Başarı algısı

Çoğu zaman insanlar bir hedef ve bir ideal peşinde koşar, yorulur, yığılır ve hatta yıpranırlar. Zaman zaman da hüsrana uğrarlar. Ancak cesurlar bilirler ki, “her başlangıcın bir sonu vardır”…

YARATILIŞLARI gereği insanların arzu ve istekleri çeşit çeşittir. İnsanın hayata olumlu bakabilmesi, arzu ve isteklerine kavuşabildiği oranda anlam bulur. Buna rağmen bazı basamakları atlayabilmek için çok istenilen bu duygulara gem vurmak gerektiği de unutulmamalıdır.

Herhangi bir olumlu sonuca ulaşmak kolay yoldan mümkün değildir. Mutlaka çaba, gayret, sabır ve azimle varılacak hedefe uygun altyapıyı oluşturmayı gerektirir. O süreci uygun adımlarla geçemeyenler ya hüsrana uğrar ya da küçük mutluluklara razı olmak durumunda kalırlar.

Başarının ilk sırrı, başarılı olmanın ne demek ol­duğunu doğru tespit etmektir. Bazen insanlar başarı hakkında konuşurken ne kastettiklerini bilmez, başarının ken­dileri için ne anlama geldiğini doğru tespit edemez­ler. Başarı her insan için farklılık arz eder. Güvenli bir hayat sürmek, sağlıklı yaşamak, iyi gelir getiren bir iş sahibi olmak, kariyer sahibi olmak, bir ev ya da lüks bir araba sahibi olmak, bulunduğu ortam­larda mutlu olmak gibi kişiden kişiye değişen başarı kıstasları vardır. Kişi öncelikle hayâllerini ve rüyaları­nı süsleyenin ne olduğunu belirlemelidir.

Başarının sabit bir standardı yoktur. Başarıyı kısaca, “insanın bir önceki güne göre kendini geliştirerek mevcut durumunu aşması” olarak izah edebiliriz. Ara vermeden kendisini aşmaya devam eden insan başarı yolundadır. Bunu yapabilmek ihtiyaç, istek, inanç ve güveni gerektirir. Önce neyi niçin yapacağınızı belirleyin, onu yapmaya olan bir arzu ve isteğiniz olsun, arzu edilen sonuca ulaşacağınıza inanın, kendinize güvenin ve başaracağınızdan emin olun.

İnsan, yapmak istedikleri hakkında net olmak ve dikkatini hangi doğrultuda yöneltmek isterse, amacı­nı gerçekleştirmek için o yönde zihinsel ve duygusal olarak yoğunlaşmasıyla birlikte süreci doğru yönetmelidir. İnsanların olaylar karşısındaki davranışları ve içine düştükleri duyguların olumlu veya olumsuz yönleri, bunlara karşı takındıkları tavırlar ve inançlarının derecesi başarıda oldukça etkilidir. Bu konuda öz denetimi kontrol edebilen ve kendi kendini başarma yönünde telkin eden kişiler zorlukları daha kolay aşabileceklerdir. İyi bir hayat sürdürebilmek için karşılaşılan engellere takılmadan hedefe kilitlenmek gerekir.

Yaşam düzeyleriyle ilgili alternatif hedef belirleyebilenler ve gereğini yerine getirenlerin hayat standartları diğerlerine göre daha üst düzeyde olmaktadır. Bununla birlikte, çevre edinme ve sosyal hayata katılma konusunda da zaman zaman bilinçsizce yaşayan ve hataya düşen insanlara rastlanır. Geçici hevesler ve arkadaş çevresinin etkisi, başarının önünü kesen önemli etkenlerdendir. İnsanın geleceğine hiçbir etkisi olmayacak arzu ve isteklerden ve o yönde etki eden arkadaş gruplarından uzaklaşması gerekir. Başarıya giden yolda süreci doğru ve verimli kullanmak için düşünce ve duygulara hoş gelen geçici heveslere kapılmadan asıl göreve odaklanılmalıdır. O konuda ısrarlı olunacaksa bile sorumluluk sürecinde ertelemeyi bilmekte yarar vardır.

