Akıllı nesneler çağı (1)

Kullandığımız nesneler, tıpkı kimlik numaralarımız veya hesap numaralarımız (IBAN) gibi benzersiz şekilde kodlanacak ve diğer nesnelerden ayırt edici bir adresi olacak. Bunun için “IPv6” diye adlandırılan bir protokolün çalışması yapılıyor. Bu geçişle IP çakışmalarının önüne geçilerek yukarıda bahsettiğim gibi benzersiz kimlikte nesneler tanımlanmış olacak.

“ARTIK hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” 

Özellikle son yıllarda bu sözü çok fazla duyar ve söyler olduk. Değişim devam ediyor. Hemen her alanda değişiyoruz. İnsan değişiyor. İhtiyaçlar değişiyor. Düne kadar lüks veya gereksiz gördüğümüz tüketim modelleri bugün hayatî öneme sahip, olmazsa olmazlarımız arasına girebiliyor.

Kişilerin ihtiyaçları değiştikçe toplumsal beklentiler ve yönelimler de değişiyor. Teknolojik gelişmeler, toplumdaki doğal değişim sürecini hızlandıran ve hattâ yön veren boyutlara geldi.

Sosyolojik veya toplumsal olaylar artık o kadar da önemli değil. İnsan çağlara hükmetmiyor artık. Çağları artık buluşlar ve teknolojik gelişmeler belirliyor. “Dijital Çağ” diyoruz yaşadığımız bu çağa. Kimisi “internet çağı” diyor. “Sanal çağ” diyenler de var, “sosyal medya çağı” diyenler de. Ne derseniz deyin, şurası kesin: İnsanoğlu olarak artık zamana hükmetme iddiamız zayıflıyor.

Teknoloji ilerlemeye devam ediyor. Peki, gelecekte bizi neler bekliyor? Yakın gelecekte, hayatımızda neler değişecek? Neler olmazsa olmazımız olacak?

Son aylarda yaşadığımız Korona salgını toplumsal dönüşüm sürecini hızlandırdı ve yakın gelecekte bizi nelerin beklediğini aslında özet olarak gösterdi. Önceden yaygın olmayan veya sınırlı şekilde kullanılan teknolojiler artık zorunlu olarak hayatımıza girmeye başladı.

AVM’lerin kapanması, online ticareti hareketlendirdi. Okulların kapanması, uzaktan eğitim modellerini harekete geçirdi. Lokanta ve kafelerin kapanması, online siparişleri hızlandırdı. Pek çok işyerinde, kamu kuruluşlarının birçoğunda, büyük şirketlerde, bankalarda zorunlu olarak uzaktan çalışma modellerine geçiş yapıldı. Toplantılar, görüşmeler, oturumlar uzaktan, online katılımlarla yapılmaya başlandı. “Sosyal mesafe” diye bir kavram girdi hayatımıza. Sosyal mesafeleri ise ancak teknoloji ile kapatabilir olduk.

Başa dönersek, evet, “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”. Salgın bizi değiştirdi. Etkileri kalıcı olabilir ve bu aynı zamanda bugün deneyimlediğimiz teknolojilerin yaygınlaşacağı ve artık hayatımızın bir parçası haline geleceğini gösteriyor.

Akıllı nesneler

Teknolojinin gelişmesiyle, mekanik aletler yerini elektronik cihazlara ve sonrasında akıllı otomasyon sistemlerine bıraktı. Teknoloji ile birlikte yeni kavramlar da girdi hayatımıza. Son günlerde “IOT” veya “nesnelerin interneti” kavramı sıkça kullanılmaya başlandı.

Nesnelerin interneti yerine “akıllı nesneler” demek daha doğru geliyor bana. Ne de olsa onların çağı başlayacak…

Peki, nedir bu “nesnelerin interneti” ya da kısaca “IOT”?

İngilizce kısaltması nedeniyle IOT (internet of things) ismi verilen ve Türkçeye “nesnelerin interneti” olarak çevrilen kavramı kısacası özetleyecek olursak, günlük hayatımızda kullandığımız alet, makine ve araçların (nesnelerin) birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantı kurduğu, konuştuğu (haberleştiği), çalıştığı ve kontrol edilebildiği bir sistem olarak tanımlayabiliriz.

Amerikan Federal Ticaret Komisyonu, nesnelerin internetini, “günlük kullanımımızda olan nesnelerin internete bağlanarak veri gönderip alması kabiliyeti” olarak tanımlamış.

Kullandığımız nesneler, tıpkı kimlik numaralarımız veya hesap numaralarımız (IBAN) gibi benzersiz şekilde kodlanacak ve diğer nesnelerden ayırt edici bir adresi olacak. Bunun için “IPv6” diye adlandırılan bir protokolün çalışması yapılıyor. Bu geçişle IP çakışmalarının önüne geçilerek yukarıda bahsettiğim gibi benzersiz kimlikte nesneler tanımlanmış olacak.

Birbirlerine bağlanan nesneler birbirleri ile haberleşecek, bilgi alışverişi yapabilecek ve dahası, yetenekleri ölçüsünde karar verip eyleme geçebilecekler. Yani nesneler akıllanacak. Bu teknoloji ile M2M (makineden makineye) ve H2M (insandan makineye) haberleşme imkânlarına sahip olacağız.

Her nesne bu ağa bağlanabilir mi?

Elbette hayır! Ancak bir iş yapan, iş yaparken veri üretebilen, veri çıkışı sağlanabilen her nesne, adreslenebilir olduğu sürece internet vâsıtası ile bu ağa katılabilecek. Nesnelerde ihtiyaca göre algılayıcılar, sensörler, elektronik devreler, işlemciler veya yapay zekâ modülleri olacak.  

2020 yılından sonra 24 milyardan fazla cihazın bu protokole uygun hâle getirileceği öngörülüyor. Yakın bir gelecekte kullandığımız hemen her cihazın, makinenin, aletin, aracın zorunlu olarak akıllı nesneler hâline geleceğini öngörmek artık hayâl değil.

Bu teknoloji hayatımızı nasıl değiştirecek?

Haftaya devam edelim inşallah...

“Gelecek yüzyılda, dünya gezegeni elektronik bir cilde sahip olacak. İnsanlar duygularını desteklemek ve iletmek için interneti bir iskele olarak kullanacak.” (Neil Gross)