Azerbaycan Büyükelçiliğine saldırının perde arkası

Savunma sanayii teknolojileri, fikrî iktidar ve gelecek için gençlerin inşâ edilmesi Türkiye’nin stratejik hedefleridir. Bunun engellenmesi, Türkiye’nin kabuklarını kırmasına sekte vurmaktır. Aziz Türk milleti bu saldırılara müsaade etmeyecektir.

TÜRKİYE, bölgesinde ekonomi, savunma ve fikir açısından güçlü olmak zorundadır. Batıda İslâm düşmanlığı, doğuda Çin, kuzeyde Rusya, güneyde ise otuz devlet etrafımızı sarmış durumdadır. Türkiye düştüğünde, onu paylaşmak için tek dişi kalmışlar beklemektedir. 

Bugün Suriye ve Irak’ta ABD, Rusya, Fransa ve İngiltere ne arıyor ise Türkiye düştüğünde bunun on katının Türkiye için yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Batı’nın 1720 yılından beri Türkiye üzerine oyunları, küçük bir çorak arazide Türklerin varlık göstermesi hakkındadır.

Türkiye üzerine oynanan oyunlar içeriden ve dışarıdan hat safhaya ulaşmıştır. Tahminim odur ki, yakın gelecekte Türkiye’de güneş başka doğacak. Ancak ülkenin dört taraftan kıskaca alınması canhıraş bir şekilde öldürücü darbenin indirilmek istendiğini gösteriyor.

Haricî düşmanın alt edilmesi bu aziz millet için kolaydır. Dâhilde ise hırs, kin, nefret, iktidar düşkünlüğü ve benzer durumlar ile gözleri dönmüşler, hariçtekiler gibi davranıyorlar. Bu durum dün de böyle idi, bugün de böyledir.

Türkiye’yi kabına sığdıramayanlar dostları üzerinden de saldırmaya başladılar. İran’daki Azerbaycan Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı tam da bu aşamada gerçekleşti. Türk İHA’ları Karabağ’da Azerbaycan’a yardım ettiğinde Fransa, İran, Rusya ve diğer Batılı ülkeler Ermenistan’ın yanında yer aldılar.

Bu büyük strateji şimdilerde İran’daki Azerbaycan Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı ile devam etmektedir. Başka bir gün başka bir Türk devletine de saldıracaklar. Bunun mihmandarı Rusya’dır. Rusya’nın asla vazgeçemeyeceği plân, Türk devletlerinin ortak alfabe kullanmasıdır. Bu durum Rusya tarafından adım adım takip edilmektedir.

Bugün İran’daki Azerbaycan Büyükelçiliğine düzenlenen saldırının misillemesi yarın Azerbaycan’daki İran Büyükelçiliğine düzenlenecek saldırı ile misilleme bulması hâlinde ABD, Haçlı zihniyeti, Rusya, İngiltere ve Çin, Türkiye üzerine birlikte hareket etmeyi tetikleyecektir.

Türkiye böyle bir aşamada seçime gidiyor. Aziz milletimizin kuantum iç politika ile gereğini lâyıkıyla yapacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu aziz millet gereğini lâyıkıyla yapacağı için etekleri tutuşanlar hukuk dışı tali yollar ile mesafe almaya çalışıyorlar.

Bilim insanları açık ve net olarak doğruları bütün çıplaklığı ile ortaya koymak, çözüm önerilerini sunmak zorundadırlar. Satılık zihin sahiplerinin böyle bir düşüncelerinin olduğunu iddia edemeyiz. Doğruların zamanında söylenmesi zor iştir.

Kuantum mekaniğinin oluşmasına destek veren ikinci kişi olan Einstein, Klasik Newtoncu düşünceye sahip olarak hayat sürmüştür. Bu gerçeği son zamanlarda dile getirense Michio Kaku olmuştur. Ancak kuantumun asıl mimarı sanki Einstein imiş gibi bilinmeye devam etmektedir. Zamanında cesur adımlar atamayanların fikir dünyası insanlığı yanlış yönlendirmiştir.

Benzer durum Türkiye için de geçerlidir. Türkiye, Türk cumhuriyetleri ve İslâm coğrafyasının birlikte hareket etmesinin önüne ne kadar engel konulmak istenmişse hepsi şimdi konulmuştur. Allah (cc) bu engelleri ve oyunları bozacaktır.

İran’daki Azerbaycan Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı tam olarak bu birlikteliği baltalamayı, bölmeyi ve hiç dirilmeyecek şekilde öldürmeyi amaç edinmiştir. Bu tür saldırılara hazırlıklı olmak gerekir.

Bu nedenle Türkiye, bölgesinde en güçlü ülke olmak zorundadır. Savunma sanayii teknolojileri, fikrî iktidar ve gelecek için gençlerin inşâ edilmesi Türkiye’nin stratejik hedefleridir. Bunun engellenmesi, Türkiye’nin kabuklarını kırmasına sekte vurmaktır. Aziz Türk milleti bu saldırılara müsaade etmeyecektir.