ERMENİSTAN’IN Azerbaycan’a saldırmasının ardından patlak veren ve
Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ’da yoğunlaşan çatışmalardan sonra
Azerbaycan’ın Ermenilere karşı üstünlük kurduğu görüldü. Cepheden gelen
haberler Azerbaycan güçlerinin ilerlemesinin devam ettiği yönünde. Çatışmaların
seyrinin Ermeniler lehine geliştiğinin görülmesinden sonra dünyadan ardı ardına
açıklamalar yapıldı.
Rusya, acilen ateşkesin sağlanması gerektiği yönünde
görüş bildirdi. Avrupa Birliği, Azerbaycan-Ermenistan cephe hattında
çatışmaların acilen durdurulması ve ön şartsız müzakerelere dönülmesini
gerektiği yönünde çağrıda bulundu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı
(AGİT), Minsk Grubu himayesinde ön şartsız olarak müzakerelere dönülmesi
gerektiğini belirtti. NATO’dan da “Taraflar acilen çatışmaları durdurmalı”
açıklaması geldi.
Benzer bir açıklama da Almanya’dan geldi. Almanya
Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “İki tarafa da tüm savaş eylemlerini acilen durdurma
çağrısında bulunuyorum” dedi ve AGİT Minsk Grubu’nun arabuluculuk yapmaya hazır
olduğunu söyledi.
Fransa, AB ve Almanya’ya benzer açıklama yaptı. Ardı
sıra da ülkemizi suçladı.
İran, Azerbaycan ve Ermenistan’ı acil olarak çatışmayı
durdurmaya davet etti. Dışişleri Sözcüsü Said Hatibzade, “İran, Azerbaycan ve
Ermenistan’ı ihtiyatlı davranmaya davet ediyor” dedi.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, düşmanlıkların
ikili olarak durdurulması çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres
ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çatışmayı kınadı. Avrupa’da Güvenlik ve
İşbirliği Örgütü de düşmanlıklara son verilmesi çağrısında bulundu.
Amerikan Devletleri Örgütü Genel Sekreteri Luis
Almagro, Azerbaycan’ın saldırılarını durdurmasını istedi.
Arnavutluk, Arjantin, Kanada, Çin, Yunanistan, Suudi
Arabistan, İngiltere, Uruguay ve Vatikan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda
devlet, çatışmaların durdurulması ve müzakerelere dönülmesi yönünde çağrıda
bulundu.
Açıklamaların sayısını arttırmak mümkün ama özünde her
biri benzer yöndendi.
Çağrıların alt metninde ne var?
Bu açıklamalar görünüşte çatışmaları sonlandırmaya
yönelik gibi görünse de dipnotlarına, alt metinlerine ve açıklama yapan ülke ve
aktörlerin meseleye ilişkin takındıkları tavra baktığımızda, hemen hepsinin
amacının çatışmaları değil de sadece Azerbaycan’ın ilerleyişini durdurmak
olduğu görülüyor. Çünkü açıklamaların hiçbirinde Azerbaycan’ın haklılığı teyit
edilmezken, Ermenilere de işgal ettikleri topraklardan çekilmeleri gerektiğine
dair en küçük bir ima dahi bulunulmuyor.
Takip edebildiğim kadarıyla dünyada bizim dışımızda
Bosna-Hersek, Pakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk Konseyi,
Ermenilerin işgal ettikleri topraklardan çekilmesi gerektiğini söyledi.
Özünde savaşı durdurmaktan ziyâde Azerbaycan
ilerleyişini durdurmayı hedefleyen açıklamalarda dikkat çeken bir husus da Hıristiyan
dünyasında tek bir istisnanın dahi Azerbaycan’ın haklılığına dair tek bir cümle,
hattâ ima yollu çağrının dahi bulunmaması...
Bu tavır aslında yeni değil! Biz bu tavrı Bosna’dan
biliyoruz. Biz bu tavrı Filistin’den biliyoruz. Batı dünyası, Bosna Savaşı’nda
soykırımı durdurmak için hiçbir şey yapmamıştı. Hattâ Srebrenitsa’da silahsız
Boşnakları Sırplara bizzat BM askerleri teslim etmişti. Sırplar da 8 bin 372
Boşnak’ı birkaç güç içinde katletmişti. Katliam sonrasında Boşnaklar toparlanıp
ilerleme sağlamaya başlayınca, Batı hemen savaşın sonlandırılması ve
müzakerelere dönülmesi gerektiğine dair açıklamalar yaparak Boşnaklar üzerinde
baskı kurmaya başlamıştı.
Öyle zannediyorum ki, aynı şey Karabağ meselesinde de tekrar edecek. Azerbaycan, Ermenilerin işgal ettikleri toprakları ne kadar çok geri alırsa, Batı dünyasının Azerbaycan üzerindeki baskısı da o kadar çok artacak. Ama bunu yaparken barış elçisi gibi davranmayı da ihmâl etmeyecek.