AK Parti esner mi?

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin yüzde 50+1 eşiği, aslında bu esneme payına sahip iktidarı iktidarda sabitlemek anlamına gelmeliydi, fakat AK Parti bu rahatlıkta değil. Çünkü esneme payı, onun sahibini “sosyolojik etki alanı” içinde iktidar kılar. AK Parti’nin kendi sosyolojisinden koptuğu gözlemi, gittikçe politik gerginliğe hizmet ediyor…

GÜÇ, el değiştirirken esnemez. Güç, her zaman her şeyi “Lehimde mi, aleyhimde mi?” tarayıcılığı/avcılığı içinde tarar.

Millet İttifakı, gücü devralacağı vehmindedir; muhalefet, AK Parti döneminde “tek tip” sözlüğünden ve bunun sonucu olan “kutuplu gerilim”den halkın yorulduğunu düşünüyor.

Kemalistler de gücün AK Parti’ye geçtiğini gördüklerinde sayısız komplo ve darbe peşine düştüler. 28 Şubat sürecinde hiç esnemediler. Çünkü esneme payı, güçlü olan için zaaf sayılır.

Kılıçdaroğlu dindarlara karşı esnek davranırken, aslında ilk fırsatta rövanşist saldırılarını peşi sıra dizecektir. Çünkü CHP, özü itibariyle esneme payını kendisi için tuzak sayar.

AK Parti dönemindeki siyasallaşma ve siyasal davranış kültürü analizlerindeki gerekçelerin hiçbirinde esnekliğe ve esneme payına yer verilmese de aslında AK Parti, özü itibariyle esneye esneye bu hâle geldi.

Neden?

Öncelikle AK Parti, bu topraklarda kimlik kodlu ve dönüştürücü ideoloji merkezli tüm dünya görüşleri için (bu dünya görüşünün kaynakları din, kültür, tarihselcilik, ulus modeli gibi türler olabilir) psikolojik bir rahatlık alanı sağladı.

Örneğin Kemalistler, milliyetçiler ve İslâmcılar bu esnekliği AK Parti’nin aleyhinde kullanmayı tercih ettiler.

AK Parti, toplumsal değişimin ve gelişimin ortaya çıkardığı tabiî gerilimin esneme payı olmayı başardı. Bir başka ifadeyle, toplumdaki esneme payı, kendini AK Parti ile ifade edebildi.

Dolayısıyla AK Parti sayesinde politik gerilim esnemiyor, toplum, esneme payını “AK Parti” olarak tanımlıyor. Nitekim AK Parti’nin siyasal nüfuz içindeki payı (seçimde aldığı oy, getirdiği siyasal davranış kültürü, Kemalist, İslâmcı ve milliyetçi tüm kodlardan bağımsız yol alan yönetme payı vesaire) aslında toplumun kendi içinde ve devlet ile etkileşimindeki değişimin-dönüşümün ortaya çıkardığı gerilimin esneme payıdır aynı zamanda.

AK Parti, germek yerine esnetiyor; toplumda esnekliğini onunla taşıyor. Kürtler AK Parti’ye verdiği oyla gerilimi kışkırtan HDP yerine toplumsal esnemeyi devreye sokuyor; buna karşın milliyetçi oylar AK Parti’ye yönelince aynı karşılığı vererek esnemeyi besliyor. Aynı katılımla lâikçi oylar, karşı görüşe nispetle AK Parti üzerinden bu esnemeyi besliyor.

Toplumun her kesiminden oy almak ile toplum içindeki farklılıkların birbirlerine olan esnekliğini bir parti üzerinden yürütmeleri birbirinden çok çok farklıdır.

AK Parti’nin siyasal hayatımızdaki yerini tanımlarken esastan yapılacak analizlerde bu toplumun kendini yönetmedeki esneme payının siyasal alandaki karşılığı olarak AK Parti’yi seçmesini unutmayalım. AK Parti’nin kitle partisi olması, her kesimden oy alması anlamına gelir. Ancak AK Parti, kitle partisi olduğu kadar temsil ettiği siyasal tabana bakıldığında “esneme payı” partisidir de aynı zamanda. Anavatan Partisi de bir ara kitle partisi oldu fakat esneme payını temsil etmedi.

Emin olabilirisiniz ki, toplum, yakalandığı değişim-dönüşüm içindeki gerilimi çatışmadan, parçalanmadan uzak tamamlamak için dinamiklerindeki esneme payını devreye soktu ve bunu siyasal temsilde AK Parti ile ifade etti.

Ancak şimdilerde AK Parti’nin bu esneme payı işlevinin durduğu izlenimi var. Hatta esnettiği yeri kıran davranışlar içinde olduğu tespiti de yapılıyor.

“AK Parti kendini artık toplum içinde değil de devlet geleneğinde konumlandırıyor” izlenimi de mevcut. Toplumun geleneğindeki esneme payı temsiliyeti yerine “iktidar gelenekçiliği”ne sığındığı iddiaları da...

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin yüzde 50+1 eşiği, aslında bu esneme payına sahip iktidarı iktidarda sabitlemek anlamına gelmeliydi, fakat AK Parti bu rahatlıkta değil. Çünkü esneme payı, onun sahibini “sosyolojik etki alanı” içinde iktidar kılar. AK Parti’nin kendi sosyolojisinden koptuğu gözlemi, gittikçe politik gerginliğe hizmet ediyor.

AK Parti, esneyip esnemediğine ilişkin kararını vermeli. Çünkü muhalefet, “gererek iktidara gelen” demek. Ve muhalefet, asla iktidara geldiğinde esnemez... Kırar!