Ayasofya’yı dinlemek

Dijital Çağ’ın yürütücüsü ve yeni düzenin lideri olmayı plânlıyorsak, özgürleşmek ve özgürleştirmek hikâyemizi kendimiz yazmalıyız. Ayasofya, bugün yeniden özgürlüğünü bekliyor! Ayasofya, vicdanı kurumuş insanlığa vicdan adası Türkiye’den hakikati haykıracağı günü bekliyor!

İSTANBUL’UN Fethi, Ayasofya’nın özgürleştirilmesiyle çağ kapayıp çağ açan bir hamleye dönüşmüştür.

Zira Fâtih’in kanaatindeki Ayasofya, içerisinde insanların aldatıldığı en büyük mabetti.

Doğrudan haberdar olmadığı bilgi hakkında insan; tarih, psikoloji ve edebiyat motorlarını çalıştırarak o bilgiye aklınca vâkıf olur.

Bu anlamda Ayasoyfa, karanlığıyla bilinen Orta Çağ’ın en büyük sembollerinden biriydi.

Zira haklılığa hakikat bilgisi üzerinden değil, büyüklüğün gücü üzerinden bakılıyordu o çağda.

Ayasofya, bu büyüklüğün gücü referansını yansıtması düşüncesiyle inşâ edilmişti.

Fâtih’in bakışı Ayasofya’nın mimari yapısına hayranlığı da kapsıyor olabilirdi elbette; ancak mabedin, hakikatin anlatıldığı ve insanların gerçek bilgiyi aralarında yayacakları en büyük merkez olması bakımından daha mühimdi Ayasofya'nın varlığı.

İçerisinde bâtılın ve tiranların simgelerini taşıyan Ayasofya, fetihle birlikte bu simgelerden temizlenip Ahad olan Allah’ın ismini taşıyan levhalarla donatıldı.

Zira hakikatin kapısı buradan açılmalıydı. Minareler de bu hakikati seslendirmek için dikildi.

***

Cihan İmparatorluğu’nun tarihten silinmesiyle birlikte, pozitivizm Nazileri tarafından radikalize edilen her kurum gibi, geçmişle husûmeti olanlarca Ayasofya’ya da ilişildi ve İslâm mabedi kimliği elinden zorla aldırıldı.

Birileri, Anadolu topraklarına o gün yeniden Orta Çağ’ı yaşatacaklarının sinyalini böylece vermişlerdi. Yakın Çağ’daki ihtilâlci ve kendisinden olmayana düşman/öteki gözüyle bakan anlayışın Orta Çağ’dan bu yüzden farkı yoktur.

Ancak her çağ değişimi gibi, Yakın Çağ’dan Dijital Çağ’a net geçişin de bir milâdı vardır.

Bu milât, bugünlerde yaşanmaktadır!

Bugün Dijital Çağ’ı başlatan, bir insan yahut millet değildir. Ancak her çağda olduğu gibi, yürütücüsü bu kez de insan olacaktır.

***

Zamanın rûhunu yakalayabilmek için evvelâ özgürleşmek, karanlıktan kurtulmak ve kurtarmak lâzım gelir.

Bu yüzden Dijital Çağ’ın yürütücüsü ve yeni düzenin lideri olmayı plânlıyorsak, özgürleşmek ve özgürleştirmek hikâyemizi kendimiz yazmalıyız.

Ayasofya, bugün yeniden özgürlüğünü bekliyor!

Ayasofya, vicdanı kurumuş insanlığa vicdan adası Türkiye’den hakikati haykıracağı günü bekliyor!

Kötülük putlarının yıkıldığı, sermayelerin bir fayda vermediği, modern tiranların siluetlerinin silindiği bu çağın başlangıcında Ayasofya, El-Ehad olan Allah’ın İsm-i Celâliyle özgürleşmek istiyor.