Altın tepside “Cumhurbaşkanlığı” sunulan Amiral

Demirel ile Ecevit’in üç dakika süren görüşmesinin ardından “üç partinin imzaladığı adaylık önergesiyle” 6 Nisan 1973 günü Fahri Korutürk 6. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıktı. “555 üyeden 365’inin oyunu alarak “Cumhurbaşkanı” seçilen Korutürk, bir gece evinde televizyon seyredip yatağa girecekken gelen bir telefonla altın fırsata konmuştu. 45 yaşına kadar evlenmemiş, ürkek, tedirgin görüntülü bir şahıstı.”

MALÛMUNUZ, 4 Nisan 2021 günü 104 amiral, Hükûmeti uyaran ve “O işler öyle olmaz, böyle olur!” cinsinden iktidara ayar vermeye kalkan bir bildiri yayınladılar. İyi ama bu bildiri hangi psikolojiden çıktı? Amiraller hangi günleri özlüyorlar? Bu konuya kimse değinmedi. Ben de onu yazayım dedim…

Bundan 48 yıl önce 6 Nisan 1973 günü, generaller, ülkemizin en önemli mevkii olan Cumhurbaşkanlığı mâkâmını siyâsîlerin elinden zorla alarak bir amirale altın tepsi içinde teslim ettiler. (Ne garip bir tevafuk! Aradan 48 yıl geçmiş ama amiraller yine sahnedeler, yine aynı heveslerin peşindeler!)

Şubat ve Mart aylarında cereyan eden süreçte Kara Kuvvetleri eski Komutanı General Faruk Gürler, Meclis’e Cumhurbaşkanı olmaya gelmiş ancak Cumhurbaşkanı olamadığı gibi kanser olup çıkmıştı.

AP’li milletvekilleri “12 Mart Muhtıracıları”ndan iki yıl sonra intikamlarını almışlardı.

Gürler, derin hayâl kırıklığıyla baş başa kendi âlemine dönerken bir yandan da Cumhurbaşkanlığı kulisleri yine büyük bir hızla başlamıştı.

Aynı akşam parti yetkililerine generaller, Cumhurbaşkanı Sunay’ın görev süresinin iki yıl daha uzatılması önerisini götürdüler.

Toplantıya katılan AP’liler, generallerin Faruk Gürler’den kesin olarak vazgeçtiklerini dolaylı bir şekilde anlamışlardı.

Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ise önce bir gazetecinin evinde gizlice AP lideri Süleyman Demirel ile görüşmüş, ardından da CHP lideri Bülent Ecevit ile temas sağlamıştı.

Ne kadar manidar ki sonradan anlattığına göre Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı Sancar’dan bu âni daveti alınca, eşiyle helalleşmiş, valizini hazırlatmıştı.

Aynı toplantıda bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, bir yandan Ecevit’e “Görüyorsunuz ki ordudan bizlerden Cumhurbaşkanlığı’na talip kimse yoktur” derken, bir yandan da “Sizin mahfuz oylarınız var, ordu rencide olmasın. Aksi hâlde bir cunta çıkar, hesapsız hareketlere girer” şeklinde Ecevit’e aba altından sopa gösteriyordu.

Nitekim bir süre sonra Faruk Gürler adaylıktan çekildi, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın görev süresinin iki yıl daha uzatılması teklifi Meclis’e geldi, “Sunay’ın görev süresi uzatılmazsa darbe yapılacak” fısıltıları yayılmaya başladı. “Sunay’ın görev süresinin uzatılma formülü aslında Muhsin Batur’a aitti.”

Çünkü Batur “Cumhurbaşkanlığı konusunda Zât-ı Âlilerinizin hizmet süresinin uzatılması Silahlı Kuvvetleri’n kesin tercihidir” şeklinde kendi görüşünü Silahlı Kuvvetleri’n görüşü olarak Cevdet Sunay’a sunmuştu.

Batur, bu formül için bizzat kulis yapıyor, Ecevit’i arayarak “Sunay’ın görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan CHP’liler ile görüşmeyi teklif ediyor, Ecevit’ten Milli Birlik ve Senato Grubu’na tesir etme ricasını alıyordu.”

Bu arada bazı etkin odaklar İsmet İnönü’nün ismini tekrar piyasaya sürmüşlerdi. “89 yaşındaki İnönü’nün ismi cumhurbaşkanı adayı olarak konuşulmaya başlanmıştı.”

