AYASOFYA Camii’nin 89
yıllık cemaat hasreti bitiyor!
Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla hazırlanan davetli listesindekileri, Diyanet
İşleri Başkanı Ali Erbaş şahsen arayarak davet etti. Beklendiği gibi, bu davete
icabet edeceklerini bildiren siyasiler olduğu gibi, “mazeret” bildirenler de
oldu.
Bu
arada, özellikle sosyal medyada, “namaz için davete” tepki koyan bir kitle
gelişti. Biz de merak ettik “Namazın
daveti ezandır” diyenlerin hayatlarında kaç kere bu davete icabet ettiklerini…
Tamam,
her koyun kendi bacağından… Ama yaşamadığı, bilmediği bir konuda ahkâm kesmeye
kalkanları görünce düşünmeden edemiyor insan…
Aslında
işin içindeki herkes biliyor ki, Erbaş’ın telefonu, bir namaz daveti olmaktan
öte, bir açılış organizasyonunun davetidir. Pandemi koşullarına bağlı olarak,
sınırlı sayıda konuğun katılacağı bu organizasyonda yer alacak olanlar, daha
önce cami statüsündeyken görmedikleri Ayasofya’da, şahsî tarihleri açısından da
bir ilk yaşayacaklar ve açılışı bir Cuma namazı ile taçlandıracaklardır.
Evet,
hem açılış, hem de devlet ve siyaset erkânının buluşması sebebiyle kameralar
önünde gerçekleşmesi kaçınılamaz bu namazın. Ancak, orada kameralar olacağını
bildiği hâlde bu heyecanı yaşamak isteyen ve kameraları umursamayacak binlerce
davetli-davetsiz misafirin kılacakları namazı teşhircilik gibi itham edecek
cümleler sarf etmek, kimsenin hâddine olamaz!
CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adına yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun
kameralar önünde namaz kılmayı doğru bulmadığı bildirilmiş. Ancak merakımız
bizi rahat bırakmadığı için soruyoruz şimdi: Bu açıklamada sehven “u” harfi
yerine “i” harfi kullanılmış olabilir mi? Öyle ya, “(…) Namaz kılmayı doğru
bulmuyor” ile “(…) Namaz kılmayı doğru bilmiyor” arasında çok küçük bir fark var!
Her
neyse… Seyyid olduğunu iddia edecek kadar dini siyasete alet eden birinin namaz
kılmayı bilmediğini düşünmek istemiyorum.
Geçici
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da daveti geri çevirenler arasında.
İstanbul’un fetih yıldönümünde Fatih Sultan Mehmed’in kabrini ziyaret ederken
gösterdiği lâkayt tavrı, menşei belli olmayan bir tabloya yaklaşık 8 milyon TL
ödeyerek örtmeye çalışmıştı bu zat. Ancak, başkanı olduğu şehir gibi Fatih’in
emaneti olarak günümüze kadar gelen ve aslına rücû etmesini milyonların
kutladığı Ayasofya Camii’nin tarihî açılışı onun için de pek bir anlam ifade
etmemiş olacak ki o günü Lozan kutlamaları için Ankara’da geçirecek.
Bu
arkadaş ya nerenin belediye başkanı olduğunu kavrayamamış henüz ya da fikir ve
söylemleriyle mutlu ettiği Yunanistan’a yaranma sevdâsı daha ağır basmış.
Meral
Akşener, beklendiği gibi daveti kabûl eden muhalif isimlerden. Temsil ettiğini
iddia ettiği siyâsî kitleye seçimlerdeki kirli ittifakı bir şekilde
anlatabilmiş olsa da Fatih’in vasiyetini kurtaran tarihî hamleye kayıtsız
kalması siyaseten beklenemezdi. Cami içinde kadınlara ayrılacak bölümün önemli
isimlerinden olacak, nasipse…
Gelelim
CHP’nin son Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye… İnce, daha açılış tarihi
belli olduğunda ifade etmişti davet edilirse ilk namaza iştirak edeceğini.
Artık kendi partisinde bile şamar oğlanına dönen İnce’yi, hakaretten hükümlü il
başkanları Kaftancıoğlu bile “Muharrem
Bey bizim yerimize de kılsın” diyerek yalnız bırakmıştı. Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden
sonra pek görememiş olsak da her gün Cuma namazı kılan Muharrem İnce’nin bu
Cuma’yı da kaçırmayacak olması gönlümüze su serpti. Şaka bir yana, resmî CHP
politikaları ile İnce arasındaki derin uçurum bir kez daha su yüzüne çıkmış
oldu.
Aslında
derdimiz, kimin namaz kıldığı, kimin kılmadığı değil. Kim tarihimize daha fazla
saygı gösterisinde bulunuyor, onu değerlendiriyoruz. Bugünkü siyâsî beklentileri
ile Fatih’in vasiyetine sahip çıkanlar da, farklı siyâsî ihtiraslarla bu mirası
reddedenler de olacaktır. Ancak 24 Temmuz, Ayasofya’nın zincirlerini kırıp özgürlüğüne
kavuştuğu gün olarak hâfızalarımıza kazınacak bir gündür.
Ne
mutlu bu kutlu açılışa yerinde tanıklık edeceklere, ne mutlu bu açılışı bir
Cuma namazı ile süsleyip anlamına anlam katacaklara!
Ayasofya
Camii’nin yeniden açılışına vesîle olan herkesten Allâh râzı olsun…