TÜRKİYE İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurumu Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu ile birlikte, İkinci Karabağ Savaşı
öncesinde, sırasında ve sonrasında meydana gelen insan hakları ihlâlleri
dolayısıyla savaş bölgeleri ve Azerbaycan’ın muhtelif kesimlerinde
incelemelerde bulunduk.
27
Eylül 2020 tarihinde Ermenistan ordusunun Azerbaycan’ın sivil yerleşim
yerlerine yaptığı saldırılar ile başlayan İkinci Karabağ Savaşı, 10 Kasım 2020
tarihinde Rusya’nın arabuluculuğu üzerine iki ülke arasında imzalanan ateşkes
antlaşmasıyla son bulmuştu.
Savaş
sırasında, Ermenistan’ın hem Karabağ, hem de Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde
Uluslararası İnsancıl Hukuku ve Uluslararası İnsan Hakları Hukuku’nu hiçe sayan
saldırıları sonucu meydana gelen insan hakları ihlâlleri, ülkemizde de kaygıyla
izlenmişti. Ermenistan’ın sivil yerleşim yerlerine, ibadethanelere,
hastanelere, okullara ve tarihî ve de kültürel mekânlara yaptığı saldırılarda
yüzlerce sivil yaşamını yitirmiş ve birçok mesken de kullanılamaz hâle
gelmişti.
Bu
kapsamda TİHEK, Karabağ Savaşı dolayısıyla yaşanan insan hakları ihlâllerini
yerinde görüp incelemek ve raporlamak amacıyla bir girişim başlatmıştı. Biz de
bu ziyarete Türk Kızılay Mamak Şubesi olarak iştirak ettik ve başta
belirttiğimiz üzere, Azerbaycan Cumhuriyeti İnsan Hakları Komiserliğinin
(Ombudsmanlığı) daveti üzerine, 28 Haziran-2 Temmuz 2021 tarihleri arasında,
alanında uzman akademisyenlerin de yer aldığı TİHEK Karabağ İnsan Hakları Gözlem
Grubu ile birlikte Azerbaycan’a bir ziyaret gerçekleştirdik.
Heyetimiz
ilk önce, 1993 yılındaki bağımsızlık ilânının ardından uğradığı Rus İşgali
esnasındaki katliamda şehadet şerbetini içenlerin defnolunduğu Azeri Şehitliği’ni,
bu ziyaretin ardından da Osmanlı’nın Kafkas cephesinde kahramanca mücadele eden
şehitleri ziyaret etti.
1990 Azerbaycan Millî Mücadele Şehitliği
Bu
kapsamda heyetimiz öncelikle, Azerbaycan temasları sırasında 29 Haziran 2021
tarihinde, Azerbaycan Cumhuriyeti İnsan Hakları Komiserliği (Ombudsmanlığı)
yetkilileriyle bir araya geldi ve iki kurum arasında işbirliğinin
geliştirilmesi, iyi uygulama örnekleri ve tecrübe aktarımının sağlanması, insan
hakları konusunda eğitim programlarına katılım sağlanması ve ortak araştırma
faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi, ortak bilgi ve farkındalık arttırma
faaliyetlerinin düzenlenmesi konularını ele alan bir mutabakat zaptı imzaladı.
İmza
töreninden sonra Azerbaycan Ombudsmanı Sayın Sabina Aliyeva ve o günkü TİHEK
Başkanı Sayın Süleyman Arslan, ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdiler.
Heyetimizin
bir sonraki durağı ise, Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisi oldu. Bu ziyaret
esnasında Millî Meclis Başkan Yardımcısı Fazail İbrahimli ve beraberindeki
yetkililer ile bir görüşme gerçekleştirilip, çeşitli konularda bilgi alındı.
Heyetimiz,
Meclis’teki temaslarının ardından, Birinci Karabağ Savaşı sonrasında mayın
temizleme faaliyetleri için kurulan ANAMA’yı (Azerbaijan National Agency for
Mine Action; Azerbaycan Mayın Arama Ulusal Ajansı) ziyaret etti. Heyetimiz,
ziyaret kapsamında ANAMA Başkanı Sayın Vugar Suleymanov ile görüştü. Görüşmede
Başkan Süleymanov, Heyetimize Birinci ve İkinci Karabağ Savaşları sırasında Ermeni
güçleri tarafından Karabağ bölgesine yerleştirilen mayınlarla ilgili kapsamlı
bir sunum yaptı.
