“BİR serserinin
alçakça işi!” deyip geçecektik belki. Fakat baktık ki, CHP İzmir İl Başkanı
sevinçle sahiplenmiş…
Evet,
İzmir’de camilerin ses düzeneklerinden yayınlanan şarkı hâdisesinden
bahsediyorum.
Bu
hâdiseye ilişkin görüntüler önüme geldiğinde iki saniyeden fazlasına dayanamadım.
Gözlerimin
önüne Kafkaslarda, Balkanlarda, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da bombalarla
yıkılan minare görüntüleri geldi.
Zira
minare, varlığın simgesiydi ve özellikle hedef olarak seçilmişti…
Söz
konusu olayın 18’inci yüzyıldan kalma kotarılmış bölge anlayışıyla
gerçekleştirilmiş ve de sahiplenilmiş olması öyle yaraladı ki…
Bu
ülkenin kurucusu olduğunu iddia eden siyâsî partinin bölücülüğe doğrudan
oynadığını görmek, ülke siyasetinin geldiği noktaya tanıklık açısından öyle
içler acısı ki…
***
İzmir’den
birkaç gün önce de Ankara’da bir fecaat yaşandı.
Hacı
Bayrâm-ı Velî Hazretlerinin temiz kabirlerinin hemen yanı başında, “Ankara’yı
tanıtmak” amacıyla motosikletlerin kullanıldığı bir çekim yapıldı.
O
avluyu iyi bilirim ki, Hazret-i Pîr’i ziyarete gelen ehl-i ilim, o temiz kabri
ziyaret ederken hürmetlerinden ayaklarını sürüye sürüye ilerler, ses etmemeye
gayret eder, ayrılırken geri geri ökçeleri üzerinde giderler.
O
avludaki bu kültürden zerre-i miskâl nasiplenmemiş ve Ankara’yı tanıtmayı Hacı
Bayrâm Camii avlusunda motosiklet videosu çekerek yapacağını zanneden
kimselerin Ankara’yı yönettiğini görmek ne acı!
Ha
bir de, Ankara’da İstanbul’daki kişinin tavrıyla “6 milyon Ankaralının Başkanı”
ifadesi yürür olmuş…
“Yerel
hükûmet” dedikleri safsataya ne kadar inandıkları daha da ayyuka çıktı belli
ki…
Ancak
Hazret’in huzurunu kaçıranların hangi milyonlara nerede başkan olacaklarını
Allah daha iyi bilir!
Öyle
ya, yıllar önce Hazret-i Pîr’in yanı başına umumhane diken o anlayış, bulduğu
en yakın fırsatta Ankara’nın en önde gelen mânevî ismine bu kez de böyle
saldırmaktan yine ar etmiyor!
***
Fakat
ne kadar eğlenirlerse eğlensinler, bu millet olup biteni seyretmekle kalmaz, ar
damarı çatlayana arın ne olduğunu büyük bir zevkle öğretir.
Demokrasi
bunun için vardır!
Bir
yılda çene egzersizinden başka bir icraata yönelmeyen İstanbul, Ankara ve İzmir
Büyükşehir Belediyelerinin yönetim tavırlarını İstanbullu, Ankaralı ve İzmirli
hemşehrilerimiz doğrudan puanlıyorlar.
Mutlak
sondan ne kayarak, ne motora binerek, ne de Çav Bella dinleyerek
kurtulabilirsiniz.
Millî irade büyük sillesini yine indirecek ve bu toprakların değerlerine karşı savaşanlar kaybedecekler!