“ARTIK hiçbir
şey eskisi gibi olmayacak!”
Özellikle son yıllarda bu sözü çok fazla duyar ve
söyler olduk. Değişim devam ediyor. Hemen her alanda değişiyoruz. İnsan
değişiyor. İhtiyaçlar değişiyor. Düne kadar lüks veya gereksiz gördüğümüz tüketim
modelleri bugün hayatî öneme sahip, olmazsa olmazlarımız arasına girebiliyor.
Kişilerin ihtiyaçları değiştikçe toplumsal beklentiler
ve yönelimler de değişiyor. Teknolojik gelişmeler, toplumdaki doğal değişim
sürecini hızlandıran ve hattâ yön veren boyutlara geldi.
Sosyolojik veya toplumsal olaylar artık o kadar da
önemli değil. İnsan çağlara hükmetmiyor artık. Çağları artık buluşlar ve teknolojik
gelişmeler belirliyor. “Dijital Çağ” diyoruz yaşadığımız bu çağa. Kimisi “internet
çağı” diyor. “Sanal çağ” diyenler de var, “sosyal medya çağı” diyenler de. Ne derseniz
deyin, şurası kesin: İnsanoğlu olarak artık zamana hükmetme iddiamız
zayıflıyor.
Teknoloji ilerlemeye devam ediyor. Peki, gelecekte
bizi neler bekliyor? Yakın gelecekte, hayatımızda neler değişecek? Neler
olmazsa olmazımız olacak?
Son aylarda yaşadığımız Korona salgını toplumsal
dönüşüm sürecini hızlandırdı ve yakın gelecekte bizi nelerin beklediğini
aslında özet olarak gösterdi. Önceden yaygın olmayan veya sınırlı şekilde kullanılan
teknolojiler artık zorunlu olarak hayatımıza girmeye başladı.
AVM’lerin kapanması, online ticareti hareketlendirdi.
Okulların kapanması, uzaktan eğitim modellerini harekete geçirdi. Lokanta ve
kafelerin kapanması, online siparişleri hızlandırdı. Pek çok işyerinde, kamu
kuruluşlarının birçoğunda, büyük şirketlerde, bankalarda zorunlu olarak uzaktan
çalışma modellerine geçiş yapıldı. Toplantılar, görüşmeler, oturumlar uzaktan,
online katılımlarla yapılmaya başlandı. “Sosyal mesafe” diye bir kavram girdi
hayatımıza. Sosyal mesafeleri ise ancak teknoloji ile kapatabilir olduk.
Başa dönersek, evet, “artık hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak”. Salgın bizi değiştirdi. Etkileri kalıcı olabilir ve bu aynı zamanda
bugün deneyimlediğimiz teknolojilerin yaygınlaşacağı ve artık hayatımızın bir
parçası haline geleceğini gösteriyor.
Akıllı nesneler
Teknolojinin gelişmesiyle, mekanik aletler yerini
elektronik cihazlara ve sonrasında akıllı otomasyon sistemlerine bıraktı.
Teknoloji ile birlikte yeni kavramlar da girdi hayatımıza. Son günlerde “IOT”
veya “nesnelerin interneti” kavramı sıkça kullanılmaya başlandı.
Nesnelerin interneti yerine “akıllı nesneler” demek
daha doğru geliyor bana. Ne de olsa onların çağı başlayacak…
Peki, nedir bu “nesnelerin interneti” ya da kısaca
“IOT”?
İngilizce kısaltması nedeniyle IOT (internet of
things) ismi verilen ve Türkçeye “nesnelerin interneti” olarak çevrilen kavramı
kısacası özetleyecek olursak, günlük hayatımızda kullandığımız alet, makine ve
araçların (nesnelerin) birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantı
kurduğu, konuştuğu (haberleştiği), çalıştığı ve kontrol edilebildiği bir sistem
olarak tanımlayabiliriz.
Amerikan Federal Ticaret Komisyonu, nesnelerin
internetini, “günlük kullanımımızda olan nesnelerin internete bağlanarak veri
gönderip alması kabiliyeti” olarak tanımlamış.
Kullandığımız nesneler, tıpkı kimlik numaralarımız
veya hesap numaralarımız (IBAN) gibi benzersiz şekilde kodlanacak ve diğer
nesnelerden ayırt edici bir adresi olacak. Bunun için “IPv6” diye
adlandırılan bir protokolün çalışması yapılıyor. Bu geçişle IP çakışmalarının
önüne geçilerek yukarıda bahsettiğim gibi benzersiz kimlikte nesneler
tanımlanmış olacak.
Birbirlerine bağlanan nesneler birbirleri ile
haberleşecek, bilgi alışverişi yapabilecek ve dahası, yetenekleri ölçüsünde
karar verip eyleme geçebilecekler. Yani nesneler akıllanacak. Bu teknoloji ile M2M
(makineden makineye) ve H2M (insandan makineye) haberleşme imkânlarına sahip
olacağız.
Her nesne bu ağa bağlanabilir mi?
Elbette hayır! Ancak bir iş yapan, iş yaparken veri
üretebilen, veri çıkışı sağlanabilen her nesne, adreslenebilir olduğu sürece
internet vâsıtası ile bu ağa katılabilecek. Nesnelerde ihtiyaca göre algılayıcılar,
sensörler, elektronik devreler, işlemciler veya yapay zekâ modülleri olacak.
2020 yılından sonra 24 milyardan fazla cihazın bu
protokole uygun hâle getirileceği öngörülüyor. Yakın bir gelecekte
kullandığımız hemen her cihazın, makinenin, aletin, aracın zorunlu olarak
akıllı nesneler hâline geleceğini öngörmek artık hayâl değil.
Bu teknoloji hayatımızı nasıl değiştirecek?
Haftaya devam edelim inşallah...
“Gelecek yüzyılda, dünya gezegeni elektronik bir cilde
sahip olacak. İnsanlar duygularını desteklemek ve iletmek için interneti bir
iskele olarak kullanacak.” (Neil Gross)