ANAMA’nın
diğer faaliyetlerine ilişkin ayrıca bilgiler de veren Suleymanov, kısaca,
ANAMA’nın hedefleri arasında sınır hatlarındaki mayınların temizlenmesi,
tehlikesiz bir yaşamın tahsis edilmesi, sınır güvenliği, yol açma faaliyetleri,
demiryolu açma çalışmaları olduğunu belirtti. Ziyaret esnasında, özellikle
işgalden kurtarılmış bölgelerin mayınlardan temizlenebilmesinin uzun zaman
alacağı ve bu faaliyetin Azerbaycan’ın en öncelikli meselelerinden birini
oluşturduğu görüldü.
Heyetimiz
ANAMA’daki temaslarının ardından, akşam saatlerinde Bakü Büyükelçimiz Sayın
Cahit Bağcı’nın daveti üzerine Bakü Büyükelçiliğini ziyaret etti. Ziyarette
heyet üyeleri, TİHEK Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu ve grubun Azerbaycan
ziyareti hakkında Sayın Bağcı bilgilendirildi. Görüşmede heyet ayrıca,
Azerbaycan’daki mevcut durum hakkında Sayın Büyükelçi’den bilgi aldı.
Aynı
gün Türk Kızılay Azerbaycan Delegasyonu Başkanı Sayın Semih Paslı’dan Azerbaycan
faaliyetlerini içeren bir sunum aldı, gayretli çalışmaları teşvik edildi.
Domuz ahırı yapıp kaçarken
yaktıkları bir cami.
***
Heyetimiz,
programın ikinci günü olan 30 Haziran 2021 tarihinde sahada incelemeler yapmak
üzere, 30 yıldan uzun bir süre Ermeni güçlerinin işgali altında bulunan ve
İkinci Karabağ Savaşı sırasında işgalden kurtarılan Ağdam rayonuna bir ziyaret
gerçekleştirdi. Ziyaretin ilk durağında Ağdam şehrinin yeniden inşâsıyla ilgili
yapılan plânlamalar hakkında yetkililerden bir brifing alan Heyetimiz,
Ağdam’daki Cuma Camisi’ni ziyaret etti. Burada, dinî mekânların tahrip
edilmesinin büyük bir insan hakları ihlâli olduğu belirtildi. TİHEK Başkanı
Arslan ve bendeniz ayrıca, Ağdam’daki çevre, kültür ve medeniyet katliamına
ilişkin olarak Azerbaycan’ın resmî televizyon kanalı Az TV’ye birer röportaj
verdik.
Röportajda
Türk Kızılay Azerbaycan faaliyetleri ve diğer uluslararası faaliyetlerimiz
hakkında bilgi verip Ermenilerin yaptığı zulmü kınadık. BM ve diğer uluslararası
kurumların Ermenistan’a baskı yaparak döşenen mayınların haritalarını vermeleri
gerektiğini vurguladık.
Heyet,
Cuma Camisi’ndeki incelemelerinin ardından, Ermenilerin uzun süre ahır olarak
kullandığı, içerisinde domuz beslediği, Ağdam’ı kaybettiği anlaşılınca da yakıp
yıktığı Gıyaslı Mescit’i ve Karabağ Hanlığı’nın kurucusu Penah Ali Han’ın ikâmet
ettiği ve türbesinin de bulunduğu külliyede incelemelerde bulundu.
Penah
Ali Han Külliyesi’nde yapılan incelemelerde, Azerbaycan’ın önemli kadın
şairlerinden Hurşid Banu Natevan’ın mezarının Ermeni güçleri tarafından
açıldığı, na’şının mezardan çıkarılıp götürüldüğü ve mezarın tahrip edildiği,
heyet tarafından müşahede edildi.
(Heyetimiz,
Ağdam’ın muhtelif bölgelerinde de incelemelerini sürdürmüş ve yaşanan
tahribatın boyutunu ortaya koymak adına birçok veri toplamıştır.)
