika izlemiş olsaydı bugün hedefine çok daha hızlı ulaşacaktı. Şimdi bir karar vermesi lâzım. CHP Genel Başkanlığına oynaması demek, İstanbul’u altın tepsi içinde AK Parti’ye geri vermek demek. Bunu kendisi istemediği kadar CHP kanadı da istemeyecektir. Ama o, bir taşla üç kuş vurmak istiyor: “Yetkiyi bana ver; bak, İstanbul’da olduğu gibi nasıl ezici bir üstünlük elde edilir, onu sana göstereyim” mealinde açıklamalar yapıyor. İmamoğlu’nun açıklamalarından beslenen gazeteci arkadaşlarımız ise onu bu açıklamaları yapması için tuzağa düşürmeye devam ediyorlar.
Evet, belli ki Ekrem İmamoğlu hem CHP Genel Başkanlığını, hem de bir sonraki seçimlerde Cumhurbaşkanlığını elde etmek istiyor.
İstanbul’un rövanşı alındı
Yeri gelmişken, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son seçimlerde İstanbul’un rövanşını aldığını da hatırlatmak isterim. İkinci turda arayı açarak Millet İttifakı’na, CHP’ye, Genel Başkanına ve seçimden önce her ikisini yanına alarak “Yiğitlerim” diye anons ettiği İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarına adeta hezimet yaşattı. İmamoğlu bu detayı dikkate almadan yola çıkmayacaktır.
Unutulmaması gereken önemli bir parametre de siyasetin sadece iradenin sandığa tecellisinden ibaret olmadığı. İç ve dış etkenler, Batı ile yürütülen ve geliştirilen ilişkiler, yapılan ya da sonlandırılan anlaşmalar ile para, eğitim ve kültür politikaları da belirleyici oluyor.
İttifakların senkronizasyonu ile gelen başarı
Erdoğan’ın yemin törenlerini izlerken nedense aklıma TBMM’nin 28’inci dönem açılışına “en yaşlı üye” sıfatıyla başkanlık eden MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, bundan 3 yıl önce “Adayımız belli, kararımız net” demesi geldi. Bunu birkaç yıl önce dillendiren isim, ilginçtir, geçici Meclis Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mazbatasını kendi elleriyle verdi.
CHP kanadında ise ittifak ortaklarına tepki vardı. Seçime kendi listelerinden giren Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve DEVA Partisi’nin TBMM Başkanlık Seçimi oylamalarına kendi adayları ile katılmalarını CHP’nin adayı Tekin Bingöl, “büyük bir siyâsî nezaketsizlik” olarak gördüklerini ifade etti.
Mağlûbiyetle sonuçlanan seçimden sonra “İstifa et!” baskısı altında kalan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs’tan bu yana İmamoğlu’nun haricinde birkaç isimle daha görüştü. Bunlardan ilki eski SHP Genel Başkanı ve eski bakanlardan Murat Karayalçın’dı. Seçim sonrasında, “Önümüzdeki kurultay sürecinde seçimlerde yaşanan taktik ve stratejik yanlışlıkların tartışılacağını biliyorum, buna genel başkanlık konusu da eklenebilir. Oysa bana göre asıl tartışılması gereken konu, Cumhuriyet Halk Partisi’nde düşük kapasiteye yol açan yapısal sorunlardır. Bu sorunlar CHP’nin merkez ve taşra örgütlerinin yeniden yapılandırılması ile aşılabilir” diye görüş belirten Karayalçın, toplantı sonrasında, “İstifa konusu hiç konuşulmadı. Ama öyle bir izlenim de edinmedim” dedi.
İmamoğlu’nun bileti kesildi mi?
Lideriyle köprüleri atan ve genel başkanlık için adaylık sinyali veren İBB Başkanı İmamoğlu hakkında ortaya atılan iddialardan biri de Kılıçdaroğlu ve ekibinin 2024 Yerel Seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun yerine Mustafa Sarıgül’ü aday göstermeyi düşündüğüydü.
Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Sarıgül, iddialar hakkında, “Şu ana kadar bana gelen böyle bir şey olmadı. Benim açımdan böyle bir adaylık söz konusu değil, olamaz” dese de Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden milletvekili seçilmesinin yanı sıra tek kişilik ordu olarak gördüğü partisinin CHP ile birleşmesi için start verdi. Bunlar göz önüne alındığında, iddianın kuvvetli bir ihtimâl de olduğu doğrulanıyor. Bu durumun İstanbul için lâle devrinin bittiği, Sarıgül devrinin başlayacağı anlamına gelip gelmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Yerel seçimler için CHP ile güçlü pazarlık
2024 Yerel Seçimleri için hazırlıklara başlayan İyi Parti’de Altılı Masa’nın üzeri çizilmiş ve CHP ile ittifak yapılabileceği netleşmiş durumda. Bunun için bazı büyükşehir belediyelerini isteyebileceği kulislerde dile getiriliyor.
Bu arada seçim sonucunu bilen BETİMAR’ın, “Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığı bıraksın mı?” diye sorduğu ankette CHP seçmeninin yüzde 62’sinin “Bırakmalı” dediğini, yerine de Ekrem İmamoğlu’nu istediğini sizlerle paylaşmak isterim.
“Kazanacağımıza inanıyorduk”
Gazeteci Uğur Dündar, Halk TV’de gerçekleşen bir programa konuk olan Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Seçim gecesi ‘İstifa ediyorum’ diyebilirdiniz ama demediniz, neden?” sorusunu yöneltti.
“Bugüne kadar yaptığımız çalışmalardan pişmanlık duymuyorum. Türk siyasetinde önemli bir aşama kaydettik. Demokrasiyi destekleyenleri yan yana getirdik. Toplumun her kesimi ile diyalog kurduk. Biz kazanacağımıza inanıyorduk. Beklediğimiz olmadı. Siz de beklediğimizi olmamasının bizim üzerimizde bir üzüntüye yol açtığını kabul edersiniz. CHP sıradan bir parti değil. CHP, kökleri Kuva-yı Millî’ye uzanan bir partidir. En zor sınavları verenler CHP Genel Başkanlarıdır ve asla geri adım atmamışlardır” cevabını veren Kılıçdaroğlu, özetle “Kaybetmedik” diyor ve ekliyor: “Genel başkanlık için yetkiyi partililerimize bıraktık.” Bu, topu taca atmak.
“Menzile yürüme hususunda net olarak kararlıyım. Asla kişilere bağlı bir düzene değil, kalıcı bir demokrasi düzeninin bu ülkede var olması için, bunun partimizde de var olması için değişim konusunda netim” diyen ve İmamoğlu’na karşı önlem almaya devam eden Kılıçdaroğlu, ekranlar üzerinden başta genel başkanı olduğu partinin fertlerine mesaj yollamayı yanlış bulduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, karşılıklı konuşmanın daha doğru ve tutarlı olacağını düşündüğünü belirterek Ankara’da İBB Başkanı ile ikinci, hatta üçüncü bir kez daha görüştü. Yaklaşık 2 saat süren son görüşmenin ardından İmamoğlu, “Genel Başkanımızla her zaman görüşüyoruz zaten, güzel olacak her şey” demekle yetindi.

Bir yanda da, “Genel başkanlıksa genel başkanlık, hür türlü göreve varım” diyen ve “Ülke şartları ‘Yürü’ derse yürürüm” şeklinde özgüvenle hareket eden Özgür Özel’in varlığı söz konusu. Diğer yanda ise kulislerde Mustafa Sarıgül, Ekrem İmamoğlu ve hatta Gürsel Tekin… CHP Kurultayı netleşince adaylar da belirginleşecektir.

Bu gelişmeler yaşanırken, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Değişimin nasıl gerçekleştirileceği bellidir. Genel Başkanımız kendi iradesi dâhilinde yapacağı değişimi yapıp MYK’yi yenilemiştir” diyerek net bir mesaj verdi.
Artık ana muhalefet partisi CHP’nin içinde cereyan eden liderlik yarışının neticelenmesi için kurultayı beklememiz gerekiyor. Bakalım her şey güzel mi olacak, yoksa başkasının koltuğunda gözü olanlar kendi koltuklarını da mı kaybedecek?