Allah’ın hukukunu koruyanlar kazanacak!

Merkez Bankası’nın yaptığı faiz indiriminin ne anlama geldiğini halkın anladığı dilden anlatan bulunmayınca, Türkiye’nin düşmanları kendi dillerine göre kriptolayarak o dillerine çevirdikleri anlamıyla halkın diline göre tercüme edip kıyameti koparıyorlar. Merkez Bankası faiz indirimi yaparken özel bankalar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kafa tutuyorlar. Hem kamu bankalarından alınan paraları kendilerine çekiyor, hem Hazine’nin uyguladığı programlardan kâr ediyorlar. Bizim ahlâksız paragözlerimiz de Devlet’imizin düşmanlarının yanında saf tutuyorlar.

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçtiğimiz Perşembe faiz lobisinin ciğerine bir mızrak daha sapladı. Allah kuvvetini ve etkisini artırsın!

TCMB’den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu’nun, politika faizinin yüzde 13’ten yüzde 12’ye indirilmesine karar verdiği bildirildi.

Duyuruda, jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadî faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtilerek, “Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Yüksek küresel enflasyonun enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerine atfen, “Gelişmiş ülke merkez bankaları, artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadî görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir” şeklindeki beyan oldukça dikkat çekiciydi.

Merkez Bankası’nın duyurusundaki şu not ise çok özel:

“Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde, sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir…”

Merkez Bankası üzerinden yürütülen faize karşı millî mücadele, başlangıçta dolar operasyonları ile karşılanıyordu. Türkiye’deki ekonomi ajanları aracılığıyla doların 30, hatta 50 lira seviyelerine geleceğini söyleyip durdular. Her faiz indiriminin Türkiye’nin başına daha çok belâ açacağı yalanını yaydılar.

Bizse kayıt dışı, hatta daha doğru ifadeyle karşılıksız yani resmî ama sahte para basan ABD’nin bu dolar operasyonunda daha fazla devam edemeyeceğini söylüyorduk. Çünkü ABD için karşılığı olmadan bastığı para dahi, hani “Astarı yüzünden pahalı” derler ya, öyle masraflı.

Ve dünya, doğrudan bir ayrışma yaşıyor. ABD, parasının yetmediği noktalara silahlarını taşıyor.

Eski İngiltere kraliçesinin cenaze töreninde ABD Başkanı Joe Biden, protokole göre çok arka sıralara oturtulmuş da bu ABD için çok aşağılayıcıymış. ABD’nin 4 Temmuz 1776’da bağımsızlığını ilân edişinin üzerinden yaklaşık iki buçuk asır geçti ama İngiltere, bir Kelt olup Windsorlara kafa tutanlardan olan diğer hanedanların hizmetçisi olan Biden üzerinden, yeniden dizayn edilen dünya sistematiğinde ABD’nin yerinin üçüncü bile değil, on dördüncü dünya ülkesi olduğunu gösterdi. Cenaze merasimine katılmayan Türk liderinin ayağına ise temsilcisini gönderdi.

Dünya, ekonomi sistematiğini kapitalizm üzerinden yürütemeyeceğini anlıyor. Fakat Türkiye’de “yeni ekonomi modelinin” adını koyacak bir akademik çalışma yapılmıyor. Bunu da mı Erdoğan düşünsün, bunun altını da mı Erdoğan doldursun?

Türkiye dâhil, dünyanın her yerinde berberlerden saç kesmeleri, terzilerden elbise yapmaları, fırıncılardan ekmek üretmeleri, fabrikalardan eşya üretmeleri, doktorlardan sağlıkla ilgilenmeleri, mühendislerden teknik işlerle ilgilenmeleri, mimarlardan konut tasarlamaları beklenir ve onlar da bu ihtiyaçlara karşılık verir. Akademidense çok şey bekleniyor ama bir cevap çıkmıyor.

Müfredat bekliyorsunuz, yok!

Bilim bekliyorsunuz, yok!

Ar-ge bekliyorsunuz, yok!

Makale bekliyorsunuz, var da yok!

Model bekliyorsunuz, yok oğlu yok!

Merkez Bankası’nın yaptığı faiz indiriminin ne anlama geldiğini halkın anladığı dilden anlatan bulunmayınca, Türkiye’nin düşmanları kendi dillerine göre kriptolayarak o dillerine çevirdikleri anlamıyla halkın diline göre tercüme edip kıyameti koparıyorlar.

Merkez Bankası faiz indirimi yaparken özel bankalar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kafa tutuyorlar. Hem kamu bankalarından alınan paraları kendilerine çekiyor, hem Hazine’nin uyguladığı programlardan kâr ediyorlar. Bizim ahlâksız paragözlerimiz de Devlet’imizin düşmanlarının yanında saf tutuyorlar. Bir de kazandıklarını “hak” görüyorlar.

Bu “hak” konusu ne kadar adi, ne kadar aşağılık bir işmiş meğer!

Türkiye’nin, halka faiz indiriminin ne anlama geldiğini anlatacak kamu spotlarına ihtiyacı var, İletişim Başkanlığı’na duyurulur!

Fakat İletişim Başkanlığı ve akademi dünyası yanında yer almasa da, Sayın Erdoğan gibi, ancak Allah’ın hukukunu gözetenler kazanacaklar. Çünkü Allah, sadece Kendisine inanıp güvenenlerle beraberdir. O, Kendisine güvenenleri kuvvetli kılar. O, Kendisine inananların gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı olacağının sözünü vermiştir. Ve O, vaadinden dönmez.