Anlamlı yatırımlar

ABD’de bir akademisyen, Türkiye’deki akademisyenden tam 5 kat daha fazla maaş alırken, ABD’deki arka sokaklarda açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan insan sayısı 45 milyon civarında. Türkiye’de ise bu rakam sadece binler basamağında… Gelin görün ki, ekonomik olarak ABD, dünyanın en güçlü ülkesi. Gelir dağılımında ise en kötü ülkelerden. ABD, 1970’lerde başladığı ekonomik daralma sürecine 2000’lerde hızlı bir giriş yaptı. Bu durum devam edecek. Enflasyon, işsizlik ve ekonomik refah, toplu kalkınma ve anlamlı rakamlarla ilgilidir. Göstermelik hiçbir ilerleme anlamlı hâle gelemez. ABD, bu durumun en acı örneğidir!

YAPILAN işlerin, faaliyetlerin, yatırımların ve kalkınmanın ancak anlamlı olması durumunda bir ifadesi vardır. Yapılan yatırım ve işlerin toplumun geneline hitap etmesi bir kabul olsa da anlamlı olmasının bir karşılığının olması gerekir. Yapılanların anlam değerinin olması, işin gerçek karşılık ve etkinliğini gösterir.

Gözle görülen maddî eşyaların ve niceliklerin ölçüm hassaslığı, kullanılan ölçü aletinin kapasitesiyle sınırlıdır. Bir cihazın ölçüm hassasiyeti ne kadar artarsa kıymeti ve fiyatı da o derece artar. Buradaki cihaz veya ölçüm aletinin ölçüm hassasiyetinin ölçülen niceliğin hassasiyetinin detayı olarak görülmesi yanlış olmaz.

Hukuk delil arar; referans noktası ise anlamlı bir niceliktir. Bir eşya, cisim veya niceliğin anlamlı olması için fark edilebilir ve değerlendirilebilir bir karşılığının olması gerektir. Çevremizdeki eşya, cisim ve niceliklerin önceden belirlenmiş bir standarda göre sayısal değerinin belirlenmesi işine “ölçüm” denir. Dünyanın kabul ettiği ve önceden belirlenmiş bu standarda ise “birim” adı verilir. Uzunluk, kütle ve zaman gibi kavramların ölçülmesi, bu niceliklerin birimi veya birimin belli bir kesrini kaç kere içerdiğinin belirlenmesi içindir. Ölçme yaparken üzerinde durulması gereken iki önemli kavram, “doğruluk ve duyarlılık/hassasiyet”tir. Duyarlılık/hassasiyet ölçümü, onu ifade eden rakam olup bir anlama karşılık gelir.

Bazen “ışık hızının yeni değeri” gibi haberlere şahit oluruz. Bunun anlamı şudur: Ölçüm yapan cihazın veya sistemin ışık hızını ölçerken ortaya koyduğu hassasiyet… Yani ışık hızını ifade eden rakamdaki artış (değişiklik)…

Genel olarak doğruluk, bir niceliğin gerçek değere olan yakınlığının bir göstergesidir. Hassasiyet ise aynı niceliğin ölçülmesinden elde edilen iki farklı değerin birbirine olan yakınlığının bir göstergesidir. Bu ölçmeler sonucunda elde edilen sayısal değerler, ölçme hataları ile birlikte verildikçe anlam kazanırlar. Bir niceliğin gerçek değeri ile ölçülen değeri arasındaki farka “hata payı” denir. 

Bir niceliği ölçerken kullanılan sayı hassasiyeti gösterirken, kullanılan rakamlara ise “anlamlı rakamlar” denir. Her ölçümde en son sayı hata payı içeren “şüpheli sayı” olarak görülürken, ölçümü ifade den bütün sayılar anlamı ifade eder. Bir uzunlukta hata payı veya şüpheli kısım, ölçüm yapan aletin/cihazın en küçük ölçü biriminin yarısı kadardır. Yani milimetre hassasiyetinde ölçüm yapılan bir uzunluğun hatası, milimetrenin yarısından az ya da fazla olabilir. Kütle, zaman, ışık şiddeti ve diğer bütün ölçümler böyle düşünülebilir.

Kelime olarak “anlam”, bir sözden, ifadeden, davranış veya olgudan anlaşılan şey, düşünce veya nesneleri ifade eder.  Bir düşüncenin, bir tasarımın, bir yatırımın ve bir kalkınma hamlesinin anlatmak istedikleri de “anlam” olarak ifade edilir.

Mânâ, konunun içeriğine karşılık gelecek şekilde anlam olarak görülebilir. “Mânâ”, maksat ve medlûl olarak bilinen ve anlatılmak istenen şeye karşılık gelip, “lafzın zihinde yansıyan tasavvuru” şeklinde de düşünülebilir.

