Anne ve babalara mektup (2): Mükemmel anne-baba

Şu gerçek bilinmeli ki, herkes tarafından kabul edilen mükemmel anne ve babalık yoktur. Her anne baba, kendi çocuğu için ideal anne baba olma gayretini göstermelidir. İdeal veya mükemmel ebeveynlik, doğrudan kitaptan veya akademik çalışmalardan öğrenilmez.

EĞİTİM, özellikle çocukların hayata daha güçlü hazırlanmaları yönünde gündemden düşmeyen özelliğini koruyor. Eğitim-öğretim sistemlerinde uygulanan gelişimlerde bilindik klasik yaklaşımların dışına çıkılmaya başlandı. Geniş aile yaşantısından uzak yetişen, hayatı kitaptan öğrenen yeni anne ve babalarda hata yapmama, mükemmel olma gibi kaygılarla mükemmel çocuk yetiştirme isteği ve tavırları günden güne yaygınlaşıyor.

Aile bütünlüğünden uzaklaşan, sosyal medya ve basının haberlerine bakarak hayatı o mecralardan gördüğü ile değerlendiren genç anne ve babalar, aman hata yapmayalım!

Hepsi de çocuklarının kendine güvenli, başarılı, sağlıklı, kendi ayaklarının üzerinde duran bireyler olmasını amaçlarken, tüm iyi niyetli çabalarına rağmen zaman zaman hayâl kırıklığı yaşayabiliyor ve nerede yanlış yaptıklarını sorgularken bulabiliyorlar kendilerini. Bazen de sorgulamak dahi akıllara gelmiyor.

Şu gerçek bilinmeli ki, herkes tarafından kabul edilen mükemmel anne ve babalık yoktur. Her anne baba, kendi çocuğu için ideal anne baba olma gayretini göstermelidir. İdeal veya mükemmel ebeveynlik, doğrudan kitaptan veya akademik çalışmalardan öğrenilmez.

Kitaplar ve makaleler öğrenme kanallarımızı açmada, farklı bakış açıları kazanmamızda ufuklar açarlar. Tavır, davranış ve hareketlerimizdeki kontrolsüz olabilecek durumların önüne geçmede, pedagojik bilgi ve yaklaşımları öğrenmemizde, daha önce yaşanmış olan tecrübelerin aktarılmasında, çocuğun hangi yaşta nasıl bir gelişim ve değişim evresi geçirdiğini öğrenerek doğru davranmamız ve benzeri durumlarda rehberlik ederek çocuklarımızı hayata en iyi şekilde hazırlamamız yönünde katkı sunarlar.

Bizler de öğrenmek, daha çok bilmek, öğrendikçe bilgimizin azlığını görmek, tecrübe etmek, kullanmak, yazmak, paylaşmak yolunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni nesillerin en iyi şekilde hayata hazırlanmaları yönünde katkı sunmak için daha çok öğrenmeye, araştırmaya, aktarmaya, yazmaya devam ediyoruz. Geleceğin nitelikli anne ve babalarına rehberlik etmek amacıyla eğitim yazıları paylaşıyoruz. Geçen sayımızda “Çocuklarımıza Başarının Kapılarını Açmak” alt başlığı ile yayınlanan yazımda bahsettiğimiz temel öneri ve tavsiyelere devam ediyoruz.

Önerilere devam ediyoruz

Yanlışlarını yüzüne vurmak yerine yanlışlardan ve hatalardan ders çıkarmalarını sağlayın. Hayata ve olaylara pozitif bakmak, mutluluğun en önemli faktörlerindendir. Bizler hayata ve olaylara pozitif düşüncelerle bakar ve yaşarsak, onlar da karamsar bakış açılarından kurtulacak ve daha mutlu olacaklardır. 

