Allah (cc) kimleri sever?

“İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırınız.” (Hadis-i Şerif)

“İMAN edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.” (Meryem, 96)

*

“Allah (cc): ‘Sadece Benim için birbirini seven, Benim rızam için toplanan, Benim rızam uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece sadaka verip iyilik edenler, Benim sevgimi hak ederler.’” (Muvatta Şa’r, 16)

*

“Allah yolunda (mallarınızı) harcayın, kendi ellerinizle (kendinizi) tehlikeye atmayın; iyilik edin. Şüphesiz ki Allah, iyilik edenleri sever.” (Bakara, 195)

*

“Şunu iyi bilin ki, Allah çok tövbe edenleri sever, (madden-manen) çok temizlenenleri de sever.” (Bakara, 222)

*

“(Resûlüm!) De ki, ‘Allah’ı seviyorsanız Bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın’. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31)

*

“Hayır, (gerçek onların söyledikleri gibi değil,) kim ahdini (sözünü) yerine getirir ve Allah’ın emirlerine uyup günahlardan sakınırsa, (bilsin ki) şüphesiz O, muttaki olanları (yasaklardan kaçınan ve emirlerine uygun yaşayanları) sever. (Âl-i İmrân, 76)

*

“O takva sahibi olanlar, bollukta ve darlıkta (Allah rızası için) harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah, iyilik yapanları (ve güzel davrananları) sever. (Âl-i İmrân, 134)

*

“Nice peygamberler vardır ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu hâlde savaştılar da bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden (meşakkatlerden) dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah, sabır (ve sebat) edenleri sever.” (Âl-i İmrân, 146)

*

“Onların (bu anlardaki) sözleri, ‘Ey Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla. (Savaşta) ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler güruhuna karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle’ demekten başka bir şey değildi. İşte (bu yüzden) Allah, onlara hem dünya nimetini/mükâfatını, hem de ahiret sevabının güzelliğini (Cennet’ini ve nimetlerini) verdi. Allah, güzel hareket edenleri sever. (Âl-i İmrân, 147-148)

*

“(Ey Resûlüm! Genelde ve özellikle Uhud gazvesinde Sen,) Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, elbette onlar etrafından dağılıverirlerdi. O hâlde onları affet, onlar için mağfiret dile ve (umuma ait) iş hakkında onlara danış; artık karar verdiğin zaman da Allah’a güvenip dayan (onu yap). Şüphesiz Allah, Kendisine güvenip dayananları sever.” (Âl-i İmrân, 159)

*

“Onlar Rablerinin çağrısına gelirler, namazı dosdoğru kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de harcarlar.” (Şûrâ, 38)

*

“(Yahudilerin bir kısmı, -Tevrat’taki-) kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak (peygamberlere karşı), ‘İşittik fakat karşı geldik. Dinle dinlemez olası’ (‘Râ’ina’) derler. Eğer onlar, ‘Dinledik (Sana) itaat ettik, dinle ve bize bak (gözet)’ (‘Unzurna’) deselerdi, kendileri için daha hayırlı ve doğru olurdu. Fakat Allah, küfürlerinden dolayı onlara lânet etmiştir. Artık onlar, pek azı hariç, iman etmezler.” (Nîsa, 46)

*

“Onlar uyarıldıkları şeylerden nasiplenmeyi de unuttular (terk ettiler, hevalarına tâbi oldular). (Resûlüm!) İçlerinden pek azı hariç, onlardan yana daima bir hainliğin farkına varıp durursun. Yine de onları affet ve aldırma! Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.” (Maide, 13)

*

(Münafıklar ve Yahudiler) yalan dinlemeye çok meraklı ve haram yemeye pek düşkündürler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, istersen onlardan yüz çevir. Eğer yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Eğer hükmedersen, aralarında âdil şekilde hükmet. Hiç şüphesiz ki Allah, adaletli olanları sever.” (Maide, 42)

