Âh bahar!

Yeniden doğmak ve yeniden duymak içindir onca bekleyişin yegâne sebebi. Kalbimiz de yeniden doğar ve yeniden duyar adeta her baharda. Bahara “sevda mevsimi” denmesinin sebebi de bu değil midir? Hangimizin gönlü bir bahar havası, bir çiçek kokusu, bir kuş cıvıltısına karşı koyabilir? Sahi, var mıdır bunları hissedip de tomurcuklanmayan, elvanlı çiçekler açmayan gönül?

“HAYATININ baharında” diye bir tabir var. Sahi, neresi orası ya da ne zaman? Nasıl gidilir oraya, hangi taşıt kaç paraya götürür? İneceğimiz durağın adı ne? Hangi hafta, hangi ay, hangi mevsim? Kaç yaşına geldiğimizde o baharda olacağız size göre? 20, 30, 40? Bu yaşlar koşup gittiyse elimizden, 50’de, 60’ta çalmayacak mı kapımızı bahar? Keselim mi ümidimizi, razı olalım mı bitmeyen kışlara?

Sesinizi duyar gibiyim, siz de haklısınız. Baharın yeri, yaşı, başı mı olur? Çekin şu perdeleri, açın pencereleri sonuna kadar. İçinize çekin baygın bakışlı âşık nergislerin kokusunu, dinleyin, meltem ıslık çalıyor ya dallarda, yeni uyanmış serçe kuşları... Şaire kulak ver ve dinle bak, ne diyor: “Tüyden hafif olurum böyle sabahlar…”

Âh bahar! Âh bahar! Âh bahar!

Bahar bizim içimizde. Bulunduğumuz yerin, yaşın önemi yok. 20 yaşındasınızdır, her mümkün elinizde. Fakat karşı damdaki güneş parçasını göremiyorsanız, şarkılar bir kuş cıvıltısı değilse içinizde, bağıra bağıra düşmüyorsanız yollara, başınız dönmüyorsa böyle havalarda, Orhan Veli’yi tanımadıysanız henüz, Aysel’e mektuplar yazmadıysanız “Git” diye çağırarak, bir ahunun gözlerinde kaybetmediyseniz yolunuzu, boşa ümitlenmeyin, bahar sizin semtinize uğramamış henüz.

Evet, baharda kışı yaşayan da vardır, kışta baharı yaşayan da. Yirmili yaşlarda farkına varamadığınız bu delişmen mevsim, çok sonra çalabilir kapınızı. Belki de gelip sizin semtinize yerleşir, ne dersiniz? Yeniden doğarsınız onunla. Görmeye, duymaya, tatmaya, koklamaya, hissetmeye başlarsınız yeniden. Ümit var oldukça ümitvar olmak gerekmez mi?

Bütün çiçeklerini, yapraklarını kaybeden şu karşıki kuru ağaç, karanlık dehlizlerine çekilen onca börtü böcek, karların altında üşüyen toprak ana, bir elveda ile çekip giden turna kuşları, düşünsene, bahardan ümit kesselerdi neler olurdu? Dayanabilirler miydi bunca kaybedişe, ayrı düşüşe, o kavuşma iştiyakına? Hepsi de farkında; biliyorlar ki, gidenler baharla geri gelecekler. Hem de daha güzel!

O tatlı bahar ziyalarıyla tomurcuklar patlayacak karşıki kuru ağacın dallarında renk renk, desen desen, allı morlu, mis kokulu... Meltemin ıslıklarını duyan börtü böcekler, karanlık dehlizlerini yırtıp atıverecekler kendilerini baharın kucağına. O ılık bahar güneşi, tüm şefkatiyle ısıtacak toprak anayı; eritip o kar örtüsünü âb-ı hayat kılacak tüm yaratılmışlara… Büyük bir aşk ve özlemle dönecek bizim ile turna kuşları... Yeniden doğacak her şey, yeni baştan, en baştan, sil baştan...

Baharın bir anlamı da “yeniden doğuş” değil midir? Sisli, puslu, soğuk kış günlerini yırtıp yeniden doğuş ve yeniden duyuş… Yeniden doğmak ve yeniden duymak içindir onca bekleyişin yegâne sebebi. Kalbimiz de yeniden doğar ve yeniden duyar adeta her baharda. Bahara “sevda mevsimi” denmesinin sebebi de bu değil midir? Hangimizin gönlü bir bahar havası, bir çiçek kokusu, bir kuş cıvıltısına karşı koyabilir? Sahi, var mıdır bunları hissedip de tomurcuklanmayan, elvanlı çiçekler açmayan gönül?

Her canlı gibi insan da bu âlemde bir arayış içerisindedir. Bir bütün olmak, tamamlanmak için parçalarını arar. O parçaları bulduğu zaman doğacaktır tam anlamıyla. Tam anlamıyla o eksik parçalar yerine oturduğunda duyacaktır en güzel musikiyi. O parçaların adı, “Aşk”; o parçayı bize getirecek olan, “Bahar”…

Bütün baharları o eksik parçanıza kavuşmak için bir fırsat olarak bekleyin. Bu bahar olmadıysa belki diğer bahar, belki de diğeri... Unutmayın, her baharda kavuşmak için bir ümit var. Bu ümitle çekin bütün bahar havasını içinize, bu ümitle dinleyin cıvıldayan her kuşu, bu ümitle koklayın baygın bakışlı nergisleri, bu ümitle karşılayın size doğru kanat çırpan turna kuşlarını... Kim bilebilir, belki bir kuşun kanadındadır sizin eksik parçanız ya da bir bahar ziyasında?

Bakın, tüm güzelliklerini toplamış geliyor bahar. Yeni geliyor, yine geliyor, yeniden geliyor ve hep gelecek! Beklemeyi, sabretmeyi, istemeyi, inanmayı bilene gelecek. İnanıyorum, bu bahar hepimize iyi gelecek!