Eğer çocuğumuzu eleştireceksek, onun olumlu bir yönünü gözeterek yapmalıyız bunu. Okul idaresi ve öğretmenleri ile sık sık görüşerek başarı ve devam durumlarını yakından izlemeliyiz. Çocuğumuzun iyi notlar almasının yanında zayıf almasının da normal olduğunu kabul etmeliyiz. Başarılı olabilmesi için ona destek olmalıyız. Çocuğumuz, bizlere ergenlik psikolojisinden kaynaklanan sebeplerden dolayı olumsuz tavır ve davranışlar gösterebilir, olumsuz davranışları karşısında esnek olmalıyız. Olumlu ve sevgiyle yaklaşırsak, onları daha çabuk kazanabiliriz.

Soru sordukları ya da bir şey danıştıkları zaman, çok acil işlerimiz dahi olsa mutlaka açıklama yapmalıyız. Ev ortamında veya başkalarının yanında onlara söz hakkı vererek görüş, düşünce, eleştiri ve önerilerini almalıyız. Evde yaşına uygun sorumluluklar vererek ona büyüdüğünü ve kendi başına bir şeyler yapabileceğini hissettirmeliyiz. Arkadaşlarının ve başkalarının yanında aşağılayıcı, onurunu incitecek söz, davranış ve hareketlerden kaçınmalıyız.

“Yap” ve “Yapma” türünden emir mahiyetindeki telkin cümlelerini sık sık kullanmaktan kaçınmalıyız. “Ben her şeyi senin içi yapıyorum”, “Sen olmasaydın şu anda şunu yapıyordum/yapmıştım” gibi cümleleri mümkünse hiç kullanmamalıyız (nefret doğurabilir). İllâki bir şekilde söylenmesi gerekiyorsa, direkt olarak değil, ima yollu söylenmesi daha uygun olacaktır.

Kişisel becerilerini geliştirebilmeleri yönünde onları teşvik etmeli, takıldıkları noktalarda destek olmalıyız. Özgüven, kişilik gelişiminde en önemli faktördür; özgüvenlerini geliştirecek faaliyetlere, seminerlere, kurslara katılmalarını desteklemeli ve teşvik etmeliyiz.

Hedef belirlemelerini sağlayın, hedefleri için okumanın önemini vurgulayın ve bu yönde teşvik edin. Çocuğunuzun sınırlarını iyi gözlemlemeye gayret edin. Kapasitelerinin üzerinde ve aşırı yük yüklemeyin. Çocuğunuzun yanında mevcut eğitimi sürekli eleştirmeyin. Çocuklarımız, bizlerin fazla önemsemediği hususlardan dolayı bazı sorunlar yaşayabilirler; çocuğumuzun hareket, tavır ve davranışlarında küçük de olsa farklılıklar gözlemlediğimizde ilgilendiğimizi aşırı belli etmeden, olumlu yaklaşımlarla sorunu öğrenme ve çözümünü bulma yoluna gitmeliyiz.

Çocuğunuzun okul dışındaki arkadaşlarını kontrol edin; gençler, arkadaşlarının etkisi altında daha rahat kalmaktadırlar. Uyku, yemek, ders çalışma ve diğer uğraşılara ayırdıkları zamana dikkat edin ve zamanı verimli kullanması yönünde yardımcı olun. Eğer çocuklarımızı yaşadıkları sorunlarıyla baş başa bırakır ve ilgimizi sunamazsak, asla geri dönemeyeceğimiz hataların kapısını açmış oluruz. Çocuk ebeveyniyle ve çevresiyle iletişim kuramayacağını anlayınca, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan zararlı alışkanlıklara yönelebilir.

Çocuklarımızın istediğimiz başarıyı göstermesi, bizim onlara hazırladığımız ortama bağlıdır. Onların ders çalıştığı zamanlarda yüksek sesle televizyon izleyerek, radyo dinleyerek veya konuşarak ilgilerini dağıtmış oluruz. Daha önemlisi, onlara huzurlu, mutlu bir aile ortamı hazırlamalıyız.

Evdeki huzur, başarının en önemli etkenidir. “Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuçları vardır; her sonuç yeni bir şans ve başlangıçtır” gerçeğine inanalım ve gençlerimizi bu bilinçle yetiştirelim.

Çocuklarımızla birlikte sağlıklı ve mutlu ortamlarda aydınlık yarınlara doğru el ele...