*

“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, o zaman Allah, (sizin yerinize) Kendisinin onları, onların da Kendisini sevdiği, müminlere karşı gayet alçakgönüllü/yumuşak, kâfirlere karşı da oldukça onurlu ve sert bir toplum getirir ki onlar, Allah yolunda savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah’ın lûtfudur ki onu dilediğine verir. Allah, lûtfu geniş olandır, (her şeyi) bilendir.” (Maide, 54)

*

“İman edip sâlih amellerde bulunanlara, takvâlı oldukları (Allah’ın emrine uygun yaşadıkları/günahlardan sakındıkları) ve hakkıyla iman edip sâlih amellere devam ettikleri, yine takvâlı olup kesin inandıkları, nihayet takvâ ile beraber güzel ve hayırlı harekette bulundukları sürece, (haram olunmadan önce) yiyip içtikleri (haram) şeylerden dolayı onlara bir günah yoktur. Allah, iyilikte ve güzel harekette bulunanları sever.” (Maide, 93)

*

“Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden size karşı (bu sözleşmeden) hiçbir şeyi eksik yapmayan ve aleyhinize hiç kimseye arka çıkmayanlar (bu hükümden) hariçtir; onlara, müddetleri (bitinceye) kadar antlaşmalarını tamamlayın (iptal etmeyin). Çünkü Allah, (ahdi bozmaktan) sakınanları sever.” (Tevbe, 4)

*

“O (sözünden dönen) müşriklerin, Allah katında ve Resûlü yanında nasıl (geçerli) bir antlaşmaları olabilir? Ancak, Mescid-i Haram yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız hariçtir. Onlar size (karşı ahitlerinde) dürüst davrandıkça, siz de onlara dürüst davranın. Allah, muttakîleri (emirlerine uyan ve hainlikten sakınanları) sever.” (Tevbe, 7)

*

“Bir de (haktan yana görünüp Müslümanlara) zarar vermek, küfre hizmet etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önceden Allah ve Resûlüne karşı savaşını(n da oraya gelmesini) bekleyip gözlemek için bir mescit edinenler, ‘Biz (bununla) iyilikten başka bir şey istemedik’ diye kesin bir ifade ile yemin edecekler. Hâlbuki Allah, onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder. (Resûlüm,) onun içinde hiç namaz kılma! Daha ilk günden takvâ üzerine (Allah’ın emrine ve rızasına uygun) kurulan mescidin (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman daha uygundur. (O mescidin) içinde tertemiz olmayı arzu eden adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.” (Tevbe, 107-108)

*

“Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Muhakkak ki, Rabbin çok merhametlidir, (müminleri) çok sever.” (Hûd, 90)

*

“Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işinizde) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever.” (Hucurat, 9)

*

“Allah, sizinle dininizden ötürü savaşmayanlara, (dininizi yaşadığınız için sizlere saygı gösterenlere) sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten ve onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah, adil olanları sever”. (Mümtehine, 8)

*

“Şüphesiz ki Allah, Kendi yolunda (birbirine) kurşunla kenetlenip kaynaşmış bir yapı gibi saf disiplini içinde mücadele edenleri sever.” (Saf, 4)

*

“O (Allah), (tevbe eden müminleri) çok bağışlayan ve (dostlarını) çok sevendir.” (Burûc, 14)

*

“Allah bir kulunu sevdiği takdirde Cebrail’i çağırır ve şöyle der: ‘Ey Cebrail, Ben filan kimseyi seviyorum, sen de onu sev.’ Bunun üzerine Cebrail de onu sever. Sonra sema ehli arasında şöyle seslenir: ‘Allah filanı sever, siz de onu sevin.’ Bunun üzerine semadakiler de onu sever. Arkasından da yeryüzünde onun kabul görmesini sağlarlar.” (Tirmizi, Sünen, 3161)

*

“İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırınız.” (Müsim, Tirmizi, İbni Mace)

*

“Allah güzeldir, güzeli sever. Temizdir, temizi sever. Cömerttir, cömerdi sever. Kerimdir, keremi sever.” (Tirmizi, Edep, 41)