Azerbaycan ilerledikçe, Batı, barış elçiliğine yeniden soyunacak

Bu tavır aslında yeni değil! Biz bu tavrı Bosna’dan biliyoruz. Biz bu tavrı Filistin’den biliyoruz. Batı dünyası, Bosna Savaşı’nda soykırımı durdurmak için hiçbir şey yapmamıştı. Hattâ Srebrenitsa’da silahsız Boşnakları Sırplara bizzat BM askerleri teslim etmişti. Sırplar da 8 bin 372 Boşnak’ı birkaç güç içinde katletmişti. Katliam sonrasında Boşnaklar toparlanıp ilerleme sağlamaya başlayınca, Batı hemen savaşın sonlandırılması ve müzakerelere dönülmesi gerektiğine dair açıklamalar yaparak Boşnaklar üzerinde baskı kurmaya başlamıştı.

ERMENİSTAN’IN Azerbaycan’a saldırmasının ardından patlak veren ve Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ’da yoğunlaşan çatışmalardan sonra Azerbaycan’ın Ermenilere karşı üstünlük kurduğu görüldü. Cepheden gelen haberler Azerbaycan güçlerinin ilerlemesinin devam ettiği yönünde. Çatışmaların seyrinin Ermeniler lehine geliştiğinin görülmesinden sonra dünyadan ardı ardına açıklamalar yapıldı.

Rusya, acilen ateşkesin sağlanması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Avrupa Birliği, Azerbaycan-Ermenistan cephe hattında çatışmaların acilen durdurulması ve ön şartsız müzakerelere dönülmesini gerektiği yönünde çağrıda bulundu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT), Minsk Grubu himayesinde ön şartsız olarak müzakerelere dönülmesi gerektiğini belirtti. NATO’dan da “Taraflar acilen çatışmaları durdurmalı” açıklaması geldi.

Benzer bir açıklama da Almanya’dan geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “İki tarafa da tüm savaş eylemlerini acilen durdurma çağrısında bulunuyorum” dedi ve AGİT Minsk Grubu’nun arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Fransa, AB ve Almanya’ya benzer açıklama yaptı. Ardı sıra da ülkemizi suçladı.

İran, Azerbaycan ve Ermenistan’ı acil olarak çatışmayı durdurmaya davet etti. Dışişleri Sözcüsü Said Hatibzade, “İran, Azerbaycan ve Ermenistan’ı ihtiyatlı davranmaya davet ediyor” dedi.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, düşmanlıkların ikili olarak durdurulması çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çatışmayı kınadı. Avrupa’da Güvenlik ve İşbirliği Örgütü de düşmanlıklara son verilmesi çağrısında bulundu.

Amerikan Devletleri Örgütü Genel Sekreteri Luis Almagro, Azerbaycan’ın saldırılarını durdurmasını istedi.

Arnavutluk, Arjantin, Kanada, Çin, Yunanistan, Suudi Arabistan, İngiltere, Uruguay ve Vatikan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda devlet, çatışmaların durdurulması ve müzakerelere dönülmesi yönünde çağrıda bulundu.

Açıklamaların sayısını arttırmak mümkün ama özünde her biri benzer yöndendi.

Çağrıların alt metninde ne var?

Bu açıklamalar görünüşte çatışmaları sonlandırmaya yönelik gibi görünse de dipnotlarına, alt metinlerine ve açıklama yapan ülke ve aktörlerin meseleye ilişkin takındıkları tavra baktığımızda, hemen hepsinin amacının çatışmaları değil de sadece Azerbaycan’ın ilerleyişini durdurmak olduğu görülüyor. Çünkü açıklamaların hiçbirinde Azerbaycan’ın haklılığı teyit edilmezken, Ermenilere de işgal ettikleri topraklardan çekilmeleri gerektiğine dair en küçük bir ima dahi bulunulmuyor.  

Takip edebildiğim kadarıyla dünyada bizim dışımızda Bosna-Hersek, Pakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk Konseyi, Ermenilerin işgal ettikleri topraklardan çekilmesi gerektiğini söyledi. 

Özünde savaşı durdurmaktan ziyâde Azerbaycan ilerleyişini durdurmayı hedefleyen açıklamalarda dikkat çeken bir husus da Hıristiyan dünyasında tek bir istisnanın dahi Azerbaycan’ın haklılığına dair tek bir cümle, hattâ ima yollu çağrının dahi bulunmaması...

Bu tavır aslında yeni değil! Biz bu tavrı Bosna’dan biliyoruz. Biz bu tavrı Filistin’den biliyoruz. Batı dünyası, Bosna Savaşı’nda soykırımı durdurmak için hiçbir şey yapmamıştı. Hattâ Srebrenitsa’da silahsız Boşnakları Sırplara bizzat BM askerleri teslim etmişti. Sırplar da 8 bin 372 Boşnak’ı birkaç güç içinde katletmişti. Katliam sonrasında Boşnaklar toparlanıp ilerleme sağlamaya başlayınca, Batı hemen savaşın sonlandırılması ve müzakerelere dönülmesi gerektiğine dair açıklamalar yaparak Boşnaklar üzerinde baskı kurmaya başlamıştı.

Öyle zannediyorum ki, aynı şey Karabağ meselesinde de tekrar edecek. Azerbaycan, Ermenilerin işgal ettikleri toprakları ne kadar çok geri alırsa, Batı dünyasının Azerbaycan üzerindeki baskısı da o kadar çok artacak. Ama bunu yaparken barış elçisi gibi davranmayı da ihmâl etmeyecek.