Başkanlığın iki senesi

Ekranlarda Cumhurbaşkanımıza iltifat ederek değil, iyi icraat yapıp onları tanıtarak halkı memnun etmek sûretiyle vazîfeye devam edilebileceğinin farkında olunması, herhâlde en doğrusudur! Ayrıca halk olarak, bütün bakanlıkların ve kurumların pandemi servisinde çalışmadıklarının veya terörist peşinde koşmadıklarının yahut Libya’da bulunmadıklarının farkındayız.

KISA yazıları daha çok sevdiğinizi gözlemledim ve zor da olsa bu yazıyla kısa yazmaya başlıyorum.

Bakalım, ülkemizde iki sene önce başlayan Başkanlık Modeli’ni kısaca değerlendirebilecek miyim?

***

Cumhurbaşkanımızın yönetim tarzına Başkanlık Modeli çok uydu. Bazı bakanlarımız ve genel müdürlerimizin de hemen adapte olabilmeleri harika bir durum.

Fakat ne yazık ki, bakanlıklarımızdan ve kurumlarımızdan, henüz geçen yüzyılda olduklarını sananlar var.

Elbette Başkanlık Modeli’nin imkânlarını kullanarak başarılı hizmet veren kurumlarımızı ne kadar tebrik etsek azdır, ancak başarısızların da hızla ikaz edilmesi lâzım…

Özellikle şahsen bu ikazı her plâtformda yapacağımı belirtmek isterim. Çünkü biz, “Aman kardeşlerimizi üzmeyelim, parti içinde antipatik görünmeyelim” diye, sonunda dünyanın en güzel şehriyle Türkiye’mizin başşehrini ve sakinlerini küstürdük.

Kapı kapı süt dağıtılması gibi geçen asrın âdetlerine ve hizmetlerin durdurulmasına halkımızı âdeta mahkûm ettik.

Nihâyet, 25 senelik Haliç’in temizlenmesine verilen emekler de havaya gitmek üzere. Hizmetler çürümeye başladı ki kokular yükseliyor.

Peki, ikazı yapmayan bizlerin hiç mi mesuliyeti yok?

Net olarak, öneririz. Önerdiğimizden daha iyisini biliyorsanız yaparsınız, ama önerdiğimizden daha kötüsüne râzı değiliz. Çıtamız, Cumhurbaşkanımızın iş anlayışı!

Ne önerdiğimizi gerçekleştiren, ne de daha iyisini yapmadığı gibi bir senedir cevap da vermeyen bakanlarımız ve genel müdürlerimiz var. Geçenlerde bir bakanımız, üç beş sayfalık bir belge hazırlamak için “-acak, -ecek” cümleleri kuruyor. “İki senedir neredeydin?” sorusunun sorulmayacağını mı sanıyor acaba? E, şimdi susalım mı yani?

2023’ten sonra da Cumhurbaşkanımızın başımızda olmasını istememizin fiilî duâsı, kalan üç yılı geçmiş iki yılda yaptıkları gibi israf ettirmemektir.

Bu kişileri bu görevlere getiren de Cumhurbaşkanımızdır ve yük onun omuzlarındadır.

Ekranlarda Cumhurbaşkanımıza iltifat ederek değil, iyi icraat yapıp onları tanıtarak halkı memnun etmek sûretiyle vazîfeye devam edilebileceğinin farkında olunması, herhâlde en doğrusudur!

Ayrıca halk olarak, bütün bakanlıkların ve kurumların pandemi servisinde çalışmadıklarının veya terörist peşinde koşmadıklarının yahut Libya’da bulunmadıklarının farkındayız.

Pandemi mandemi konuşuluyor ama hayat devam ediyor. Kaybedilen belediyeleri ne merkezî idarenin icraatları kurtarabildi, ne de bu belediyelerin başarılı birimlerinin icraatları.