ÖNÜMÜZDEKİ seçimleri önemli kılan, “2023” üst
başlığı itibariyle Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’ncü yıldönümüne denk
gelmesidir.
Verdiği
kurtuluş mücadelesinden zaferle çıkan ülkemizde, geride bırakılan yüz yıllık
süreçte geçirdiği siyâsî ve ekonomik badirelere rağmen yürütülen faaliyetler ve
yapılan yatırımların kim tarafından gerçekleştirildiği her dönem konuşulur
oldu. Dün yapılan reformlar nasıl günümüzde de ehemmiyetini koruyorlarsa, ondan
sonra yapılanlar da yarın aynı belleklerde yer edinecekler.
Cumhuriyet’in
ilânından sonra ülkeye kazandırılan Boğaziçi (15 Temmuz Şehitler) Köprüsü,
Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve
otoyollar ilk akla gelenler…
Birinci
Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından gerçekleştirilen reform ve yatırımların yanı
sıra, yarım kalanların tamamlanması yahut güncellenmesi ise son Cumhurbaşkanı Erdoğan’a
nasip olmuş durumda…
Sıklıkla
nitelediğimiz “Eski Türkiye” terimi, dünden kalan alışkanlıkların tek başlık
altında ifade edilmesinin adıdır.
16 Nisan
2017 tarihinde gerçekleşen halk oylaması ile Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi
oylanmış, müteakiben yapılan seçimde Recep Tayyip Erdoğan, halkın oyuyla
seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Gerek Başbakanlığı döneminde, gerekse halen
oturmakta olduğu koltukta iken onun hakkında “Atatürk’ün izlerini siliyor”
cümlesini kuranlar, Başbakanlık için inşâ edilen yerleşkeyi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne
dönüştürmesini ve Çankaya Köşkü’ne çıkmayışını buna örnek gösterdiler.
Atatürk
Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi üzerine Ankapark yapılmasının, Basın Yayın
Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün adının “İletişim Başkanlığı” olarak
değiştirilmesinin, son olarak parlamenter sistemin yerine de Cumhurbaşkanlığı
Sistemi’nin inşâ edilmesinin altında yatan ana nedenin Cumhuriyet’in kuruluş
döneminden kalan bina ve kurumlardan “Atatürk” adının silinmesinin yattığını öne
sürdüler...
Hızlarını
alamadılar, İstanbul Atatürk Havalimanı’nı pasif hâle getirerek “Yeni İstanbul
Havalimanı”nı yaptırdığını, eski havalimanı yerleşkesine önce Kovid-19 yükünü
omuzlayan bin 8 yataklı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin inşâ
edildiğini, sonrasında ise “Millet Bahçesi”ne dönüştürüleceğini seslendirdiler.
Seslendirdiler de, kendisi hakkında yapılan iddialara gülerek cevap veren Erdoğan,
geçen hafta, “2023’e iki kala”, üç önemli etkinliğe imza attı.
Bunlardan ilki,
Eski Hipodrom olarak da bilinen, Ankara Atatürk Kültür Merkezi (AKM)
sınırlarında yapımı tamamlanan ve 637 bin metrekarelik alan üzerine kurulu “Ankara
Millet Bahçesi”nin açılışını gerçekleştirmesiydi. Yeni adıyla Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığınca (TOKİ Başkanlığı yönetiminde) tarafından iki
yılda yapılan bahçe, açılır açılmaz Ankaralıların yoğun ilgisini çekti.
İkinci
etkinlik Anıtkabir’deydi. Anıtkabir Şeref Defteri’ne, “Cumhuriyetimizi 2023 hedefleriyle buluşturmakta kararlıyız” ifadesini
yazan Erdoğan, bu kararını teyit etmek için üçüncü ve son etkinlik için
İstanbul’daydı. Gezi Olayları’nın mihenk taşlarından biri olan ve 13 yıldır
hizmet vermeyen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM), 30 Mayıs 2018 tarihinde
yıkıldı ve aslına sadık kalınarak yeniden yapıldı.
Yeni AKM
binasının açılışı, Cumhuriyet’in 98’inci yılı kutlamaları çerçevesinde, 29 Ekim
2021 tarihinde Erdoğan tarafından gerçekleştirildi.
Ardı arkası gelmeyen
engellemelere ve yargı süreçlerine karşın teknolojinin son imkânlarıyla
yenilenen AKM, Halit Refiğ’in senaryosundan uyarlan ve bir dünya prömiyeri olan
Sinan Operası ile sanatseverlerle yeniden buluşmuş oldu.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, “AKM,
ülkemizin kültür-sanat nabzının attığı yer olarak asırlar boyunca ayakta kalacaktır”
cümlesini kurdu.
“1969
yılından beri, İstanbul’un kalbinde yer alan ve kültür-sanat merkezi olarak
hafızalara kazınan AKM’nin girişinde yapılan çelik konstrüksiyonlu ve 15 bin
özel seramik parçasından oluşan kırmızı kürede yer alan 2 bin 40 kişilik
izleyici kapasitesine sahip salonda sahne almak en büyük hayâlim!” dersem
abartmış olmam!
Merak
ettiğim, dün itiraz edenlerin, benim gibi o sahnede izleyiciyle buluşmak
isteyip istemedikleridir.
Umarım, 95
bin metrekare kapalı alana sahip yeni binanın açılışında sergilenen Sinan Operası’nda,
Sinan ve Kanunî arasında gelişen dostluğun bir benzeri kendi sanatçılarımız ile
kendi siyasetçilerimiz, velhâsıl kendi insanımız arasında da gelişsin…
Yeni AKM,
sadece İstanbulların değil, tüm Türkiye’nin, hatta insanlığın hizmetine açıldı.
Türk kültür ve sanat hayatına yakışır vaziyette muazzam bir eser meydana
getirenlere buradan kalbî şükranlarımızı sunuyoruz.