
AZİZ milletimiz! Her
daim her ferdini bağrına bastın, ayrım gözetmedin, sadece şartları iyi olanları
değil, darda ve zordakileri de, yurdundan ve yuvasından uzak kalanı da, dert ve
kederden gül yüzü solanı da sarıp sarmaladın. Yeri geldi, yemedin, yedirdin;
giymedin, giydirdin; gözün yaşlıyken bile gözyaşlarını sildin. Biz şimdiye
kadar iftihar ettik, Allah’ın izniyle bu vasıfların ve hususiyetlerinle iftihar
etmeye devam edeceğiz. Bize yaşattıklarından, sayende yaşadıklarımızdan dolayı
minnettarız, şükran duygularıyla doluyuz.
Bilirsin,
iyinin daha iyisi, güzelin daha güzeli her zaman mümkündür. Tarih şahittir ki,
sana daima iyinin daha iyisini, güzelin daha güzelini yapmak yakışır, bunlar
senin şanındandır. Bunun için şu taleplerimizi arz etmek istiyorum:
1.
Sağdan soldan, önden arkadan, yandan yahut her nereden gelip bu vasıflarını
bozmaya çalışanlar olursa olsun, onlara karşı diren! Tarih, senin direnip
başarma destanlarınla doludur.
2.
“İnsan eşref-i mahlûkattır” değeri, senin inancının bir gereğidir. Hiç bir
ferdinin diğer bir ferdini dışlamasına, aşağılamasına, hor görmesine ne olur
izin verme! Maalesef değerlerinden sapıp engelli fertlerine böyle yapanlar
oluyor. Bunu Allah, dünyada hiç kimseye yaşatmasın! Çok ama çok acı oluyor.
3.
Kadın erkek, köylü şehirli, zengin fakir, engelli engelsiz her ferdini,
dünyanın diğer milletlerinin evlatlarını olduğu gibi Allah nice kabiliyetlerle
donatıp yaratmış. Bu kabiliyetlere sadece sahip olanların değil, tüm
evlatlarının, hatta bütün insanlığın ihtiyacı var. Hem her ferdin, hem de
fertlerinin kabiliyetlerini ortaya çıkarmaya çalışan evlatların, hepimizin baş
tacı olsun.
4.
Bütün dünyaca malûmdur ki, hamiyetperverlikte, cömertlikte eşsizsin. İşte bunun
daha iyisi, daha güzeli olarak ihtiyaç sahiplerine öyle bilinçli, güzel yardım
edelim ki bir daha sana muhtaç olmasın, yüzsuyu dökmek zorunda kalmasın. Hatta
senin yardım ettiklerin de başka darda ve zordakilere koşup yardım etsin.
5.
“Dışlama, sıkıntı, imkânsızlık ve cehaletten meydana gelen karanlıklara bir
hilâl gibi” doğan BEYAZAY, bugüne kadar teveccühüne mazhar oldu ve iftihar
ettiğin hizmetleri verdi. Bundan sonra da Allah’ın izniyle bu teveccühüne hizmetlerini
arttırarak mazhar olacak ve yine ülkemizin her yanına, dünyanın her bucağına
hizmet vermeye devam edecek. Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya,
Avusturalya’ya, kardeş, dost, arkadaş olabileceğimiz, bilgimizi, birikimimizi,
tecrübemizi, imkânlarımızı paylaşabileceğimiz milyarlarca insan var. Senin
değerlerinle, tayin edeceğin evlatlarınla, tahsis edeceğin imkânlarınla
gezegenimizin âdeta cennete dönüşmesinde rol alacaktır. Farkındayız ki, hepimiz
güvende olmadıkça hiçbirimizin canı, aklı, malı, çocukları ve inançları güvende
olamaz. O yüzden her fert aklının bir kenarını, imkânlarının bir kısmını,
vaktinin bir lahzasını yeryüzüne ayırmalıdır.
Aziz
milletimiz, sen bütün vasıflarınla, değerlerinle, imkânlarınla, kuvvetinle,
fertlerinle ve kuruluşlarınla var oldukça, hem hepimiz, hem de insanlık daha
huzurlu, daha adil, daha merhametli, daha müreffeh ve daha sağlıklı olacak. O
yüzden senin bir numunen olarak yaşayan her ferdine selâm olsun!
İnsanları
dışlamayıp, hor görmeyip kucaklayan, ayırmaksızın her insanın kabiliyetini
ortaya çıkaran veya çıkarmasına destek olan, tekrar tekrar muhtaç olmayacak
şekilde yardım yöntemleri uygulayan, dünyanın her köşesi âdeta birer cennet
köşesi olsun diye uğraşan, bunlar yapılabilsin diye emeğini, vaktini, imkânlarını
BEYAZAY'a tahsis eden her ferdine, her insanımıza selâm olsun!
Bunlar
oldukça düşen kar tanelerinin, doğan güneşin, açan çiçeklerin, olan meyvelerin,
öten kuşların anlamı bir başka olacak inşallah…