Karabağ’ın
diğer bölgelerinde olduğu gibi Ağdam’da Ermeni güçleri tarafından çok sayıda
mayın yerleştirildiği için, Heyet’in bazı bölgelerde incelemeler yapmasına
müsaade edilmedi. Zaten gerek Ağdam ve gerekse işgalden kurtarılan bölgelere
sivil girişine, henüz mayın tehlikesi sebebiyle müsaade edilmiyor. Görünen o ki,
5-6 seneye kadar yani bölgeden mayınlar temizlenmeden bu müsaade çıkmayacak.
Özetle
söylemek gerekirse, Ağdam ve tabiî tüm işgal bölgesindeki yerleşim merkezleri
harabeye dönmüş, numune olabilecek tek bir bina bile sağlam kalmamış, şehirler
ve köyler tamamen talan edilmiş durumda. Evlerin sadece taş duvarları kalmış.
Çatı, kapı ve pencereler sökülerek götürülmüş veya çapulculara yok pahasına
satılmış. Ne hazindir ki, 100 bin nüfuslu Ağdam, hayâlet görüntüsü oluşturan
bir harabeye dönüşmüş.
100 bin nüfuslu Ağdam'dan geriye
kalan tek bina; yakmışlar, yıkamamışlar.
***
Saha
incelemelerinin ikinci durağı, İkinci Karabağ Savaşı sırasında Ermeni saldırılarının
hedefi olan Terter rayonu oldu. Terter Valisi Müstegim Memmedov, heyetimizi
karşıladı ve savaş sırasında Terter’de yaşanan gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Resmî kayıtlara göre savaş esnasında Ermeni ordusunun Terter’deki sivil
yerleşim birimlerine yaptığı saldırılar sonucunda biri çocuk ve biri de kadın
olmak üzere 16 sivil yaşamını yitirmiş.
Bunun
yanında, saldırılarda 508 tarla zarar görmüş ve yaklaşık bin tane küçükbaş
hayvan telef olmuş. Heyetimiz, Terter’deki incelemeler kapsamında, savaş
sırasında füzelerle vurulmuş ve büyük bir tahribata uğramış bir pamuk işleme
fabrikasını, iki pamuk deposunu ve sivillere ait evleri ziyaret ederek konuya
ilişkin olarak yetkililerden bilgi aldı. Ermeni güçleri Terter’e üç adet yasaklı
Smerç füzesi fırlatmış ve yapılan incelemelerde bu füzelerin bazı parçalarının
şehrin merkezinde yer aldığına şahitlik edilmiştir.
Heyetimiz,
Ermenistan saldırılarından zarar gören Terter’e bağlı Sehlebad köyünü de
ziyaret etti. Savaş alanlarının çok gerisinde olmasına rağmen saldırılardan
zarar gören köyün mezarlığında gözlemlerde bulunuldu. Mezarlıkta yapılan
incelemelerde, atılan füzeler sonucunda birçok mezarın zarar gördüğü tespit
edildi. Öyle ki, 44 Gün Savaşı sırasında mezarlıkta defin işlemi yapılırken
dahi Ermeniler füze saldırısında bulunmuşlar. Terter Valisi’nin aktardığına
göre, bu saldırılar sonucunda 4 sivil yaşamını yitirirken, 4 sivil de ağır şekilde
yaralanmış.
Ayrıca
Azerbaycan heyetindeki yetkililere, Ermenilerin tarihe, doğaya ve insanlığa
yaptığı bu zulmün nesiller boyu anlatılabilmesi için açık hava müzeleri
yapılması önerisinde bulundum. Şehirlerin bir kısmı bu hâlleri ile saklanmalı,
dünyaya ve gelecek nesillere gösterilerek her şey anlatılmalı. Önerimiz ilgi
ile karşılandı.
Ziyaretlerimiz
neticesinde gördük ki, sözde soykırım mücadelesi veren Ermenistan, gerçek
soykırım yapan ve yapmaya devam eden de Ermenistan!
Yeryüzünde
bunlar kadar zalim ve kindar bir topluluk bulmak çok zor…
Miktat Genç, Türk Kızılay Mamak Şube
Başkanı