Günümüzde yapılan işlerden Kovid-19, işsizlik ve kalkınma hamlelerinin bir anlam ifade etmesinin ölçüsü, toplumun genelini ilgilendirecek şekilde ortaya konulan verilerdir. Öncelikle bir ülkenin toplamda ekonomik açıdan zengin olması, halkının refah düzeyinin yüksek ve ülkenin de sürdürülebilir olduğunu ifade etmez. Anlamlı rakamlar, dikkat edilmesi gereken durumu ifade ederler. “1” sayının sonsuz yanında değeri (kıymeti) yoktur. 1 sayısı 100’e bölündüğünde ortaya çıkan sayı yüzde 1’dir (yüzde 1 veya 0,01). Ancak “1” sayısını sonsuza bölersek, ortaya “0” (sıfır) çıkar. Diğer bir ifadeyle, sonsuz sayısına 1 eklemek bir ifade etmez. Bunun anlamı şudur: Çok büyük sayıya ölçme birimi dışında sayı eklemek ya da çıkarmak, anlamlı değildir. 1 ton buğdaya 3-4 tane buğday eklemek ya da çıkarmak, kantarda bir etki göstermez. ABD’de Kovid-19 ölümleri çocuklar için anlamlı rakamlar sınırına ulaştığında, ciddî bilimsel dergilerin sert eleştiri ve yayınlar yapmaya başlaması bu nedenledir. ABD ve Kore gibi ülkelerin arka mahallelerinde yoksul ve insanlıktan mahrum şekilde yaşayan çok sayıda insan, dünyaya gösterilmemektedir. Ekonomi belli çevrelerin elinde olup iktisat yönetimine onlar karar vermektedir. ABD’de hem hayat şartları çok zor, hem de okuma oranı çok düşüktür. Ancak ortada bir ABD rüyası, bir de Kore hayâli dolanıyor!

ABD’de bir akademisyen, Türkiye’deki akademisyenden tam 5 kat daha fazla maaş alırken, ABD’deki arka sokaklarda açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan insan sayısı 45 milyon civarında. Türkiye’de ise bu rakam sadece binler basamağında… Gelin görün ki, ekonomik olarak ABD, dünyanın en güçlü ülkesi. Gelir dağılımında ise en kötü ülkelerden. ABD, 1970’lerde başladığı ekonomik daralma sürecine 2000’lerde hızlı bir giriş yaptı. Bu durum devam edecek.

Enflasyon, işsizlik ve ekonomik refah, toplu kalkınma ve anlamlı rakamlarla ilgilidir. Göstermelik hiçbir ilerleme anlamlı hâle gelemez. ABD, bu durumun en acı örneğidir!

ABD için çöküş, kaçınılmaz bir hâl almıştır.

İşsizlik, toplumun genelini ilgilendiren bir durumdur. Toplumda zengin ve fakir arasında uçurum oluşursa, işsizlik hiçbir zaman bitmez. Genel olarak anlamlı rakamlar sınırındaki işsizlik yüzde 5 ve altındaki rakamlardır. Yüzde 12 gibi bir işsizlikse sıkıntılı bir durumdur. Toplumun zengin-fakir arasında uçurumlar olduğunun bir göstergesidir bu. Bunun nedeni, aynı zamanı harcayarak elde edilen ekonomik getirinin çok farklı olmasıdır.

Anlamlı rakam ve yatırımın olduğu yer, son sanayi devrimidir. Burada dijital dünya ve nanoteknoloji yer almaktadır. Bir ülkenin dördüncü sanayi devrimini başarmasının tek yolu, dijital dünya ve nanoteknolojide anlamlı rakamlarla ilerleyecek şekilde bir yatırım yapmasıdır. Aksi durumda başarı elde edilmez.

Dördüncü sanayi hamlesinin Türkiye açısından anlamlı rakamları, dünyada ilk 10 sıra içerisine girmekle mümkündür. İHA ve SİHA gibi insansız araçlarda ilk 5 ülke arasına girilmesi, dijital teknolojinin bir ayağında gereklerin yerine getirildiğini gösteriyor. Benzer şekilde, yazılım, çip ve nanoteknoloji alanında da ilk 10 ülke arasına girilirse dördüncü sanayi devriminden ümitli olmak gerekir. Bu minvâlde ülkenin refah seviyesinin, işsizliğin ve kalkınmanın sağlanması için katma değeri yüksek dijital teknoloji yatırımları devam ederken yazılım, çip ve nanoteknoloji gibi alanlarda üretim zorunludur.