Başarı, başarabilme arzusu ve oluşturduğu altyapı bilgisinden kaynaklanır. Bu bilginin en büyük düşmanları şüphe, korku ve öğrenilmiş çaresizliktir. İçinde oluşan bu vesveseleri öldürmeyen kişi, her basamakta kendisini farklı engeller karşısında bulur. Başarısızlıktan kurtulmanın yolu, şüpheyi ve korkuyu yenmekten geçer.

Başarısızlıklarda hayata iyimser bakabilen insanlar, hata aramak yerine eksiklikleri nasıl giderebilecekleri konusunda kafa yorarlar. Yılmadan, usanmadan çalışmak ve hiçbir zaman pes etmeyerek başarmak için ellerinden geleni yaparlar. Başarısızlığın sebeplerinin kendilerinden kaynaklanmadığı inancıyla yollarına devam eder ve sebebini durumda arayarak çalışma stillerini değiştirerek devam ederler.

Kötümser olan kişi ise, başarısızlığın sebebinin genellikle kendinden kaynaklandığını, tek suçlunun kendisi olduğunu düşünerek, ne yaparsa yapsın başarılı olamayacağı konusunda negatif enerji yüklenerek moral çöküntüsüne girer.

Vazgeçmemek

Sınavlarda başarısız olan öğrencinin pes edip yapacağı bir şey kalmadığını söyleyebilmesi, karamsarlığa düşmesi ve kahretmesi kabul edilebilir bir davranış değildir. Mücadeleden vazgeçmeden çalışmaları sürdürmek gerektiği unutulmamalıdır. Başarısızlığın altında yatan önemli etkenlerden ilki korkaklık, ikincisi ise cesaret yoksunluğudur. Korkak insanlar cesaretsiz olur, risk almazlar; işe koyulmakta tereddüt gösterecekleri için iradelerini tam ortaya koyamazlar. Telaşlı, kuruntulu, stresli insanlar işlerine kolay motive olamaz ve yoğunlaşamaz, kendisini alâkasız işlere vererek stres azaltmanın yollarını aramakla meşgul olur, geçici heveslere kapılır, işleriyle bütünleşemezler. Bu tür davranışlar başarısızlığı besler.

Soğukkanlı ve dengeli insanlar düşüncelerinde istikrarlı ve cesurdurlar. Olayları daha rahat algılarlar ve doğru anlama şansları yüksektir. İşlerine kolay motive olurlar, yoğunlaşıp işle bütünleşmeleri daha kolaydır. Başarı, bu kişiler içindir.

Çoğu zaman insanlar bir hedef ve bir ideal peşinde koşar, yorulur, yığılır ve hatta yıpranırlar. Zaman zaman da hüsrana uğrarlar. Ancak cesurlar bilirler ki, “her başlangıcın bir sonu vardır”. O takdirde, içinde bulunulan zor günlerin de bir sonu olacağı inancıyla yılmadan, usanmadan hedefe odaklanırlar.

Başarı elde etmenin vazgeçilmez unsurlarından önemli bir tanesi de başarısız durumlarda pes etmemek, kararlılıkla ve yılmadan, istikrarlı bir şekilde çalışmaya devam etmektir. Karşılaştığı problemlerde yılgınlığa düşmeden, “Bununla nasıl baş edebilirim?” anlayışıyla yaklaşarak sorunları çözümünde kararlı bir tutum takınmak, olumlu sonuç alma imkânı sağlar. İçtenlikle olaya sahip çıkmak ve konu ile bütünleşmek gerekir. Kendini işine veren, âdeta başarıya kilitlenen insanların şansı daima yüksektir. Bilinmelidir ki, başarı, onun kendisine gelmesini bekleyenin değil, içinde bulunduğu şartların farkında olan ve gidip onu arayan kişilerin olacaktır.

