Tiran-Arnavutluk
ORTA Arnavutluk’taki Tiran şehrinin 20 kilometre kuzeyinde
kalan Kruja (Kruya) kasabası, Kruya dağlarının batı yamaçlarında, 600 metre rakımda,
verimli Fushe Kruja ovasını kuşbakışı görebilecek bir yamaçta yer almaktadır.
Kasabanın adı, kalenin dibinden çıkan su kaynağına
dayanır. Bu isim ilk defa Milât’tan sonra 879 tarihli bir kilise belgesinde
görülmüştür.
Kasabanın en eski kısmını, her tarafı sarp kayalıklarla çevrili
kale oluşturmaktadır. Kruja Kalesi’nin tarihi, Roma İmparatoru Birinci
Justinianos (6’ncı yyüzyıl) dönemine kadar uzanmakla beraber, arkeolojik
bulguları bu tarihten 200 yıl sonrasına aittir.
Kale 800 metre uzunluğundadır ve etrafı surlarla
çevrilidir. İçinde 350-400 ev ve bin 500 ilâ 2 bin kişiyi barındıracak bir alana
sahip olduğu tahmin edilmektedir.
12’nci yüzyılda Kruja, Orta Çağ Arnavut Devleti’nin çekirdeğini
teşkil eden bir siyâsî oluşumun merkeziydi. 13’üncü yüzyıl başlarında, Progon’un
oğulları Gjini ve Arnavut Dimitri bu devletin yöneticileri ve 1225’te Golem adında
bir Arnavut da Kruya’yı yöneten kişi olarak kayıtlara geçmiştir.
1271-1272 yıllarında Anjou (Plantagenet) Hanedanlığından bir Fransız prensi ve sonradan Güney İtalya’nın da
yöneticisi olan Charles, Vlore (Dıraç) ve Kruja’yı fethedip eski kaleyi yeniden
yaptırdı. Charles’in ölümünün ardından 1284’te Bizans İmparatoru İkinci
Andronikos, Durrres (Avlonya), Vlore (Dıraç) ve Kruja’yı yeniden aldı. 1334’te Sırplar
Kruja, Berat ve Durrres’i (Avlonya) ele geçirdi.
Sırp Çarı Stefan Dusan’ın 1355’teki ölümünden sonra, bir Arnavut
olan Charles Tophia, 1363’te Kruja’nın hâkimi oldu. Charles Tophia ve
sonrasında oğlu, burayı 1392’ye kadar ellerinde tuttular. Daha sonra kasaba, mîras
olarak Charles Tophia’nın kızı Helena’ya kaldı.
1393’te Şahin Bey kumandasındaki Osmanlılar, Kruja’nın 80
kilometre kuzeyindeki Shkodra (İşkodra) şehrine yerleşince, Helena’nın kocası
olan Venedik asilzâdesi Barbadio, Osmanlı Devleti’ne tâbi olduğunu ilân etti. 1432-1433
yıllarında Osmanlılar, kasabaya “Akçahisar” ismini vermişlerdir.
16’ncı yüzyıl ortalarından itibaren Kruja, başlangıçta
şehre hâkim dağlardaki bir mağarada kabri olduğuna inanılan Sarı Saltuk Dede
kültü etrafında, Balkanlardaki en önemli Bektaşî merkezlerinden biri hâline gelmiştir.
Bu durum 1567 tarihli, Osmanlı İmparatorluğu’na ait tahrir defterlerinde yer
almaktadır.
Bölgedeki en önemli Bektaşî babaları; Kesriye’den Kasım Baba,
Konitsa’dan Hüseyin Baba, Sarıgöl ovası Cuma pazarından Pîr-i Baba’dır.
Aynı dönemde kasaba, hisarın dışına taşarak aşağıya doğru
yayılmaya başlamıştır. Arnavut ve Türk edebiyatının önemli isimlerinden
Şemseddin Sami’nin vermiş olduğu bilgilere göre, Kruja kasabası tamamen Müslümanlardan
oluşan 7 bin 500 nüfusa sahipti.
Kruja kasabası, Osmanlı döneminde (1414-1912) Tanzimat reformlarına
kadar tam 500 yıl Ohri sancağına bağlı bir kazaydı. 19’uncu yüzyılda Arnavut
milliyetçiliğinin ortaya çıkısıyla birlikte bir direniş ve millî krallığın
sembolü hâline geldi.
Günümüzde önemli bir turizm destinasyonu olan Kruja’ya Arnavutluk’un
başkenti olan Tiran’dan sık sık otobüs seferleri düzenlenmektedir. Şehir
merkezinden araçlarla kaleye çıkılabilmektedir. Kale yolu üzerinde bulunan
Bektaşî Tekkesi’nin bahçesinde, 15’inci yüzyılda iki Osmanlı padişahını oldukça
uğraştıran, Arnavutların millî kahramanı ve Krujalı olan İskender Bey (Gjergj
Kastrioti) tarafından dikildiği düşünülen bir zeytin ağacı bulunmaktadır.
İlk dükkânın kalenin girişinden başladığı düşünülen,
yaklaşık 400 yıllık, yerli halk tarafından “Derexhiku” olarak bilinen,
karşılıklı olarak dizilmiş ahşap dükkânlar, günümüzde şehir merkezine kadar
uzanmaktadırlar. Burada berberden, Arnavutların çok çeşitli el sanatlarını
bulabileceğiniz satıcı ve zanaatkârlara ait dükkânlar vardır.
Kale içerisinde Fatih Sultan
Mehmed Camii, Esad Toptanî Paşa Konağı ve Ulusal İskender Bey Müzesi, görülmesi
gereken en önemli yerler arasındadır.
15’inci yüzyılda inşâ edilmiş ve Sultan İkinci Mahmud
zamanında restore edilmiş Fatih Sultan Mehmed Camii,
İkinci Dünya Savaşı’nda mühimmat deposu
olup sonrasında kaderine terk edilene kadar Arnavut Müslümanlar tarafından bir
ibadethane olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde caminin alt kısımları ve minaresi
ayakta kalmıştır.
Yine kale içerisinde yer alan İskender Bey
Müzesi’nde, 1403 yılında Kruja’nın yöneticisi olan Gjon Kastrioti’nin (İvan –Yuvan- Kastriyota) oğlu
olarak dünyaya gelen İskender Bey’in, Osmanlı ile yaptığı savaşları ve
kahramanlıklarını tasvir eden çok sayıda figür, el yazmaları ve zırhlar yer
almaktadır. Kasım 1982 yılında açılan müze, Arnavutluk’un en önemli
müzelerinden biridir.
İkinci Abdülhamid Han döneminin en önemli
siyâsî figürlerinden Esad Toptanî Paşa’nın bir müze haline konağı, döneminin ve
bölgenin karakteristik mimarî özelliklerini yansıtmaktadır.
Bahsettiğimiz bu yerler dışında Dolma Baba Bektaşî Tekkesi, Osmanlı Hamamı ve Murat Bey Camii de görülmesi
gereken yerler arasındadır.