İşler iyice karışmıştı. “Bir kısım CHP’liler Anayasa’nın tadili pahasına Sunay’ın görev süresinin uzatılmasına karşı çıkıyor” AP ise Demirel’in izlediği bir politikadan dolayı kendi adayı, hem de emekli General Tekin Arıburun’u seçtirmek için gayret sarf etmiyordu.

İşte tam bu minvalde Cevdet Sunay’ın süresinin uzatılmasıyla ilgili kanun teklifi Parlamento’da görüşüldü. “Sunay formülü” talihin tecellisi 300 ret oyuna karşılık 299 kabul oyu şeklinde onaydan geçmedi.

Sunay’ın da, Gürler’in de seçilememesi, siyaset kurumunu güçlendirmiş, cuntacı generallerin itibarını sarsmıştı.

24 Mart günü kuvvet komutanları ve bazı generaller acil olarak Genelkurmay’a çağırıldı ve durum değerlendirilmesi yapıldı. O akşam toplantıya katılan 17 general kendi arasında “Cumhurbaşkanı kim olmalı?” diye oylama yapmıştı.

Generaller işte böylesine aktif siyasetin içindeydiler o günlerde. Bu toplantının ardından generaller bu kez piyasaya üçüncü bir generalin ismini sürdüler. İllâ da bir generalin cumhurbaşkanı olması isteniyor, ülkeye bir başka şans tanınmıyordu.

İşte bu süreçte senato üyesi, emekli deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Fahri Korutürk ismi gündeme geldi.

“Korutürk” ismi Bülent Ecevit’e teklif edildiğinde Ecevit “Korutürk’ü tanımadığını belirterek önce öneriyi reddetmiş daha sonra Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ın kendisine aracı göndermesi üzerine fikrini değiştirmişti”.

CHP’li Kemal Satır’ın ise Fahri Korutürk’e tepkisi daha farklı olmuştu. Kemal Satır “Deliliğe varan sinirsel hareketleri rapor edilen bir şahsı Devlet’in başına mı getireceğiz?” demişti.

Korutürk’ün bu hâli AP’liler tarafından da biliniyordu. “Korutürk” teklifi Demirel’e gidince Demirel de “Yahu adam ruhen hasta. Nasıl Cumhurbaşkanı seçeriz?” şeklinde menfi kanaat belirtmişti.

Fahri Korutürk hakkında bu kanaatlerin sebebi, onun Moskova Büyükelçisi iken kimi anormal hareketleri ve ruhsal bunalımının Dışişleri Bakanlığı tarafından rapor edilmesiydi.

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay da Korutürk’ün ismi gündeme gelince “Amiral hastalık geçirdi. Sinirlidir, reaksiyonerdir” şeklinde karşı çıkmıştı.

Felçli Cemal Gürsel’den sonra şimdi de “Deliliğe varan sinirsel hareketleri rapor edilen” bir kişiyi generaller “Cumhurbaşkanı” olarak ülkeye dayatıyorlardı.

“5 Nisan günü Süleyman Demirel, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Faruk Ilgaz’ı, Muhsin Batur’a elçi gönderip onun son görüşlerini aldı. Muhsin Batur, her nedense tekrar Faruk Gürler adına dönmüştü. Ancak Süleyman Demirel’in ibresinin Fahri Korutürk’e doğru kaydığı cevabını aldı.”

“Tayfur Sökmenoğlu’nun teklifi, İhsan Sabri Çağlayangil’in devreye girmesi sonucu”, Demirel ile Ecevit’in üç dakika süren görüşmesinin ardından “üç partinin imzaladığı adaylık önergesiyle” 6 Nisan 1973 günü Fahri Korutürk 6. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıktı.

Siyaset kurumu, ardı ardına gelen saldırılara bu kadar direnebilmiş, iki generali atlattıktan sonra bir amirali Çankaya’ya çıkartmak şeklinde mevzi bir başarıya ancak imza atabilmişti.

“555 üyeden 365’inin oyunu alarak “Cumhurbaşkanı” seçilen Korutürk, bir gece evinde televizyon seyredip yatağa girecekken gelen bir telefonla altın fırsata konmuştu. 45 yaşına kadar evlenmemiş, ürkek, tedirgin görüntülü bir şahıstı.”