İşine tam olarak odaklanmış kişilerin o an için dış dünyadan kopmalarıyla gözleri hiçbir şeyi görmez, kulakları bir şey duymaz, sadece önlerindeki işle meşgul olurlar. Bu noktada başarı, hem de üstün başarı kendini gösterecektir. Böyle bir ortamı yakalamak için olumsuzlukların önünü kesmek, engelleri ortadan kaldırarak başarıya odaklanmak gerekir. Çalıştığı konuya ilgi duymak ve bunu yapmaktan zevk almak, iyi ve olumlu bir süreci beraberinde getirir. Bununla birlikte, kişinin kendini doğal yeteneklerinin olduğu yöne sevk etmesi, güçlü olduğu yönlere yüklenip zayıf olduğu yönleri uygun yöntemlerle destekleyerek geliştirmesi başarıyı artıracaktır.

Alternatif hedefler ve azim

Tek ve değişmez hedeflere takılıp kalmak da doğru değildir. Kişinin yetenekleri ve o süreçte sahip olduğu imkânlar o hedefe ulaşması için yeterli olmayabilir. İnsanın alternatif hedefleri olmalıdır. Bir değil, birçok hedefi ve ideali olan insanların mutlaka birinde kendini bularak zirveye oturmaları hiç de zor olmayacaktır.

Başarmanın önemli basamaklarını azmetmek, kendine güvenmek, sabırlı olmak, hayata olumlu yaklaşmak, sorumluluk almaktan çekinmemek, tereddütlü olmamak, dinlemeyi bilmek, eleştiri ve uyarıları kabul etmek, öğrenmede istekli olmak, duyguları yönetmek, işe motive olmak, hızlı karar vermek, hatalardan ders çıkarmak, risk almak, cesur olmak, zamanı doğru kullanmak ve başladığı işi hedefi doğrultusunda bitirmek için gayret etmek olarak belirleyebiliriz.

Bir yelkenli ile bir deniz motoru olan iki yarışçı, tekneleri ile denize açılır. Yelkenli bütün hazırlıklarını yapmış, gerekli teçhizatı almakla kalmamış, yedeklerini de her ihtimâle karşı yanına almış, hava şartlarını hesap edip her ihtimâli düşünerek gerekli plânlamayı yapmış. Sabır ve metanetini yüklenerek yoluna devam etmiş. Motorlu teknenin sahibi ise motorunun gücüne ve teknesinin sağlamlığına güvendiği için çok rahatmış. Kendisi için karşı kıyıya geçmenin hiç de zor olmayacağını hesap ediyormuş. Uzun müddet yol aldığında okyanusun ortasında motorunun sesi değişmeye başlamış. Bir müddet sonra da tamamen durmuş. Motor sahibi kara kara düşünedursun, rüzgârı arkasına alan yelkenli, plânladığı gibi karşı kıyıya varmış. Buradan da anlaşılıyor ki, başarıyı sağlayan, eldeki imkânlar değil, insandaki bitmek bilmeyen servet hükmündeki azim ve iradedir. Bu serveti olaylar karşısında takınılacak alternatif düşünce ve sabır ile desteklemenin doğru olduğunu bilerek işlerini kolaylaştıranlardan olmak gerekir. İçsel motivasyon yani insanın kendi kendini güdülemesi, başarı için çok önemlidir. Sorumluluktan kaçmayanların başarıyı yakalamaları zor olmayacaktır.

Başarısızlığı körükleyen önemli sebeplerse erteleme hastalığı, kendine güvensizlik ya da aşırı özgüven ve kendini sabote etmek olarak ortaya çıkmaktadır.

Başarısızlıkların ve hayatın basamaklarını tırmanırken karşılaşılan problemler sayesinde edinilen tecrübenin de başarıyı yakalarken adımlanan merdiven basamaklarından olabileceğini unutmamakta yarar vardır. İnsan zaman zaman tökezler, hatta düşebilir. Önemli olan, düşülen yerden kalkmasını bilmek ve kalkılan yerin düşülen yerden ileride olmasını sağlamaktır. Bu da atılgan olmayı, gerekli çabayı, başarma hırsını ve o yolda kendisini engelleyen sebepleri ortadan kaldırmayı gerektirir. Unutulmamalıdır ki başarı, “Başaracağım” diyenlerindir.